Adım adım Alaçatı…

Alaçatı’da ne yapılır?

Alaçatı’nın sokaklarında gündüz vakti harika fotoğraflar çekilir, rahat rahat yürünür, güneşin sıcağının tam işlemediği serin yerlerde tatlı molalar verilir. Ancak gece insan trafiği olan sokakların, sabah saatlerinde biraz ruhsuz olduğunu fark edebilirsiniz. Açıkçası restoran, kafe ve mağazaların çoğunun sabah vakti kapalı olduğunu görmek beni biraz üzdü. Bir de tabi sıcakta yürümek çoğu kişi için çok keyifli olmayabilir. Hava hafif hafif kararmaya başladığında ise sokakların ışıklarla renklendiğini, mağazaların açtığını ve restoranların yavaş yavaş dolmaya başladığını göreceksiniz. Ancak bu sefer de her yerin gezmek ve yürümek için çok kalabalık olduğundan şikayet edebilirsiniz.

Alaçatı’nın mevsimi

Nisan ve mayıs aylarında restoran, kafe ve mağaza sahipleri yavaş yavaş doldurmaya başlıyor Alaçatı’yı... Ardından ilk tatilciler, bayram kalabalığı derken, okulların açılması ve hafif rüzgârların çıkmasıyla beraber eylül ve ekim aylarında tekrar sessizliğe bürünüyor. Bana sorarsanız Alaçatı’ya mayıs ya da eylül, ekim aylarında gitmek en ideali.

Alaçatı pahalı mı?

Alaçatı’ya küçük İstanbul diyebiliriz. İstanbul’daki butikler, İstanbul’un en gözde restoranları ve hatta daha şıklarını burada bulabilirsiniz. Ancak çok para ya da az para harcamak tabi ki sizin elinizde. Çeşme’nin meşhur kumrusunu yiyerek, küçük birkaç hediyelik eşya bakarak da gayet güzel vakit geçirebileceğinizi garanti ederim.



Otel seçimi

Önceki yıllardan tecrübelerimle bu yıl otel tercihi yaparken, gürültüden ve kalabalıktan uzak bir yer tercih etmeye özen gösterdim. Ayrıca Alaçatı’da kalıyorsam, otelim de Alaçatı’nın ruhunu yansıtmalı diyerek taş binası, minimal- şık dizaynı ve küçük bahçesiyle 'Otello' oteli tercih ettim. Otel Alaçatı’nın keşmekeşliğinden uzak, Hacımemiş ve Alaçatı’nın göbeğine de yürüyerek maksimum 10 dakika mesafede. Üstelik kahvaltısı ve kahvesiyle de ünlü. Özellikle aile işletmelerini tercih etmenizi öneririm çünkü o zaman çok daha butik ve samimi bir hizmet alabiliyorsunuz. Ev kiralama konusuna gelince, yaz dönemi evler çok pahalı ancak kış döneminden yıllık bir kiralama yaparsanız yaz dönemi ödeyeceğiniz ücretten bile uygun fiyatlara evler bulabilirsiniz.

Mekân seçimi

Oteller her ne kadar kahvaltı dahil olsa da, yeni yerleri keşfetmeye doyamayan ben, adını sürekli duyduğum Sakız Reçeli adlı kahvaltı mekânında kendimi buldum. Kahvaltı mönüsü, atıştırmalıkları, içecekleri ve hizmetiyle benden tam puan aldı. Özellikle bahçede ağaçların altında serin serin kahvaltı yapabilmek inanılmaz keyifliydi.



Ardından tatlı yemek ve kahve içmek için İstanbul’da da çok severek gittiğim Misk’e doğru yola koyuldum. Misk’in şefi Cem Ateşsönmez ile yaptığımız sohbette Hollandaise sosunu ve pancake harcını en az 20 kere deneyerek bu kıvamı tutturduklarını öğrendim ve sonra da afiyetle yedim. Üstelik matcha latte, pancar latte gibi farklı tatlarda ve Instagram'ı süsleyecek farklı renklerde kahveler içmek de mümkün Misk’te...

Tıka basa doyduğum için Misk sonrası gidilecek kafe ve restoranların önünden geçerek mönülerine bakmakla yetindim. En ünlü dondurmacısı Franco Gelato’dan, leziz hamburgercisi Burger No:7’ye, pizzalarıyla meşhur House of Pizza’ya ve cheesecake’ini mutlaka tatmanız gereken Terra Cotta’ya kadar birçok yer keşfettim.

Akşam tercihim ise çoğu kişi gibi rakı balık oldu. Ferdi Baba benim Alaçatı’daki en favori yerim. Bunun dışında yine rakı balık tercih ederseniz Karina restoran da güzel bir alternatif olabilir. Diğer güzel mekanlar ise; Asma Yaprağı, Alancha restoran, Alavya otelin içinde Mitu restoran ve İnsula Alaçatı.

Küçük bir uyarı; bazı restoran ve kafeler özellikle bayram dönemlerinde fiyatları arttırabiliyor, o sebeple fiks menüsü olan yerleri tercih etmek daha mantıklı olabilir. Bir de tüm bu bahsettiğim mekanlar için önceden rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ederim. Gece eğlence mekânları için ise Bedevi ve Misk’in Cuma partilerini tek geçerim.