Paylaş
İstanbul Eskişehir Odunpazarı arası üç saat. Arkadaşlarımdan hep ismini duyduğum ve merak ettiğim Odunpazarı'nı görmeyi çok istiyorum. Şehrin adıyla bütün çi börek yemeğe gidiyoruz.
Odunpazarı'nda hafta sonu olması sebebiyle bir hayli trafik var. Caddede giderken tarihi eski evleri görebiliyorsunuz. Biz önce basından da çok okuduğum, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in, Eskişehir’e kazandırdığı ve dünyanın pek çok ülkesinde bulunan “Madam Tussaud” Müzesi’nin Türkiye’deki ilk örneği olan ‘Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi’ni görmeye gidiyoruz.
Giriş 10 lira. Bazı bölümlerinde fotoğraf çektirmek ücretli. Müzeden elde edilen gelir kız çocukları ile engelli çocukların eğitimi için kullanılıyor. Girişte sizi Osmanlı sultanlarıyla Hürrem Sultan karşılıyor. İlerledikçe Atamızın değişik balmumu heykellerini görüp duygulanıyorum. Çok başarılı.
Aile fotoğrafı çektirir gibi dizildikleri bir bölüm var. Annesi Zübeyde hanımla eşi Latife hanım otururken Fikriye hanım ise ayakta ve gözleri Atamıza özlemle bakmakta. O nasıl bir duygu vermektir öyle. Kadının acısını yüreğimde hissettim resmen. Duygusal anlar hiç peşinizi bırakmıyor müzede.
Az ötede Adile Naşit hababam sınıfını derse çağırıyor. Ben çocukken babam tiyatroya götürmüştü. Hayal meyal hatırlıyorum Adile Naşit'in Barış diye birini çağırdığını ve sahneye Barış Manço'nun çıktığını. Çok şaşırmıştım, çünkü soyadından ayrı ismiyle anılmazdı eskiden sanatçılar. Çocuk aklımla bir bütün olarak Barış Manço'ydu o. Beni yollara vuran, farklı coğrafyaları merak ettiren büyük üstat. Sağlığında bir kez tiyatro sahnesinde izlediğim Adile Naşit'in koluna girip fotoğraf çektiriyorum. Nur içinde yat çocukluk anılarımın güzel ve tatlı kadını.
Duygusal anlardan sonra kendimizi Odunpazarı sokaklarına salıyoruz. Ben birkaç ev beklerken bütün sokaklar restore edilmiş tarihi evlerle dolu. Fotoğrafçıların neden bu kadar geldiğini anlamaya başlıyorum. Buraya ilk yerleşen insanlar yerleşmeden önce buraya ve Porsuk çayının kenarına ciğer asıp hangisinin geç bozulduğuna bakarlar. Burada geç bozulduğu için şehri buraya kurarlar.
Bu eski evleri restore etmişler. Bu evlerde yaşayanların yanında müze, butik otel olarak da kullanılıyor. Birçoğu da kafe olarak kullanılıyor. Eğer isterseniz bunlardan birine girip bir şeyler içip yiyebilirsiniz. Evlerin içini görüp yaşayabilirsiniz.
Eskişehir deyince akla gelen çi börek tabi. Çiğ börek değil her yer de "çi börek" yazıyor. Pahalı değil ve çok lezzetli. Eskişehir sokakları sanat atölyesi gibi. Her dükkan kendi tasarımı yapmış. Cam işçiliği çok yaygın ve eşsiz eserler çıkartmışlar. Ahşap atölyeleri de çok enteresan. Bir atölyeden çıkıp diğerine girip canlı olarak yapım aşamalarını izleyebilirsiniz. Odunpazarı'nın eski sokaklarını ve rengarenk boyanmış restore edilmiş evlerini gezerken, nefis çi böreklerini yerken bir taraftan da özgün eserler alıp evinize eliniz kolunuz dolu dönebilirsiniz.
Fotoğraflar: Bahar GÜNDOĞDU
Tüm dünyayı gezen adamdan harika film
Skyscanner’ın aşağıdaki arama motorunu kullanarak istediğiniz yere en ucuz uçak biletini bulabilirsiniz. Hemen uçak bileti arayın!
Paylaş