Paylaş
Çay içmenin meditasyon olduğu ülke / JAPONYA
Çay, Japonya’ya milattan sonra 805 yılında Çin’den dönen Japon keşişler tarafından getirilmiş. Ancak çay bitkisinin Kyoto’nun Uji Bölgesi’nde yetişmeye başlaması 12’nci yüzyılı buluyor. Şu anda da Uji kasabası ülkenin en gözde çay turizm merkezi. Tokyo’da belki dünyanın en stilize çay dükkânlarını görebilirsiniz ama Uji ve çok yakınındaki Kyoto size gerçek Japon çay geleneklerini damardan hissettirecek yerler. Chanoyu ‘çay için sıcak su’ anlamına gelen, meditasyona yönelik bir ritüel. Chado yani ‘çayın yolu’ olarak da biliniyor. Ritüelde kendine özgü hareketlerle hazırlanan çayın aydınlanmaya vesile olduğuna inanılıyor. Seremoninin amacı; kurallı hareketlerle ve spesifik çay takımlarıyla toz haline getirilmiş yeşil çaydan basit ve saf bir bardak çay hazırlamak. Japon çay seremonilerinin her aşaması yavaş ve bir amaca yönelik. Seremoni alanı diğer bütün eşyalardan arındırılmış ve temiz olmak zorunda. Üç yudumda içilen çayın son yudumu bu kaliteli çaydan çok keyif aldığını ifade edecek şekilde abartılı sesle alınıyor.
Anavatanında anlamı çaydan çok daha fazlası / ÇİN
Bin yıldan fazla bir zaman boyunca çay yalnızca Çin’de üretilip tüketilmiş. Daha sonraları İpek Yolu ve Çay Atı Yolu boyunca ticaretine başlanmış ve Çin sınırının dışındaki insanlar da çayla tanışmış. Han Hanedanlığı süresince (MÖ 206-MS 220) çay zihni açan ve insanı zinde tutan bir ilaç niyetine tüketilmiş. Tang ve Song Hanedanlığı (MS 618-907 ve MS 960-1279) zamanlarında da ‘Gongfu Cha’ gibi özel seremoniler gündeme gelmiş. Şimdilerde ise ülkede çay turizmi oldukça popüler. Fujian Bölgesi’ndeki Wuyi Dağları’nın etekleri, Hangzhou in Zhejiang Bölgesi’nin West Lake tarafı ve Yünnan Bölgesi’nde çay temalı birçok otel ve restoran bulunuyor. Çin kültüründeki en eski geleneklerden biri de ‘Cha Tao’. Bu geleneğin düşünce yapısının altında insanlara birbirlerinin kıymetini bilip karşılıklı iletişime teşvik etmek, cesaretlendirmek yatıyor. Seremoni; çayın kendisi kadar, üretiminden bardağa dolduruluşuna kadarki sürece ve emeğe saygı niteliğinde… 1-2 saat arasında sürüyor, porselenden seramiğe çeşitli çay ekipmanı kullanılıyor.
Bir dünya yıldızı / HİNDİSTAN
18’inci yüzyılda çay İngiltere’de popüler hale gelip talep de artınca, bu talebe cevap verebilmek için Hindistan’ın kuzeyine Çin’den eğitimli, kalifiye elemanlar, tohum ve çay bitkileri getirmiş. İlk hasat, 19’uncu yüzyılın ortalarına doğru İngiltere’ye sevk edilmiş ve Hindistan, uzun yıllar İngiltere’nin çay tedarikçisi olmuş. Özellikle sarayda sadece Batı Himalayalar’ın eteklerinde yetişen ‘Darjeeling’ çayları tüketiliyor. Halen bu bölgenin çayları dünyanın en kıymetlilerinden biri olarak kabul ediliyor ve zarif tat profilleriyle ‘çayların şampanyası’ olarak adlandırılıyor. Yüksek rakımlı Darjeeling’i merkez şehirlere bağlayan ikonik mavi tren de UNESCO koruması altında. Bölgede bahsetmeden geçemeyeceğim bir çay türü daha var; bildiğiniz gibi ‘masala’ adlı ünlü baharat karışımı Hint mutfağının vazgeçilmezi. Hintlerin her yemeğe ve içeceğe göre ayrı bir masala karışımları var. 19’uncu yüzyılın sonlarına doğru masala karışımını şekerli sütlü çayla birleştiren Hintler ‘Masala Chai’yi de dünya literatürüne sokmayı başardı.
Yetiştirmeseler de kültürü var / İNGİLTERE
Çay tarımı yapmayan ama dünyadaki en bilindik çay
kültürüne sahip ülke İngiltere. Tam bir İngiliz klasiği olan ‘Beş çayı’ geleneği artık neredeyse tüm dünyaya yayılmış durumda. Geçmişi 1840’lara dayanıyor. O dönemlerde kahvaltı ve akşam yemeği olmak üzere günde iki öğün yemek yeme alışkanlığı varmış ancak bir aristokrat olan Bedford Düşesi saat 16.00 sularında akşam yemeğine kadar açlığını bastırması için çay eşliğinde hafif atıştırmalıklar yemeye başlamış. Zaman geçtikçe Düşes, Woburn Abbey Bedfordshire’da bulunan odalarına kendisiyle çay içmeleri için arkadaşlarını çağırmış. Aristokrat kadınlara düzenlenen öğünler, çok geçmeden İngiliz kolonileri de dahil tüm ülkece benimsenmiş. Akşamüstü çayı ritüelinde çoğunlukla Darjeeling veya Assam çayları servis ediliyor. Çaya genellikle süt veya tercihen limon ve şeker eşlik ediyor. Mini sandviçler, kaymak ve reçel sürülmüş çörekler veya tatlı atıştırmalıklar çay yanında sunulan klasik lezzetler.
Zor iklime uygun tereyağlı çay / TİBET
Tibet’in çayla ilişkisi, 13’üncü yüzyılda Çinlilerin ‘Çay At Yolu’ (Tea Horse Road) boyunca ticaret yapmasına dayanıyor. Tibet’in çay yetiştirmeye uygun alanları olmasa da bazı çiftçiler Pemagut Bölgesi’nde tuğla şeklinde presledikleri siyah çayı yapmak için az miktarda yetiştiriyor. Tibet dışında pek yaygın olmamasına ve az bilinmesine rağmen, kendilerine özgü Tibet sığırı tereyağı ile ‘po cha’ yapmak için bu siyah çayı kullanıyorlar. Tibet sığırı sütü, tereyağı ve tuz ile hazırlanan bu çay, uzun tahtadan bir yayığa dökülüyor ve ardından kremamsı zengin bir kıvam ve açık bir renk alana kadar çırpılıyor. Hazır olan po cha bir çaydanlığa aktarılıyor. Âdet gereğince, ikram edilen kişi çayı yavaş yavaş, acele etmeden içmek durumunda. Ev sahibi de her yudum sonrası bardağı tekrar dolduruyor. Tibetliler, bölgenin zorlu iklimi ve yüksek rakımında hayatta kalabilmek ve kendilerine ekstra kalori sağlaması için bu çayı sevip beslenmelerine dahil etmişler. Tibetli göçebelerin günde 40 bardak po cha içtiği söyleniyor.
Paylaş