Paylaş
Dünyanın en yaşlı zeytin ağaçları bu diyarlarda, 1500 yıllık…
Bari: 10. yy'da Demre’den kaçırılan Aziz Nikolas’ın (Noel Baba) kemikleri buradaki 'Saint Nicholas Kilisesi'nde yatıyor. Binlerce ziyaretçi turist akınında, Ruslar başı çekiyor. Kilisenin papazı çok enteresan bir adam... Sohbetimiz sırasında sarf ettiği cümleyi unutamıyorum: “Eğer para olmasaydı, dinler de olmazdı!” Bunu bir din adamından duymanın şaşkınlığı bitmeden, “Evet, kemikleri de bizim Barili denizciler sizin topraklardan çalmış, buraya getirmişler ve yıllarca hem kendileri hem de yedi-sekiz kuşak torunları bu hırsızlıktan para kazanmışlar” diyor.
Bari sürprizleri devam ediyor, gördüğüm en güzel kentlerden. Kordon boyunda yürüyüşe çıkın ve acıkırsanız, kordon boyunun hemen arkasında klasik ve de çok sempatik bir meydan bulacaksınız: Piazza Mercantile...
Bu meydanın klasik stiline tezat, modern, adeta 'pop-art' bir lokanta bu 'Black and White'... Menü de bu kontrasta uymuş, yani modern sunum ile klasik yemekler. www.ristoranteblackandwhitebari.it. Gece konaklama, enteresan dekorlu odalarıyla büyük bir otel olan 'Albergo Nazionale' olabilir. www.grandealbergodellenazioni.com
'Polignano a Mare', Bari’nin 40 km güneyinde müthiş bir kasaba. Denizden görülmeli ama karadan giderseniz kasaba girişinde kısa bir ziyaretimiz var.
Domenico Modugno’nun (1928-1994) şarkısı 'Volare', San Remo Festivali’ni kazandıktan sonra 22 milyon kopya satmış. Sanatçı Polignano’lu, babası belediye zabıtasıymış. Domenico’nun heykeli ziyaretçilere kucak açıyor. Hoş geldiniz Polignano a Mare'ye...
Yemek konusuna gelince kasabanın turistik bir lokantası var:
'Grotta Palazzese Restaurant' (Mağara Saray Lokantası) her nedense beni pek çekmedi. Daha ziyade zengin Amerikalı turistlere göre tasarlanmış havası var, spor kıyafetle girilmiyor. Her ne kadar bu 'Dress Code'lara önem versem de bu lokantaya nedense gitmeyi canım istemedi. Denizden ufak motorumuzla mağaraya şöyle bir girdik ama karaya çıkmadık. Böyle bir 'şık mod' da hissedemedim kendimi. Onun yerine kasabalı arkadaşlarımın önerisi ile deniz mahsulleri 'Fast Food' diyebileceğimiz bir lokantaya gittim, iyi ki de gitmişim, hastası oluverdim.
'Pescaria'yı son derece pratik buldum. Akıllı bir tasarım. Dükkanın üzerinde “Balıkçı Mutfakta” yazıyor. Sempatik ve girişken şef Lucio Mele ile uzun uzun sohbet ettim ve ikram ettiği nefis bir kadeh 'Roze' eşliğinde yediğim en lezzetli midye tavayı karton kutu içinden yedim. Muhakkak uğrayın ama kalabalığından ürkmeyin. Numara alıyorsunuz, sıra size de gelir ve beklemeye değer. Canlı midye ikram etti, limon sıkıp beraber götürdük. Pişmemiş ton balıklı, burrata peynirli ve fesleğenli bir burger yaptı ki, lezzeti unutulmaz. Sırf bunun için bir daha giderim Polignano a Mare’ye...
Üçüncü ve bu kez son durağımız Lecce... Güney İtalya’nın 'Floransa’sı olarak anılıyor. Bir barok kenti, hatta öylesine ki; 'Barocco Leccese' yani Lecce Barok’u denilen bir akım ortaya çıkmış. 16. asır sonlarından 18. asır ortalarına kadar süren bir sanat ve mimari akımı. Lecce yürüyerek gezmek için ideal bir şehir.
Prof. Francesco D’Andria sol başta...
Benim şansıma yürüyüşüme 2000 yılından beri Pamukkale Hiarapolis kazılarını yapan Lecce Üniversitesi hocalarından Prof. D’Andria rehberlik etti. Fareli köyün kavalcısı gibi diğer Lecce halkı da yavaş yavaş gönüllü olarak katıldı. Hocaya selam veren yürüyüşümüze eklendi. Yaşadığı ülkeyi seven, yaşadığı sehirle övünen, gezdirmekten ve anlamaktan gurur duyan insanlar bunlar. 'Centro Historico' tarihi merkez büyüleyici, adeta bir açık hava müzesi. Önü sepetli bisikletli kadınlar Hocaya selam veriyor, yanaklarından öpüyor, esnaf ısrarla bir şeyler ikram etmek istiyor. Lokantalar yemeklerinden tatmamız için ısrar ediyor.
Yöresel makarna 'Orecchiette' (kulakçık makarnası). Bu makarnayı tüm Lecce lokantalarında yiyebilirsiniz. Lecce’ye ait olanı ise 'cime di rapa' soslu olanı, yani turp yaprağı pişeni. Bunun için ben 'La Vecchia Hosteria'ya (eski aşevi) gittim pek de memnun kaldım. www.lavecchiaosteriatotu.it. Matrak bir sahibi vardi adını unuttum... Bu civarın halkı çok değişik, sempatik ve samimi insanlar. İnsanlar ile iyi ilişki ilk önce parlak ve lekesiz ayna sahibi olmakla başlıyor. Davranışlarını akıllıca aksedeceksiniz…
Paylaş