Son Güncelleme:
ÅžEHÄ°R KÖLESÄ°Susuz kaldım. Homoseksüel yeni çağın uzay çöplüÄŸünde çok sigara dumanı yuttum. Yapacak bir ÅŸey yok. Çok sigara dumanı yuttum. Birbirleriyle
ÅžEHÄ°R KÖLESÄ°Susuz kaldım. Homoseksüel yeni çağın uzay çöplüğünde çok sigara dumanı yuttum. Yapacak bir ÅŸey yok. Çok sigara dumanı yuttum. Birbirleriyle seviÅŸen erkekler arasında, pis bir post-modern görgüsüzlüğündeki köşe yazarında, gazetelerin suda eriyen fontlarında ve yaÄŸlı ÅŸairlerin ellerinde, bellerinde, durmak bilmeyen sözlerinde…ne yapacağımızı tam bilemediÄŸimiz için kıçımıza girmiÅŸ demokrasi kılıcının üstünde… FotoÄŸraflar var elimde. Artık geçerliliÄŸi olmayan fotoÄŸraflar. Bir ÅŸelale kenarında, bir teknede, illa ki güzel bir yerlerde. Güzel bir anda, güzel bir günde. Mal gibi durmuÅŸum fotoÄŸraflarda. GülümsemiÅŸim. Pozlar vermiÅŸim. Sert bakmışım. Manalı gözükmeye çalışmışım. Bir adet rüyamın, aksak beyinciÄŸimin, ödümün patladığının resmini bulamazsınız. MutlululuÄŸu çekebilir misin Abidin durumu eksik. Sanat eksik, sanat yani bu fotoÄŸraflarda!Gerçekten de çok sigara dumanı yutmuÅŸum. Bununla da beraber bir sürü alavere dalavere. Huysuz Virjin'in parıldak sahil beldesi eÄŸlencelerinden mahrum kalmışım. Mavi boncuÄŸumu havuzda düşürmüşüm. Bulamamışım. Amedeus filmini seyredememiÅŸim bir de. Requem'in acısı öyle sallantıda kalmış yani.Ãœstelik Atilla TaÅŸ ve Konyalım Yürü türküleri sinmiÅŸ üstüme. Bunun üstüne bir de entellektüel akımlar. Sürrealistler falan, sonra maalesef Camus, maalesef Breton. Requem falan vız geliyor, tırıs geçiyor velhasıl. Temizlemiyor katranı. Homoseksüel yeni çağın hiç bir ÅŸeye inanmayan arı kovanında. Böbreklerim çalışmıyor. Susuz kaldım. SusuzluÄŸun resmini çekebilir misin Abidin diye kahkahalarla ölüyorum. Bir nevi sinir krizi. Bir nevi Prozac toplumu best-seller bunalımı mıdır nedir? Suni Margaux Hemingway epilepsisi midir? Türlü manik-depresif . Hepsi ÅŸu tartışma programları ve bankamatikler yüzünden. Rock ve türküyü birleÅŸtirme arzusundaki uzun saçlı gençler, Louis Viton çantalı uzman kadınlar ve hormonlu televizyon kanalları yüzünden. Ä°ÅŸte bunlar, bunlar… Yüzde seksen. Halbuki bahçede domatesler olmalı. Denizde balık ayıklayan kadınlar. Balıkların kafalarını suya atmalılar. Vapurlar olmalı. İçinde üç kiÅŸi olan. Nereye gittikleri umurlarında olmayan. Bu gemi nereye nereye gider ÅŸarkısından mülhem, Büyükçe bir mavi suda yaÅŸanmalı. Susuz kaldım. Bütün bu susuzluÄŸumu giderecek bir parça deniz suyu yok Ankara'da. Ancak deliliÄŸimi yazarak aklımdan kovabilirim. Belki de ancak bu durumda, zihnim iÅŸkenceden çıkar. Güzel bir göçmen kızı olur o zaman. Yatak odamdan yapraklar ve aÄŸaçlar, banyomdan nilüferler çıkar. Bir ekleme, bir çıkartma yapmam yazımdan. Seni ilk tanıdığım, güneÅŸ batarken yazı yazan kız halime dönerim. O zaman, ÅŸehre yaz gelmiÅŸtir. Kimseyi dinlediÄŸim yoktur. Ä°ÅŸte bu sebeplerden zaten, Erasmus korur beni. Momos'un maneviyatı adına,Ãœstüme bir fatiha üfler geceleri. Eda ALANSON - 10 Nisan 2000, Pazartesi Â