Papalar kenti: Avignon

Lyon'dan, Avignon'a otobüsle hareket ederken çok ama çok heyecanlıydım. Çünkü lavantanın yetiştirildiği Provence bölgesine doğru yol alıyorduk. Otobüs seyrederken lavanta ve ayçiçeği tarlalarını görünce heyecanım daha da artıyor. Ama burada keşfe çıkmamın bir nedeni daha var. Buraya "Papalar Kenti" deniyor. 70 yıl boyunca papalık merkezi olarak kullanılmış. Peki, o yıllarda şehir nasıl papalık merkezi oluvermiş? İşte bu sorunun cevabı için buradayım...

Haberin Devamı

'Güzel Philippe' lakaplı, 4'üncü Philippe, 1285-1315 yılları arasında Fransa Kralı... Fransa dönemin en kalabalık katolik nüfusuna sahip, yani en güçlü katolik devleti. Philippe de politik olarak çok güçlü bir kral. Bu politik gücünü kullanarak ve Roma'daki o dönem politik çalkantılardan faydalanarak ölmüş olan papanın yerine kendi istediği Papa'nın seçilmesini sağlıyor. Papa da Roma'daki istikrarsızlığı bahane ederek Lyon'da taç giyiyor. Böylece Roma yerine Avignon'a yerleşiyor. 1309-1378 yıllarında papa, Avignon'da yaşıyor. 

1378 yılında Romalılar: "Böyle şey olmaz, biz papamızı kendimiz seçeriz, Papalık Roma'da olur" diyerek, Vatikan'a da eş zamanlı olarak papa tayin ediyorlar. Şehrin surlarının ardında bulunan Palais des Papes (Papalık Sarayı), papalık Vatikan’a taşındıktan sonra yazlık saray olarak kullanılmış.

Papalar kenti: Avignon

Haberin Devamı

Ayrıca ünlü St. Benezet köprüsünün ilginç tarihçesinden de bahsetmek istiyorum: O dönemde çobanlık yapan Benezet, İsa Peygamber'i rüyasında görüyor. İsa Benezet'e, köprü inşa etmesini emrediyor. Benezet, 1100'lerde taşlarla köprüyü inşa ediyor. 1600'lerden, 1800'lü tarihlere kadar köprü bakımsız kalıyor. 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giriyor. Köprü surlarla çevrili çünkü, şehri surlar koruyor. Köprü de surların bir parçası olduğu için, köprüden geçenlerin güvenliğini sağlıyor.

Papalar kenti: Avignon

Eski şehre varmadan büyük bir tarihi kapı içerisinden geçip yukarı doğru tırmandığınızda lavanta, gül  kokulu sabunlar, Provence bölgesini yansıtan zeytin dallı çanak çömlekler ve tüm hediyelik eşya dükkanları sizi karşılıyor. Öğlen yemeğinizi yemediyseniz eski şehrin içinde bulunan hem hijyenik, hem lezzet, hem hizmet kalitesi, hem de servis çabukluğu açısından memnun kalabileceğiniz "Bistrot du Lutrin" de yiyebilirsiniz. Ben oldukça memnun kaldım.       

Papalar kenti: Avignon
 Â
Van Gogh'un ÅŸehri           Â
Arles'e doğru yol alıyorum. Burası Van Gogh’un şehri olarak da biliniyor. Ressamın ünlü tablosu 'Cafe at Night'ın resmedildiği Place du Forum'da bulunan kafede mola vererek, tam da yerinde  bir nostalji  yaşadım. Roma dönemi arenasından, çöküş sonrası Orta Çağ kalesine dönüştürülmüş Arles Arenası, amfi tiyatrosu görülmeye değer. Görünce nefesinizi kesecek,  ziyaret etmenizi tavsiye ettiğim önemli tarihi eserlerden.

Papalar kenti: Avignon

Arles, aynı zamanda  özellikle fotoğrafçılık okulunun olduğu ve fotoğrafçılık sergilerinin, festivallerinin yapıldığı bir şehir. Fotoğraf üzerine bir eğitim almak istiyorsanız burası çok doğru bir adres. Sonraki durağımız ise, lavanta kokulu sanat kenti Aix-en-Provence...

Rotonde bölgesi ve şehrin Champs Elysees’si olarak bilinen 'Cours Mirabeau' bulvarında yürümek, astrolojik saati ve mevsimlere göre değişen döner figürleri bulunan çan kulesinde biraz hayranlık, biraz şaşkınlık içinde soluklanarak, eski bir pasajın içinden geçip, İstanbul Nişantaşı semtini andıran, marka dükkânlardan oluşan; dar, arnavutkaldırımlı, taş döşemeli sokaklarında dolaşarak alışveriş yapmak ve Les Deux Garçons kafede alışveriş sonrasında yorgunluğumu atmak  paha biçilemez tecrübelerimdendi. 

Papalar kenti: Avignon
Van Gogh’un 'Cafe at Night' tablosu

Doğal su kaynaklarının zenginliğini gösteren 200 adet çeşmesinden bazılarını, gezinti yaparken yol üzerinde gördüğümde,  şehrin 'lavanta şehri' olmasının yanı sıra, ayrıca 'su şehri' olduğunu da  anlamış oldum.  Aix en Provence'da mutlaka açık pazara da uğramalısınız ve lavanta kokulu sokaklarında pazar alışverişi yaparak gezinizi noktalamalısınız.

 

Yazarın Tüm Yazıları