Paylaş
Sevilla tam bir restoran cenneti. Her sokakta her köşe başında adım attığınız her yerde harika restoranlar ve yemek marketleri var. Biz şehrin tarihi merkezinde airbnb üzerinden ev kiraladık. Tarihi merkezin nispeten daha az turistik olan kısmındaydı kiraladığımız ev. O yüzden daha çok lokallerin gittiği mekanlara gitme şansımız oldu. Evimizin hemen yanıbaşında harika bir yemek pazarı vardı. Sokağın başında nefis bir İtalyan barı, biraz ilerisinde leziz tostadalar yapan bir İspanyol kafesi, az ilerisinde de İspanya’da her restoranda masanıza servis edilen marine yeşil zeytinlerin satındığı butik dükkan. Burada birkaç gün değilde keşke haftalar geçirseydik diye iç geçirdik sürekli...
İşte Sevilla’da bizi mutlu eden lezzet yerleri;
Al Ajibe: Sevilla’daki ilk akşam Almeida De Hercules’de yer alan Al Ajibe’de yedik. Almeida De Hercules genişce bir meydan ve etrafında onlarca kafe ve restoran bulunuyor. Burada genellikle lokaller yemek yiyip sosyalleşiyor. Al Ajibe iyi tapas adreslerinden bir tanesi. Sarımsak ile marine ettikleri yeşil zeytin ve yanında 1 sürahi Sangria ile açılışı yaptığımız restoranda, avakado ve sardalyalı kızarmış ekmek, kinoalı ton balığı tataki, kızarmış morina balığı ve siyah pirinç pilavından oluşan tapas çeşitlerinden denedik. Hepsi lezzetliydi ama Sardalyalı ekmek bir harikaydı. Kişi başı 20-25 Euro (85-105 TL).
Cafe Bar La Tostada Velos: İlk sabah kahvaltı için adresimiz ev sahibimiz Eva’nın tavsiyesi ile bu İspanyol kafesi oldu. Burada nefis tostadalar yapılıyor. Kızarmış ekmeğin üzerine taze domates püresi sürülüyor üzerine de peynir, salam ve pastırma çeşitlerinden dilediğinizi koyduruyorsunuz. Yanında da güzel bir kahve ile işte size basit ama leziz bir kahvaltı... Kişi başı 5 Euro (20 TL).
El Pinton: Sevilla’nın tarihi merkezinde yer alan bu restoran ilk başta dekorasyonu ile dikkat çekici. Sevilla’ya özgü seramiklerin duvarlarını süslediği, restoranın ortasında sütunlarla Arap esintileri ile modern mimarinin dans ettiği bir mekan yaratılmış. Yemekleri de oldukça başarılı. Shrimp Churros yani meşhur İspanyol churrosunun karides yorumu, ördekli ve mantarlı kremalı pirinç (muhteşemdi!), Burrata salata, karidesli ve mürekkepli linguini yediğimiz nefis yemeklerdendi. Kişi başı 20-30 Euro arası (85-125 TL)
Hotel Alfonso XIII: Sevilla’nın en göz kamaştırıcı otellerinden olan Alfonso XIII’ün avlusundaki kafesi, Sevilla sıcağından bunalıp bir ara vermek için birebir. Nefis kokteylleri ve atıştırmalıkları mevcut. Bir yandan süs havuzundan akan suyun sesi diğer yandan tarihi ambiyans sizi büyüleyecek...
No-Lugar: Bir sanat galerisi olarak ortaya çıkmış bir restoran. Vitrininden içerideki oturma gruplarına kadar kendinizi aslında bir dekorasyon mağazasında hissediyorsunuz. Yeşil palmiye şeklinde tabaklar, farklı tarza sahip garsonlar, ilginç objelerle sıradışı bir yemek deneyimi sunuyor No-Lugar. Menüsünde de dünya mutfağından lezzetler bulunuyor. Chicken Tikka Masala, Avacadolu ve otlu Quesedilla ve Pad Thai denediğimiz lezzetlerdendi. Hepsine tek tek bayıldık. Görsel olarak da çok hoş sunumlara sahiplerdi. Yalnız porsiyonları çok büyük çok fazla şey söylemeyin! Kişi başı 20 Euro (85 TL).
Mercado De Feria: Sevilla’da bir sürü Mercado bulunuyor. Yani tam Türkçesi yemek pazarları. Bir sürü irili ufaklı büfe bir çatı altında farklı farklı lezzetler sunuyor. İçkinizi birinden, deniz ürününüz diğerinden, et ürünlerinizi bir diğer mekandan alıp afiyetle bir köşede yiyorsunuz.
Ev sahibimizin bize önerdiği balık restoranı La Cantina hınca hınç dolu olduğu için orada yiyemedik ama aklımızda kaldı. Bizde marketteki bir mekanda paella yiyip cava (1 tabak paella ve 1 kadeh cava 3 euro - 12 TL) içtik. Bir de çok farklı bir konsepte sahip olan Condende adlı sandviççide Venezüela usülü Arepa adlı ekmekten yapılan sandviçten yedik. Tanesi 3,80 Euro (15 TL). Alfonso kanalının kenarında yer alan Lonja Del Barranco’da yine en iyi yemek marketlerinden...
La Azotea: Bir başka tapas barı. Hatta en beğendiğimiz Sevilla restoranı oldu diyebilirim. Yine Eva’nın tavsiyesi ile gittik Azotea’ya. Öğlen 1:30’da açılıyor. Biz tam o saatte oradaydık çünkü sonrasında yer bulmak imkansızlaşıyor. Azotea’da fırında domatesli snapper adlı kırlangıç balığı, çıtır enginar salatası ve mini burger denedik. Mini burgerin lezzetine inanamadım. Ekmeği, burger etinin lezzeti inanılmazdı. Balık ve enginar da gayet başarılıydı! Yanında da Canas yani küçük bardakta servis edilen İspanyol şarabı... Kişi başı 25 Euro (105 TL)
Umami: Bana ilk başta Japon burger zincirini hatırlatsa da Sevilla’da bulunan Umami güzel bir tapascı. Tesadüfen görüp girdiğimiz Umami, şansımıza çok iyi çıktı. Ton balığı ızgara, patatesli ahtapot Ajo Atao tek kelimeyle nefisti. Finalde sipariş ettiğimiz beyaz unlu brownie de muhteşemdi! Kişi başı 30 Euro (125 TL).
Fotoğraflar: Gürhan Kara / www.tadindaseyahat.com
Paylaş