İtalya’nın masal şehri: Siena

Siena üç tepe üzerine kurulu… Özellikle şehir Toskana bölgesinin kalbi sayılır. Harika şekilde korunmuş tarihi dokusu nedeniyle ziyaretçilerine bir zaman yolculuğuna çıkma imkânı sunuyor. Hatta bu özelliği sayesinde UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'nde bulunuyor. İlk bakışta kahverengimsi kızıl taş evleriyle dikkat çekse de uzun ve dar sokakların her biri ‘Piazza del Campo Meydanı'na çıkıyor. Deniz kabuğu şeklindeki bu meydan Avrupa'nın en büyük kent meydanlarından biri olarak kabul ediliyor. Siena’da gezilecek yerlere geçmeden önce size biraz şehrin tarihinden bahsetmek istiyorum.




Kentin simgesi olan Romalı dişi kurt, Siena’nın dilden dile dolaşan kuruluş hikâyesinde önemli bir role sahip. Siena, Aschius ve Senius tarafından kurulmuş. Aschius ve Senius, babaları Remus’un Romulus tarafından öldürülmesinin ardından Roma’ya kaçmışlar. Kökeni Etrüsklere dayanan Siena, Lombardlar ve Şarlmanlar tarafından ele geçirilmeden önce Roma’nın kolonisiymiş. Daha sonra psikoposlar tarafından sahiplenmiş ve nihayet 12 yy.’dan itibaren özerk bir komün olmayı başarmış.

Feodal sistemin boyunduruğundan kurtulunca, stratejik olarak dört ülkeden geçen ünlü Francigena yolu üzerinde bulunan Siena; tarım, sanayi, ticaret ve zengin bankerler sayesinde gelişmeye başlamış. İki asırdan az bir süre Avrupa’nın en büyük şehirlerinden biri olmuş. Şehrin genişleme politikası, Floransa ile ezeli bir rekabete girmesine neden olmuş. Floransa yaklaşık 400 yıl boyunca Siena’yla bir savaşıp bir barışarak Siena’nın tarihinde önemli rol oynar. Bu durum 1555 yılında kapitülasyonlar imzalanana kadar devam etmiş. Şehrin bu zafer sevinci sadece 13 ve 15 yy. arasına kadar devam etmiş. Sonrası 1348’de veba salgını bu sevinci yerle bir etmiş. Siena’nın zafer dolu günlerinde şehir bugünkü görünümünü elde etmiş. Mimarisi ve tarihi yapılarıyla şimdilerde Avrupa’nın sanatsal anlamda gelişen şehirlerinden biri konumunda… Sienalılar şanlı geçmişlerini asla unutmuyorlar. Günümüzde bile hâlâ Ortaçağ geleneklerini yaşatmaya devam ediyorlar.

Siena Katedrali

Sienalılar şehirlerindeki katedralin ‘Hıristiyan dünyasının en büyük ve ihtişamlı katedrali’ olmasını istemişler. Şehrin Ortaçağ’daki önemli konumuna yakışır şekilde inşa edilen katedral, İtalya’daki gotik mimari örneğinin eşsiz bir simgesi... Katedralin 13 yy.’dan itibaren inşasına başlanmış ve bitmesi bir buçuk asırdan fazla sürmüş. Mimarisinde kullanılan çift tonlu siyah ve beyaz renkler 13 yy.’dan bu yana Siena’nın sembolü olan Balzana’nın renklerine bir gönderme...

Palio Festivali

Siena’nın ana meydanı olan Piazza del Campo’da 2 Temmuz ve 16 Ağustos olmak üzere yılda iki defa at yarışları gerçekleştiriliyor. 2 Temmuz’daki yarışlar Siena’daki Santa Maria di Provenzano kilisesinde büstü bulunan, bakireliğin ve saflığın simgesi olan Madonna di Provenzano için yapılır. 16 Ağustos’taki yarışlarsa Hz. Meryem’in cennete gittiği gün olarak bilinen 15 Ağustos’un ertesi günü yapılır. Bu at yarışında atlara eyersiz binilir ve yarış öncesi şehir festival havasına çoktan girdiği için herkes neşe içinde yarışları bekler. Yarıştaki galibiyet ve mağlubiyet jokeylerin yeteneklerine bağlı olsa da, burada şans da önemli bir etken.  Yarış öncesi at ve jokeyler kiliseye gidip, burada  hayır duası alır.

Daha sonra Passeggiata Storica isimli bir kortej tambur ve trompetler eşliğinde, bayrak sallayarak yürüyüş yapar. Dört beyaz atın çektiği ‘Carroccio’, korteje eşlik eder ve kazanan yarışmacıya ithafen bir tuval taşır. Yarışlardan sonra kazanan Provenzano Kilisesi’ne (temmuz) ya da katedrale (ağustos) giderek şükranlarını sunar. Siz de ziyaret amacıyla gidebilirsiniz. Palio İtalya’nın en popüler ve en eski yarışlarından biri ve şehrin ruhunu yansıtan bir etkinlik. Ortaçağ’da Palio, Alla Lunga etkinliği olarak düzenlenirdi  ve yarış katedralin önünde biterdi. 17 yy.’da düzenlenen yarışlarsa ‘Alla Tonda’ ismiyle Piazza del Campo meydanında yapılırdı. Piazza del Campo Meydanı’nda bulunan Pallazzo Tomei, Palazzo Buonsignore soylu ve ünlü tüccarları için örnek teşkil eden saraylardı ve tuğla işçiliği, mazgallı siperleriyle ünlü yapılardı.

Fonte Gaia

Piazza Del Campo’da yer alan Fonte Gaia’nın inşası 1342 yılında tamamlanmış. O dönem suyu borularla 25 kilometre ötedeki kaynaktan sağlanan çeşmenin dekoratif ögeleri 1419’da Jacopo della Quercia tarafından tasarlanmış. İsmini Yunan mitolojisinde yeryüzünü simgeleyen ve diğer tanrıları doğuran tanrıçadan alan tarihi yapının yan kabartmalarında Tevrat’ın ilk kitabı olan Yaratılış’taki “Âdem’in Yaratılması ve Cennet Bahçesi’nden Kovulma” hikâyesi konu alınmış.

Via Banchi di Sopra

Seyahat ettikleri kentte alışveriş yapmaktan hoşlanan gezginler için ideal olan Via Banchi di Sopra kıyafet, çanta ve ayakkabı satışı yapan mağazalarıyla ünlü. Üzerindeki ortaçağ yapılarıyla oldukça hoş bir görünüme sahip olan caddeyi araç trafiğine tamamen kapalı olduğu için rahatlıkla gezebilirsiniz. Cadde, fotoğraf çekmek için de uygun atmosfere sahip.

Hangi lezzetleri tatmalı?

Siena Toskana’nın merkezinde olmasından dolayı, mutfağındaki yemeklerde lezzetli etler, taze sebzeler ve aromatik otlar kullanılıyor. Sarımsaklı bruschetta Siena’da bolca tüketilen bir başlangıç. 
Panforte veya Panpeppato dışı kakaoyla kaplı bal, kuru meyvelerden ve baharatlardan oluşan bir ekmek cinsi. Daha az baharatlı olanı ise Panforte Margherita, 1879'da kraliçe Margherita'nın kenti ziyaret etmesi onuruna yapılmış. Sanırım kraliçe ekmeklerinin baharatını yoğun bulmuş… Mutlaka tatmalısınız. Ricciarelli (Riççarelli) badem şeker, yumurta beyazından yapılmış vanilya aromalı tatlı bir  kurabiye, tadını bakarken aman dikkat edin parmaklarınızı ısırmayın. Cavalucci (kavaluççi) ise ballı fındıklı kuru meyveli tarçın ve anasonlu kurabiye bunu da mutlaka denemelisiniz.