Paylaş
İstanbul Mecidiyeköy- Sansarak Köyü arası 154 km, Bursa- Sansarak Köyü 93 km, İznik- Sansarak Köyü 17 km… Sansarak Köyü 500 yıllık bir Osmanlı köyü. Deniz seviyesinden 1000 metre yukarılarda. Kerpiçten yapılmış evleriyle, daracık sokaklarıyla, bozulmamış yapısıyla pek çok filme, diziye mekân olmuş ünlü bir köy burası. Hem kanyonu, hem köyü görmek için sabırsızlanıyorum.
Yıllarca önce arkadaşlarımın fotoğraflarında görüp merak ettiğim Sansarak Kanyonu’na gitmeye son dakika karar veriyorum. Nasıl gidileceğini öğrenmek için İnegöl’lü arkadaşım Mesut’u aradığımda kanyona tek başına girmemem konusunda bir uyarı alıyorum. “Sana bir rehber şart” diyor. Sansarak Köyü’nde yaşayan Şaban Aydın kanyona girmek isteyenlere rehberlik ediyormuş. Onu arayıp geleceğimi haber veriyor. Bana da cep ve sabit telefonunu veriyor. Köyde cep telefonu pek çekmiyormuş. “Sabit numaradan ara” diye tembih ediyor. Bursa- Sansarak Köyü arası aşağı yukarı iki saat sürüyor. Navigasyona zaman zaman güvenmeyip yolu soruyorum ama gerek yokmuş. Köye kadar sorunsuz götürüyor. Yolda çok fazla olmasa da tabela da bulunuyor. İznik Gölü’nü tepeden gören enfes virajlı yolları var. Köye girdiğim an deli gibi bir yağmur ve dolu yağıyor. Arabadan inemiyorum bile. Yağmur biraz hafifleyince camı birisi tıklatıyor. Elindeki şemsiyeyi bana verip “Doğru çiçekli eve git. Emine teyzen karnını doyursun” diyor. Şaban amca bu kişi. Emine teyze de eşi.
500 yıllık köyün taşlı yollarında yürürken sulara düşmemeye çalışıyorum. Bir taraftan da çiçekli bir ev arıyorum. Yolun sonunda gördüğüm bembeyaz boyalı çiçekli evi görünce ne denmek istediğini anlıyorum. Şaban amca 500 yıllık köyün ortasına masaldan bir ev yapmış. Masaldaki iyi adam da o. Şaban amcayı beklerken yiyecek bir şeyler hazırlıyor Emine teyzem. Temmuz olmasına rağmen soba yanıyor. Denizden 1000 metre yukarıdayız. Evin duvarlarında güzel ülkemin en nadide yerlerine ait fotoğraflar var. Neredeyse hepsine gitmişim çok şükür. Aynı zamanda Şaban amcanın çeşitli film ve dizilerde rol aldığı gazete kupürleri, rehberlik ettiği gazete haberleriyle dolu duvar. Bir süre sonra hava açıyor. Biz de hemen yola koyuluyoruz. Ne de olsa yaz havası...
Sansarak Kanyonu
Sansarak Kanyonu’nun iki girişi varmış. Değirmen girişi denilen yerin çok yakınına kadar araçla gidebiliyorsunuz. Şaban amca buraya tabelalar koymuş. Genişçe bir alan var orada. Şakır şakır sular akıyor. Şaban amca onlara kütüklerden oluklar yapmış. Burada kamp yapmak çok güzel olurdu. Biz diğer girişinden giriyoruz. Orayı rehbersiz bulamazsınız. Nasıl gidildiğini ben bile tarif edemem. Yolda yürürken ağaçların arasına dalıverdik çünkü. Çok güzel patika yollar var. Onları bulmanız gerekiyor. Sık bir ormanın içinde yürüyoruz. Kolunuz bacağınız kapalı olsun. Ayağınızda bot olsun. Ben derede yüzeceğimi düşünerek şort, tişört ve sandaletle dalıyorum buraya ve çalı çırpıdan her yerim çiziliyor. Şelalelerde yüzmek isterseniz mayo ve şort alın yanınıza. Benim gittiğim gün aşırı yağan yağmurdan çamur aktı dereye ve yüzemedim. Önce suyun akışına yürüyoruz. Belli bir yerden sonra sular çok yükseldiği için asıl gidilecek yere gidemeden dönüyoruz. Sular çok yükselmiş.
Normalde 7 km’lik bir kanyon ve 7 yedi saat sürüyormuş. Ben sadece iki saatlik bir yürüyüş yapabildim. Öyle bir çamur ve doludan sonra bunu yapabiliyor olmam bile mucize. Bir yerde derenin iki kolu birleşiyor. Bir taraf berrak akarken diğer taraf çamur akıyor. Yağmur bir tarafa hiç yağmamış. Doğa insanı her zaman şaşırtmaya devam ediyor. Şaban amca 69 yaşında ve yaşından beklenmeyecek bir performansta. Taştan taşa atlıyor. Seke seke koşa koşa gidiyor. Hayran kalıyorum. Yürüyüşümüz bitip de köy yoluna doğru dönüşe geçtiğimizde bir taraftan böğürtlen toplayıp bir taraftan sohbet ediyoruz. Şaban amca benden ilk başta pek umutlu değilmiş sanırım. Daha önce kanyona götürdüğü insanların zorlandığından, bazılarının sakatlık yaşadığından, onları nasıl sırtında taşımak zorunda kaldığından bahsediyor. “Tek başına bir kadın olarak çıkıp gelmişsin. Ben Sansarak Kanyonu’nu geçeceğim demişsin. Hem de bu havada. Cesaret işi bu” deyip beni tebrik ediyor. Benim için rutin olan şeyler başkaları için sıra dışı olabiliyor demek ki.
Sansarak Kanyonu’na tek başına girmemelisiniz
Sansarak Kanyonu’nu yürüyeyim ama tek başına yapamam diyorsanız İstanbul Doğa Spor Kulübü, Sansarak Kanyonu’na yürüyüşler düzenliyor. Onlarla birlikte de gidebilirsiniz. İnternette sosyal medya hesaplarından veya www.istanbuldoga.org etkinlik sayfasından ulaşabilirsiniz. Eğer kendi grubunuz varsa bölgeye giderseniz Şaban amca sizi seve seve götürür.
Mümkünse hafta içi gidin. Çılgın kalabalıktan uzakta mis gibi bir gün geçirebilirsiniz. Navigasyon köye sorunsuz götürüyor. Oradan sonrasında Rehber Şaban Aydın’a emanetsiniz. Yiyeceklerinizi köyden de temin edebilirsiniz. O güzel fırında pişen mis gibi ekmekten, hâlâ organik tarım yapılan köyün domateslerinden ve sokaklarında gezen tavukların yumurtasından yemeden dönmeyin derim.
Daha fazla bilgiye 'nerdesinbahar.com' blog adresinden ulaşabilirsiniz.
Paylaş