Paylaş
Alaçatı, son yıllarda iç turizmde neredeyse bir tutkuya dönüştü. Görenler defalarca yeniden görmeyi arzu ederken, görmeyenlerin de gezi planlarındaki ilkler arasında yer alan bir adres. Alaçatı’nın daracık sokaklarında yan yana sıralanan kafelerin, restoranların rengârenk masalarında oturmak, yanıbaşınızdan insan seli akarken dost sohbetleri yapmak bir alışkanlıktır. Neredeyse Alaçatı’yla özdeşleşmiş damla sakızıyla yapılmış dondurma, muhallebi, kurabiye ya da reçelin tadında, içilen bir fincan kahvenin hatırında veya bir bardak çayın deminde günün yorgunluğunu atmak bir keyiftir. Işıl ışıl parlayan gecelerinde dolaşmak ya da kavurucu sıcak bir yaz gününde efil efil esen rüzgarın eşliğinde, sokaklarında kaybolmak masalsı bir arzudur.
Hacı Memiş Mahallesi’nde, özlenen mahalle kültürünün izlerinde geçmişe yolculuk yaparak bambaşka bir duygu seline kapılmak alışkanlıktır. Begonvillerin sarmaladığı, rengârenk çiçeklerin süslediği sokaklarında birbirinden güzel her bir taş evin önünde fotoğraf çektirmek ve anı ölümsüzleştirmek bir başka tutkudur.
Canlı müzik eşliğinde Ege mutfağının en güzel lezzetleriyle donatılmış sofralar kurulur restoranlarında… Festivalle taçlanmıştır yöresel yemekleri. Başka yerlerde zor bulabileceğiniz onlarca değişik ot türlerinin zeytinyağıyla birlikteliğinden doğan mezeleriyle tanışmak apayrı bir keyiftir. Ünü her geçen gün artan Cumartesi pazarında alış veriş yapmak, yöreyi simgeleyen hediyelik eşyalardan sevdiklerinize götürmek Alaçatı’nın vazgeçilmez kültürüdür artık.
Turizm mevsiminde, deyim yerindeyse “İğne atsan yere düşmeyecek” ölçüde kalabalık olur sokakları. Oysa bu aralar yazdan kalma tatlı bir yorgunluğu yaşıyor olsa da daha sessiz, daha dingin ve sokakların nefes alabildiği gezilebilir bir atmosfere sahip Alaçatı. Sonbaharın son demlerini yaşadığımız bu günlerde Alaçatı’yı sevenlerin, sakinliği arayanların uğrak noktalarından biri olma özelliğini taşıyor hâlâ. Bir de evlenen gençlerin dış mekân fotoğraf çekimlerine stüdyo…
Düğün, nişan, doğum günleri ya da yıl dönümleri, hayatımızın en mutlu anlarındandır. Bu anları unutulmaz kılan hafızalarımıza kazınan yaşadıklarımızdır elbette. Bununla birlikte o anıları ölümsüzleştiren yegâne nesneler de fotoğraflardır. Bu fotoğraflara baktıkça o günlere döneriz ve o anları yeniden yaşarken yüzümüzde tatlı bir tebessüm oluşur.
Özellikle evlenecek çiftlerin olmazsa olmazlarından biri de dış mekân fotoğraf çekimleridir. Düğün fotoğrafçıları açısından da dış mekân seçimi oldukça önemlidir. Ya stüdyolarda sanal olarak dış mekân görüntüsü verecek platformlar oluşturulur ya da doğrudan doğruya albümlere görsel şölen katacak doğal güzelliği olan yerler tespit edilerek gelin ve damatlar bu mekânlara götürülür.
Son dönemlerde özellikle İzmir ve yakın çevresindeki genç çiftler için dış mekân fotoğraf çekimlerinin vazgeçilmez adreslerinden biri de Alaçatı olmuş. Turizmin gözdesi bu güzel belde; çiçeklerle bezenmiş daracık sokakları, taş evleri, renkli pencereleri, cumbaları, doğal güzellikleri ve bozulmamış dokusu ile mükemmel bir stüdyo görevini yaparken bir taraftan da gelinleri ve damatları misafir etmenin mutluluğunu yaşıyor bugünlerde…
Bir hafta sonu tatilini fırsat bilip yolumuzu düşürdüğümüz Alaçatı’da hangi sokağa adımımızı attıysak bildik sahnelere şahit olduk. Beyazlar içinde her biri bir kuğu edasındaki gelinlerle damatların el ele, göz göze fotoğraf karelerine ve etrafın meraklı bakışlarına konu olduklarını gözlemledik.
- Gülümseyin lütfen!
- Pencerenin kenarına yaklaşın!
- El ele tutuşun, şimdi birbirinizin gözlerine bakın!
-Yeter artık, ayaklarıma kara sular indi. Topuklar mahvetti ayağımı…
- Bayılacağım artık!
- Şu sokağa sapıyoruz orada harika taş bir ev var, yoruldunuz biliyorum, bu son artık. Biraz sabır! İleride albüme baktığınızda inanın hiç pişman olmayacaksınız…
Konuşmalarına şahit olduk genç çiftlerin ve düğün fotoğrafçılarının. Bir Alaçatı’lının ifade ettiği gibi, “geçiş noktası değil, son durak” olan Alaçatı’nın birbirinden güzel sokakları; yerlerde sürünen beyaz gelinliklerinin kirlenmesine aldırış etmeden, “O sokak senin, bu sokak benim.” diyerek tatlı bir telaş ve yorgunluk içinde koşuşturan gelinlerle damatların dış mekân fotoğraf çekimlerine sahne olduğu gibi, mutluluklarına da tanıklık ediyor adeta…
Paylaş