Paylaş
Şüphesiz ki Foça, baharı karşılayabileceğiniz en güzel Ege kasabalarından biri... Eski ve Yeni olmak üzere ikiye ayrılıyor. Eski Foça tarihi dokusunu Yeni’ye göre daha fazla koruyabilmiş. Foça’da yaşam basit, doğal ve rahat bir sistem içinde ilerliyor. Sahil ve kentin iç içe sokulduğu şehirde, küçük balıkçı tekneleri selamlıyor kasabanın misafirlerini...
6 bin yıldır balıkçı
Türkiye’de sorumlu balıkçılık bilincinin yerleşmesinde öncü olmuş Foçalı balıkçılar, beldenin ekonomisine katkı sağlayan en önemli işkoluna sahipler. Foça’da balıkçılığın 6 bin yıldan bu yana yapıldığı biliniyor. Böylesine tarihi bir balıkçı kasabasında her çeşit deniz mahsulünü taze bir şekilde bulabileceğiniz balık halini ziyaret edeceğiniz noktalar arasına yazın. Yelkenli ve yelkensiz yat turizminin önemli duraklarından biri olan kasaba, şirin marinasıyla dünya turizminin de gözdelerinden... Sokakları gezmeye başlamadan önce marinada biraz soluklanıp etrafı izlemek ve sonra yürüyüşe çıkabilirsiniz.
Doğal doku bozulmasın...
Yazının başında da belirttiğim gibi tarihi dokusunu bozmamış, doğal bir müze burası. Yürüyüş sırasında karşılaştığımız taş evler de bunun bir göstergesi. Foçalılar doğal dokunun bozulmamasına özellikle gayret ediyorlar. Özel bir emeğin ve Foça’nın kalbinde atan bir kaynağın ürünü olan Foça taşlarından (tüf) 19’uncu yüzyıl yöre mimarisini temsil eden bu taş evler, asırlara meydan okuyor.
Ege’deki pek çok yerleşim yerinde olduğu gibi Foça’da da yel değirmenleri beldeye girer girmez göze çarpıyor. Değirmenlerin yanı sıra aynı tepede kayaya oyulmuş merdivenlerle ulaşabileceğiniz bir ana tanrıça kutsal alanı var. Buraya tırmandığınızda 50 kadar sunak nişi göreceksiniz. Pers Mezar Anıtı, Şeytan Hamamı, Beş Kapılar Kalesi, Liman Kutsal Alanı, tarihi Osmanlı hamamları, Athena Tapınağı ve Siren Kayalıkları da Foça’da uğrarsanız pişman olmayacağınız diğer önemli noktalar.
Foça, bir deniz ürünleri cenneti, dolayısıyla balık restoranları revaçta. Restoranlarda her çeşit deniz ürününün en tazesini bulabilirsiniz. Tazeliğin timsali olan bu lezzetlerden biri de Foça’ya özgü yoğurtlu gopez balığı... Çok taze gopezler (kupez ya da kupa adıyla da bilinir) çıtır çıtır kızartılıyor. Üzerine sarımsaklı yoğurt dökülüp, onun da üzerine pulbiberli kızdırılmış tereyağı gezdirilip servis ediliyor...
Yerel mutfağı daha detaylı merak ediyorsanız Bülbül Yuvası Butik Otel’de yiyebilirsiniz.
Foça’da anlatılan bir hikâye var. Foça taş evleriyle olduğu kadar taş yollarıyla da ünlü. Ve bir rivayete göre bu taşlardan birinin adı ‘Karataş’. Her kim ki bu ‘Karataş’a yürürken basarsa bu bir daha asla bu gizli cennetten ayrılamayacağı anlamına gelirmiş. Gitse de bir gün mutlaka temelli kalmak üzere geri dönermiş. Ben de Foça sokaklarını ‘Karataş’a basmak umuduyla bolca arşınladım. Taşı bulup bulamadığımı zaman gösterecek..
Nerede kalınır?
Foça’da konaklama için pek çok alternatif var. Bülbül Yuvası, kasabayla bütünleşmiş bir butik otel olarak ön plana çıkıyor.
Bülbül Yuvası’nın sahibi bankacılıktan emekli Selma Bülbül. Eşiyle birlikte yurtdışında edindiği deneyimleri açtığı otele aktaran Selma Hanım, deniz ürünleri dışındaki Ege lezzetlerini de Bülbül Yuvası’nın menüsüne ekleyerek zenginleştirmiş. Köylerde yaşayan kadınlardan ve ada kültüründen mutfak reçetelerinin özenle toplanmasını ve bu sayede pek çok yemeğin kayda alınmasını da sağlamış.
Adını foklardan aldı
Foça, Yunanistan’daki Dor istilasından kaçarak Ege sahillerine çıkan ve burada Smyrna dahil birçok yerleşim yeri kuran İonların uygarlıklarını devam ettirdikleri ve geliştirdikleri önemli merkezlerden biri. Antik kent Phokaia adını foklardan alan Foça, döneminde önemli bir liman ve deniz gücüne sahip son derece değerli bir stratejik noktada... İlçe, tarih sahnesinde, Persler, Büyük İskender, Cenevizliler, Osmanlılar dönemini yaşamış. Foça ayrıca, Akdeniz fokunun korunmasında pilot bölge ilan edilmiş.
Paylaş