Paylaş
Geçenlerde Misi’de keyifli bir gün geçirdim. Köyde çok sayıda aktivite bulunuyor. İsterseniz yemyeşil tepelerde köylü kadınlarla ot toplayabilir ya da ‘Dağyenice’ isimli sayfiye yerine gidip göletin kenarında piknik yapabilirsiniz.
Etrafta 70 ve 80’li yıllarda inşa edilen çirkin binalar da bulunuyor ama sivil mimarinin güzel örnekleri arasında onları görmemeye çalışıyorsunuz.Köyde hoş bir çocuk kütüphanesi var. O da eski ahşap bir binada yer alıyor. Şehirlerin çoğunda bu kadar güzel kütüphane yok.
Binanın önündeki ufak bir meydan, süpürgecisinden peynircisine esnafı aynı zamanda kahvedekileri ağırlıyor. Önde gürül gürül bir dere akıyor ki yazın etrafındaki kafelerde oturup keyif yapmak lazım.
Nüfusu 1200 civarında olan Misi Köyü’nde çocuk kütüphanesinden ipek üretimi merkezine, restorandan kafelere kadar pek çok şey kadınlar tarafından hayata geçiriliyor.
Biraz ileride ise ipek üretimi olan bir merkez var. İpeğin yolculuğunu öğrendiğiniz bu mekânda atölyelere katılabilirsiniz. Yan tarafta Naciye Teyze kara tezgâhta ipek dokuyor. Muhtarın eşi Nagihan Hanım ise güler yüzü ile bu işleri nasıl becerip köylerini bir cazibe merkezi haline getirdiklerini anlatıyor. Buradaki çoğu şey köy kadınlarının inisiyatifiyle yapılmış.
Nüfusu 1200 civarında olan köyün kadınları restore edilmiş bir binada Koza Evi (0224 486 60 68) isimli bir restoran açmışlar. 46 kişi dönüşümlü olarak çalışıp birbirinden lezzetli yemekleri sunuyorlar önünüze. Amaç, aynı zamanda kaybolan lezzetlerin yaşatılmasını sağlamak ve onları köye gelen ziyaretçilerle buluşturmak.
Giderseniz önce biraz kilo verin, sonra soluğu Koza Evi’nde alın, çünkü yemekler parmak yedirten cinsten. Ben Anadolu kadınının gücüne ve becerisine hep inandım. Misi’den ayrılırken umutlanıp darısı ülkemin diğer köylerinin başına dedim.
Paylaş