Paylaş
Çanakkale Ezine'nin Kemallı köyü, özellikle ezine peyniri ve taş baskı zeytinyağı üretimi ile meşhur. Burası aynı zamanda tatilcilerin Bozcaada dönüşü vazgeçilmez durağı. Kemallı'da üretilen Ezine peyiniri ve taş baskı zeytinyağının lezzetinin sırrı geleneksel doğal üretim metotlarından taviz verilmemesinden kaynaklanmakta. Köyde ayrıca, ceviz, fıstık, atalık tohumdan buğday ve domates gibi çok sayıda ürün yetiştiriliyor. Ayrıca köyde yerin altından çıkan termal su ile ısıtılan serası ile fark yaratıyor. Göl, ekolojik göl evleriyle birlikte son yıllarda büyükşehirlerdeki insanların çokça rağbet ettiği köydeki kullanılmayan taş evleri tadilat ettirilip kullanılır hale getirilmekte.
Kemallı Gölü, muhteşem doğası ve oksijen deposu olarak bilinen havasıyla henüz tesis yapılmamış olmasına karşılık potansiyel termal turizmi yapılacak alanlardan. Bölgeyi bilen tatilciler, doğa ve sağlık yürüyüşü için göl çevresini güzergâh olarak tercih ediyorlar. Yunan mitolojisinde buraların, Tanrı tarafından "İnsanlar, ömür bulsun diye yaratıldığı" belirtilir ki; Kemallı'daki yaş ortalaması da bu hipotezi kanıtlıyor. Şu an Kemallı’da 90 yaşın üstünde insan yaşamakta. Kemallı'da 2500 yıl önceki Roma döneminden kalma antik yol, ayrıca Selçuklu ve erken dönem Osmanlı tarihine ait eserler de bulunmakta.
Tarihte yolculuk
Köyde bulunan, Kemal Bey Hamamı, 1354 yılında inşa edilmiş olup, ‘Osmanlı'nın ilk hamamlarından’ biri ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından ‘1. Derecede Anıtsal Mimarlık Örneği Yapı’ olarak tescillenmiş.
Kesme taş mimarisine sahip olan camii ise, Kemal Bey'in oğlu Asilhan Bey döneminde 1382 tarihinde tamamlanmış. Bu dönem mimari eserler konusunda üstat kabul edilen Prof. Dr. Ekrem Hakkı Eyverdi’ye göre; Asilhan Bey Camii, Selçuklu halat motifleri ve dış cephe süslemeleriyle erken dönem Osmanlı eserlerinin en güzel, en eşsiz örneklerinden birisi. Diğer önemli özelliği ise taş duvarların işleniş tekniği...
Kemallı köyünde Roma dönemi izleri
Alexandria Troas Antik Kenti’nde bulunan granit ocaklarında işlenen 12 metre uzunluğunda ve 55 ton ağırlığındaki dev sütunlar kentin limanından gemilerle, Roma İmparatorluğu'nun pek çok önemli kentine, Suriye’deki Palmira antik kentine, İstanbul, Roma, Vatikan gibi dünyanın önemli birçok kentine gönderilmiş.
Günümüzden 2 bin 500 yıl kadar önce Roma döneminde, 55 tonluk bu dev sütunların nasıl üretildikleri, granit ocağından 5 km mesafedeki limana nasıl taşındıkları bugün bile bilim insanlarını hayrete düşürmekte.
Bilimsel araştırmalara göre dev sütunların taşınmasını mümkün kılabilecek en güvenli yöntemin kızak ve tomruklar ile taşıma yönteminin bir arada kullanılması olduğu düşünülüyor.
Granit ocağından, antik limana giden güzergâhta yer alan Kemallı köyünde tespit edilen granit döşemeli antik yol ve köydeki yol üstünde bulunan tek parça dev sütun bu düşünceyi ispatlıyor.
Melanippos'un mezar yazıtı Kemallı’da!
1785-1788 yılları arasında Ezine'nin Kemallı köyünde yaşamış olan gladyatör Melanippos'un mezar yazıtı burada bulunmuş ve daha sonra Paris'te bulunan Louvre Müzesi’ne taşınmış. Üzerinde Gladyatör için Thallos ve Zoe adında akrabaları tarafından kendisi için yazılmış epigramda hepimize ibret verecek dizeler bulunuyor. Tercümesi şöyle:
Melanippos ben ey yolcu,
Stadyumların kahramanı aslen Tarsos'lu,
İkinci sınıftan gladyatör ama artık bir ölü,
Retiarius idim ben, bir bak şimdi gömülü,
Artık ne duyuluyor sesi bir bronz trompetin,
Ne de coşturuyor beni sesi flütlerin
Derler ki Herakles başarılıydı on iki zorlu görevde
O kadarını yaptım ben de ama öldüm on üçüncü dövüşte.
Pandemi sonrası bu üç medeniyetin kesiştiği saklı köyü mutlaka listenize ekleyin. Bozcaada öncesi veya sonrası doğa turizmi kaçamağı ile sizlere kucak açacak.
Paylaş