Paylaş
Bu bölge yılın kısa bir dönemi açık ve o da ocak ayı sonu ile şubat ayının ilk haftaları diye bilinmekte... Tahmin edileceği üzere bu dönemde yöre halkı çok sakin olan hayatına kısa da olsa bir hareket getirmekte ve yıl boyunca hazırlanmaktadır. Açıkçası bembeyaz ve taze karla örtülü olağanüstü kış görüntüleri eşliğinde yapılan bu gezi sadece beş gündü ancak ne trafik ne stres ne de diğer şehir sorunları olmadığı için neredeyse yetti diyebilirim. Çünkü mesafeler o kadar az ki ve her şey o kadar organize ki… Sıkıntı olmadan kolayca ulaşıyor, hızlıca işlemler yapılıyor ve stressiz bir deneyim yaşıyorsunuz. İşte bölgede ilk bu duygularla gezimize başladık.
Rovaniemi’de gezginler için belirli aktiviteler var. Husky köpekleriyle kızak keyfi, donmuş nehir üzerinde kar motoru kullanma, geyiklerin çektiği kızaklara binme ve buz otel gezisi bunların belli başlıları. Her biri gerçekten keyifli ve farklı… Hele benim gibi soğuk ve kar sevenler için adeta bir terapi oldu.
Buz otelde sıra dışı konaklama
Avrupa’nın en kuzeyindeki bölgede birçok turistik buz otel yapılmış. Örneğin İsveç’te de benzeri var. Biz Finlandiya’dakini ziyaret ettik. Ziyaret saatimiz akşam 18.00 civarıydı. Gezinin bazı katılımcıları ön rezervasyon yaptırarak orada akşam yemeği yemek istediklerini belirttiler. Birkaç kişilik kontenjan var ve belirli bir menü sunuyorlar haliyle. Ne yazık ki, geniş bir menü seçeneği yoktu.
Hatta bazı katılımcılar kalmaya niyetli olduklarını ifade etmişlerdi. Hatta oda fiyatlarını sormuşlar ve dudak uçuklattığı için vazgeçmişler. Zaten oraya gittiğimizde bu fikirden caymış göründüler. Rehberlerimiz de orada kalan görmediklerini yol esnasında ifade etmişti. Sonra birbirimize bakarak “Nasıl kalsınlar eksi 20 derecede, aptallık bu!” diye konuştuk. Gözümüzle gördüğümüzde de orada kalmanın çok da akıl işi olmadığına inandık. Ancak odalarda kimse kalmıyor görünmese de bir ısıtılmış sığınma odası gördük ki, orada bazı bavul ve eşyalar vardı.
Her dönem eriyor sonra yeniden yapılıyor
Otele vardığımızda yerli rehber bizi karşıladı. Kapıda fotoğraf faslını geçtikten sonra kocaman iglo’nun odalarını gezmeye başladık. Her oda farklı tasarlanmış. Çift kişilik ve tek kişilik yatak seçenekleri ve dekorasyon seçenekleri var. Yatak buzdan görünmekte… Üzerinde geyik derisi serilmiş. Biz geyik derisine oturarak fotoğraf çektirene kadar bile donduğumuzu söyleyebilirim. Otel ve odalar ayrıca bar, restoran hatta kilise de buzdan yapılmış görünüyor ama farklı malzemeler karıştırılıp kolay erimesi önlenmiş. Aksi takdirde hemen erirdi. Bizim nefeslerimiz bile havayı ısıtmakta ve odanın havasını muhakkak arttırmış olmalı. Zaten bu dönem sonrası eriyor ve her yıl yeniden yapılıyormuş. Hepsi turistik amaçlar için elbette.
Ah! Burada şimdi bir sıcak çikolata olacaktı ki…
Burada ilginç deneyimler yaşadık. Mesela bunlardan birisi buzdan barda sipariş ettiğimiz içecekler de buz bardaklar içinde verildi. Tabii bunlar gerçek buz değildi ama yine de ellerimiz dondu. Orada sıcak ve taze kahve veya sıcak çikolata içmek daha keyifli olurdu. Tabii bu durumda işin senaryosu dışına çıkılacaktı. Olmazdı, sormaya bile cesaret edemedim… Buz otelin farklı odaları arasında gezinirken kaybolmak çok kolay hem de zor. Ne kadar kaybolsanız da yolunuz ya dışarıya ya da kiliseye çıkıyor. Bir de odalar değişik ışıklarla renklendirilmiş, böylece daha romantik ve egzotik bir gezi haline dönüşüyor. Bu durumda otel odalarının kapıları açık, onu belirtmek lazım, yani pat diye girilmekte…
Otel gezisi sonrası güzel bir sıcak kahve/çikolata keyfi ve sauna gerçekten süper bir fikir olacaktır. Sauna falan vardı fakat bunu gerçekleştiremedik. Ya kapalı olduğunu ya da çok küçük ve yer bulunmadığını hatırlıyorum. En azından saunanın varlığı bile ısıtıyor. Keşke şurada bir Türk hamamı olsaydı da girseydik diye düşündüm. Ama nerdeee! İşte seyahatlerde böyle fantaziler oluyor…
Fotoğraflar: Regent Holidays, Visit Rovaniemi
Paylaş