Paylaş
Direkt uçuşun olmadığı İbiza’ya ulaşmak için iki seçeneğiniz var. Uçak veya feribot. Ben uçağı tercih ederek, Barselona’dan 1 saat 10 dk sürecek aktarmalı seyahatim için yaklaşık 5 saatlik bir rötarla İbiza’ya varıyorum. Sonradan öğreniyorum ki 1 Euro'ya ya bile bilet bulabildiğiniz bu rotada rötarlar çok normalmiş.
Arabanızın kapısını sakın kilitlemeyin!
Toplu taşımayla bir çok noktaya ulaşmak mümkün ama görülmesi gereken bir çok şeyi ıskalamak istemiyorsanız araba kiralamanız şart. Araba kiralama esnasında şöyle bir cümle duyduğunuzda asla şaşırmayın. “Lütfen arabanın kapısını kilitlemeyin!!” Yanlış mı duydum? diye tekrar ettirdiğimde arabayı kiralayan görevli güldü ve tekrar etti.” Evet lütfen kapıyı kilitlemeyin çünkü İbiza’daki araçların çoğu turistler tarafından kiralanıyor ve içinde değerli eşya var düşüncesiyle camları kırılarak arabalara zarar veriliyor. O yüzden siz kilitlemeyin açıp baksınlar. Bir şey olmadığını anladıklarında kapıyı kapatıp gideceklerdir.” Gerçekten İbiza seyahatimin en ilginç anı buydu diyebilirim. Başta çok zorlandım, unutup kilitledim ama sonra dönüp kapıların açık olduğundan emin olup yoluma devam ettim.
Her gün en az bir koyda deniz keyfi yapın
Daha çok gençlere hitap eden ve sürekli parti havasında bir plaj deneyimi yaşamak isterseniz ilk tercihiniz Playa D’en Bossa olmalı. Tamamen kumla kaplı, adanın en uzun plajı olan Playa D’en Bossa’da bir çok bar ve restoran hizmet veriyor. Adada bu kadar güzel koy ve plaj varken buranın ününe anlam veremesem de gidip görmeden olmazdı.
Hem kumsal olsun hem de sığ ama berrak bir deniz olsun derseniz rotanızı Las Salinas’a çevirmenizi öneririm. Buradaki favori mekanım Malibu Beach. Dilerseniz bu işletmeye ait bembeyaz şemsiye ve şezlonglarda keyif yapabilir ve çok lezzetli mutfağından seçtiğiniz yiyeceklere eşlik edecek hem lezzeti hem de görüntüsü efsane bir sürahi beyaz sangria ısmarlayabilirsiniz.
Taşlık sahiline takılmazsanız tam anlamıyla çarşaf gibi bir denizde yüzebileceğiniz Cala Jondal’ın sanki yağ gibi üzerinizden akıp giden suyunda birkaç kulaç atmadan dönmeyin. Üstelik İbiza’da aldığım en iyi hizmet yine bu koydaki Blue Marlin’deydi. Şezlonglarda keyif yapmak istiyorsanız hem rezervasyon yaptırmak gerekiyor hem de saat 11:00 ile 13:00 arasında giriş yapmanız isteniyor. İbiza’nın en ünlü beach club’larından olan Blue Marlin gelen herkes top modelmiş hissiyatı yaşattığı için şezlongların arasından geçip giderken mini bir defile yapan mankenleri ayırt etmeniz oldukça zor.
Maldivler’den bir parça kopartılıp adanın bu tarafına bırakılmış hissi veren Cala Conta o kadar güzel ki, dışarıdan denizi seyretmeye doyamazken denizin içindeyken de çıkmamak için elinizden gelen gayreti gösteriyorsunuz. Virajlı yollardan geçerek ulaşacağınız, çam ağaçlarıyla bezenmiş , incecik kumu ve turkuaz renkli suyuyla Cala Salada hem büyüklere hem de küçüklere keyifli bir sahil günü geçirmek için adanın kuzey batısında sizi bekliyor.
Discobus deneyimi yaşamadan dönmeyin
Plajda sakince güneşlenirken bir anda etrafınız parti havasına bürünebilir. Dansçı kızlar, rengarenk köstümleriyle yanıbaşınızda küçük bir performans sergilediğinde siz ne oluyor diye düşünmeye başlarken elinize tutuşturulan indirim kuponuyla anlıyorsunuz ki bu sadece gece yapılacak partinin ön gösterimi. İbiza’da günlerin önemi yok. Her gün parti, her saat parti var. Gece klüplerine ulaşım için kullanılan Discobus ise ayrı bir olay. Otobüslerin üzerinde yazan her bir durak bir gece klübüne gidiyor. Ve parti daha otobüse biner binmez başlıyor.
Gece hayatına doyun
Dünyanın en büyük gece kulübü Privilege, 24 saat kesintisiz eğlence sunan Space, meşhur kiraz logosuyla gece hayatının zincir markası Pacha, düyanın en iyi gece kulübü kupasını kaldıran Amnesia... En iyi Djleri, en hit partileriyle Ibiza gece hayatının nabzını tutuyor. Elektronik müzikten hoşlanmayan ve sürekli partileme modunda olmayanlar için altın değerinde bir tavsiye ise 30 yıldır her gece canlı müzik performasıyla kapılarını açan Teatro Pereyra. Eğer denk gelirseniz Muriel Fowler’ın o muhteşem zenci gırtlağıyla söylediği şarkıları dinlemeden dönmeyin. Müptelası olmanız garanti, demedi demeyin!
Güneşi San Antonio’da batırın
Denizin üzerinden kaybolurken kırmızının her tonuyla boyanmış bir ufuk çizgisi bırakan güneşin batışını izlemek için her gün yüzlerce turist İbiza’daki meşhur San Antonio’daki Cafe Del Mar’da yerini alıyor. Cafe Del Mar’ın meşhur chillout müzikleri eşliğinde buzlu içeceklerini yudumlayarak gün batımını seyretmek isteyenlerin yanı sıra kayalıkların üzerine yanlarında içeceklerini getirerek bu keyfi ücretsiz yaşayanların sayısı da oldukça fazla. Ibiza’ya giden her turistin yapılacak listesinin başında olan Cafe Del Mar’a en iyi ve daha az turistik alternatif ise canlı saksafon performansı eşliğinde güne veda edeceğiniz Sunset Ashram. Üstelik Ibiza’nın en güzel koylarından biri olan Cala Conta’da.
Lezzet duraklarında tercihinizi yapın
Öğlen ve akşamları sadece belirli saatlerde hizmet veren gastronomi ödülü kazanmış El Cigarral’da tadım menüsü seçebilir veya Ibiza limanının hemen karşısındaki La Tagliatella ‘da harika bir makarnayı midenize indirebilirsiniz. İspanya sınırlarındayken iyi bir Paella yemeden dönmem diyorsanız merkeze uzak bir mesafede olsa da Kalissol harika bir tercih olacaktır.
Adayı keşfedin
Eğlencesi ve koylarından fırsat bulduğunuzda adayı keşfe çıkmak isterseniz adanın meşhur Hippi Marketlerinden birine gitmek için alternatif çok olsa da Cumartesi günleri kurulan Las Dalias veya Çarşamba günleri kurulan Punta Arabi’yi listenize ekleyebilirsiniz. Ayağınıza rahat ayakkabılarınızı geçirdikten sonra Eski Kent kısmı Dalt Vila’yı ziyaret ederek Ibiza’nın tarihi bölgesini ziyarete çıkabilirsiniz. Yola koyulmadan önce Vivi’den kendinize güzel bir dondurma almak yürüyüşünüzü daha da motive edici bir hale döndürebilir. En güzeli sona saklamak gerek! Kendinize bir feribot bileti alıp mutlaka Formentera’ya bir gezi düzenleyin. Ibiza’da deneyimlediğiniz deniz ziyafetinden çıtayı bir nokta daha yukarı taşımadan tatilinizi sonlandırmayın.
Paylaş