Paylaş
Biarritz
Biarritz’in kıyı fenerine hâkim Saint-Martin Burnu, kuzeyde kumlu bölge ve güneyde bulunan falezler tarafından bölünen kıyı arasında bir işaret şamandırası dikmiş bizi selamlıyor. Okyanusa bakan amfiteatr şeklindeki konumu ve ayrıcalıklı iklimi, “plajların kraliçesi ve kralların plajı”nın 1912 yılından bu yana "hidrotermal ve iklimsel istasyon" unvanıyla da anılmasını sağlamış. Esasında Biarritz, "Béariz" adı altında 11.yüzyıldan beri "balina avı limanı" olarak ilan edilmiş. Fakat şehre asıl ün kazandıran; deniz kıyısında bulunması ve yazlık bir bölge olmasıdır.
1784 yılından itibaren, deniz banyoları moda olmaya başlamış ve 19. Yüzyılın ortasında III. Napolyon, iki aylık tatilinin ardından bölgeye âşık olan imparatoriçe Eugénie için bir saray inşa ettirmiş. İmparatorluk, limanların sığınağı olarak hizmet vermesi gereken ve 1865 yılında Madone heykelini ağırlayan Meryem’in kayasını da bu sayede düzenlemiş.O zamandan bu yana, bunların arasında İngiliz soylularından ve Rus aristokrasisinin üst sınıfından Bismarck’ın da bulunduğu kayda değer sayıda Grands d’Europe (Avrupa’nın Büyükleri) burada uzun süre kalmış.
Oysa Alman ordusunun falezlerde Atlantik Duvarı’nı delmesiyle, 27 Mart 1944 tarihinde şehri bombalayan müttefiklerin çıkarma yapması korkusuyla Bask Bölgesi’ni işgal etmesiyle, İkinci Dünya Savaşı kutlamalara ara verecekti.Refaha tanıklık eden iklimi ve büyük yerleşim yerlerinin yanı sıra, şehir kayda değer birçok bölgeye sahiptir: Şüphesiz Biarritz’in simgesi haline gelen Meryem’in kayası ve Art décotarzına sahip casinosu, villa Eugénie, imparatorluk şapeli, villa Belza, Cachaous kayası üzerindeki küçük gözlem evi ve tabi ki Denizcilik ve Çikolata Müzesi...
Bununla birlikte Biarritz, Fransız hatta Avrupa elitlerinin rağbet ettiği meşhur Rugby Kulübü, tam kapasite karbonlu Thalasso terapi ile sağlık turizminin gözdesi, Bask topu, uluslararası büyük Golf Turnuvaları ve Sörf etkinlikleriyle ünlü olması Bask bölgesinde sporun da başkenti sayılıyor...
Biarritz'in komşusu Saint-Jean-de-Luz
Pireneler ve la Rhune dağ eteklerinden aşağı uzanan Saint-Jean-de-Luz koyu, tüm Bask Bölgesi’nde Atlantik saldırılarına karşı kendisini en iyi koruyan bölgedir. Şüphesiz ki bu, St Jean De Luz'un yalnızca bir balıkçı limanı değil, aynı zamanda korsanların üssü olarak anılmasını sağlamış. Balina avcılığı aslında 10. Yüzyılda oluşmuş ve 15. Yüzyıldan itibaren yükselişe geçmiş. Basklı mert balıkçılar, şimdilerde sardalye, ton ve hamsiye dönülmeden önce, morina balığıyla ilgili yeni dünya’daki katılıklara meydan okuyan ilk kişilerdir.
16. Yüzyıldan 18. Yüzyılın sonuna dek, Saint-Jean-de-Luz’de bulunan birçok korsan, altın çağı yaşamışlar ve hatta içlerinden Jean d’Albarrade 1794 yılında Marine’in Protestan papazı olmuştur. Fakat Orta Çağ’dan bu yana ticaretle uğraşan bu zengin şehir, aynı zamanda birçok mimari iz bırakan tarihi olaylarla da ünlüdür. Pirene Antlaşması’nın imzalanmasından kısa bir süre sonra, Louis XIV, Infante d’Espagne olarak anılan Avusturyalı Marie-Thérese ile 1660 yılında Saint-Jean-Baptiste kilisesinde evlenmiş.
O zamanlardan kayda değer iki gösterişli anıt kalmış. Limanın ilk planında bulunan, İtalyan tarzındaki la maison de l’Infante ve zengin armatör Johanes de Lohobiague tarafından 1643 yılında yaptırılan "la Maison Louis XIV. " 'in dış cephesi muhteşem hazinelerle bezenmiş Saint-Jean-Baptiste kilisesi de diğer bir ilgiyi hak eden binalardan. Fakat hepsinden önce Saint-Jean-de-Luz, okyanusu ve çeşitli deniz mahsulü zenginlikleriyle öne çıkmış şirin mi şirin bir kasaba. 1680 yılında meydana gelen ve şehrin bir kısmını yok eden ilk Tsunami ve Yeni Dünya’yı İngiliz himayesine sokan 1713 yılındaki Utrecht Antlaşması, balık avı faaliyetlerine çok ciddi bir darbe vurmuş.
1749 ve 1782 yıllarında yaşanan diğer iki Tsunami, kasabaya olağanüstü zararlar vermiş, limanı ve şehri güvence altına almak adına 19. Yüzyıl başlarında önemli bentlerin yapılması şart olmuş.Günümüzde, bu korumalı bentler Saint-Jean-de-Luz’ü Bask Bölgesi’nin en güvenli yazlık bölgesi haline getirmiştir.Kasabanın merkezinde bulunan pastane "Adam Maison" makaronuyla meşhur mutlaka uğrayın o güzel ve özel makaronlarını tadın...
Fotoğraflar: Filiz Gülten
36 Saatte Dublin
Skyscanner’ın aşağıdaki arama motorunu kullanarak istediğiniz yere en ucuz uçak biletini bulabilirsiniz. Hemen uçak bileti arayın!
Paylaş