Paylaş
Pablo Picasso hayatının son 12 yılını burada geçirmiş ve 1973 yılında bu kasabada veda etmiş hayata. Beni Mougins’e çeken diğer bir olay ise çok sağlam bir gastronomi kültürüne sahip olmasıydı.
Geçenlerde kaybettiğimiz büyük şef Roger Vergé’nin lokantası hâlâ faal. Şeflerin şefi, Alain Ducasse ise bu kasabada çalışmış yıllarca. Bir sokağa adını bile vermişler. Her iki şefin de çalıştığı, hâlâ faal olan L’Amandier (Badem) lokantasını ziyaret ettim. Ancak devralan şef Denis Fetisson hakkında aynı sözleri söyleyemem. Bu yıldızlı lokantada şef olmak Denis’e birkaç numara büyük gelmiş olsa gerek biraz fazla havalıydı. Benim, “Aksi ve güleryüzlü olmayan adamın yemeğini yemem” kuralım burada da derhal devreye girmiş ve lokantadan hiçbir şey tatmadan çıkmış idim. Aynı kasabada çok daha basit bir lokantada güleryüzlü, sempatik bir şefin omleti bana bu ‘Michelin Yıldızlı’ lokantadan çok daha lezzetli geldi doğrusu. Hemen ilave edeyim; Fransız mutfağında omlet bir ustalık ölçüsüdür. Bir şefin ustalığını yaptığı omlet ile ölçersin.
TADINDAN YENMEYEN MÜZE
Klasik Roma sanatının çağdaş sanatı nasıl etkilediğini müzede en iyi ortaya koyan vitrin.
Beklentilerimde biraz yanılmışım çünkü bu kasabada beni en çok etkileyen yemeği falan değil, özel müzesi ‘MAC Mougins Museum of Classical Art’ oldu. Christian Levett, Londralı bir borsacı. Mougins’de yazlık bir evi var. Her yaz bu cennet köşede, sanatçılar, usta aşçılar, iyi şaraplarla iyi vakit geçirmiş. Müthiş bir Klasik Yunan ve Roma koleksiyonu var ama aynı zamanda, çağdaş sanatçılardan hatırı sayılır bir koleksiyonun da sahibi.
Zalim Caracalla’nın (MS 188-217) orjinal büstü ve ünlü çağdaş ressam Matisse’in (1869-1954) bu büstü model aldığı karakalem çalışması ve de benim zalim suratım yan yana.
Picasso, Matisse, Chagall, Dufy, Cézanne, Rodin, Dali (hastasıyım), Andy Warhol, Marc Quinn, Antony Gormley ve Damien Hirst gibi sanatçılar. Bu sanatçılar, ‘Klasik Yunan’dan ve sonra gelen Roma’dan ilham almışlar. Christian Levett’in tüm koleksiyonu, depolarda, bürolarda, evlerde saklı dururmuş. Kendini bencil hissetmiş olsa gerek, koleksiyonlarını tüm insanlar görsün istemiş ve Mougins Belediyesi ile anlaşarak bu şirin kasabada MACM ‘Mougins Museum of Classical Art’ı halkların ziyaretine açmış.
ESKİ-YENİ YAN YANA
İnsanoğlu asılar boyu miğfer ve zırhlar içinde yaşamış. Bu miğferler içerisinde savaşmışlar, yaralanmışlar ve ölmüşler. Dünyanın en büyük Yunan ve Roma miğferleri koleksiyonu en üst katta.
Ben bu binada büyülendim, bir gün kesmedi beni, ertesi gün yine gittim ve hâlâ kesmedi, ilk fırsatta yine gideceğim ve belki de kasabadaki butik otellerden birinde kalırım ki o topraklarda uyanayım. Tanrılar ve tanrıçalar katında çok sevdiğim ve uzun süre kilitlendiğim vitrin. Hakiki klasik bir Roma Venüs heykeli MS 1-3. yy, ortada ve hemen solunda Yves Klein’in meşhur ‘Blue Venus’ (1962) heykeli. Arkada Andy Warhol’un ‘The Birth Of a Venus’ (1984) tablosu ve beni uçuran Salvador Dali’nin sürrealist eseri ‘Venus de milo with a giraffe neck’ yani ‘Zürafa boyunlu Venüs’ heykeli. Aralardaki Venüs heykelcikleri MS 1. yüzyıla ait.
Dört katlı ve 700’den fazla antik ve çağdaş sanat eserine ev sahipliği yapan müzenin bodrum katındayız: İnanılmaz bir Mısır bölümü ve tam karşıda nefis bir Mısır lahidi. MÖ 1069-945 yılları arasındaki 21. Hanedan’a ait kapak içindeki yazılardan ve resimlerden lahdin baştan çıkartıcı bir kadına ait olduğu anlaşılıyor.
GÜZELLİĞİ ŞURADA
Mısır’ın yeraltı tanrısı ‘Osiris’in nerdeyse varlığını hissettiğiniz yeraltındaki bodrum katının loş salonunda teşhir edilen Mısır’a ait eşi bulunmaz orijinal objeler ile çağdaş sanatçıların Mısır’dan ilham alarak yarattıkları eserler koyun koyuna teşhirde. Alexander Calder’in ‘Renkli Piramitler’i (1973) ve Cocteau’nın ‘Sfenks’i (1957)... Giriş katı Roma devri büstlerine ayrılmış. Roma İmparatoru Marcus Aurelius Severus Antoninus Augustus, namı diğer Zalim Caracalla’nın (MS 188-217) orijinal büstü ve ünlü çağdaş ressam Matisse’in (1869-1954) bu büstü model aldığı karakalem çalışması ve de benim zalim suratım yan yana.
Paylaş