Paylaş
Global sanat dünyasının yanı sıra Türkiye’den birçok önemli isim Frieze’deydi. Burada yaşayan Hüseyin Çağlayan ile fuarda karşılaşıp sohbet ettim. Hem kişisel hem de kurumsal olarak sanata ilgisi ve yatırımlarıyla bilinen Murat Ülker de Frieze’i ilk gününde ziyaret edenler arasındaydı. Murat Bey, fuarın ana sponsoru olan ve dünyanın en büyük kurumsal sanat koleksiyonuna sahip Deutsche Bank’ın 20 yıllık sanat danışmanı Alistair Hicks ve ünlü sanatçımız Ahmet Güneştekin ile fuarı gezdi, ben de peşlerine takıldım. Murat Bey konuşurken Gerhard Richter ile Bridget Riley’nin eserlerinden etkilendiğini söyledi. Murat Bey ayrıca güzel bir serginin de müjdesini verdi. Yıldız Holding’in Çamlıca’daki Seminer ve Sergi Salonu’nda, Mavi Senfoni’nin de aralarında bulunduğu özel bir seçki 18 Kasım’a kadar herkese açıkmış. Fuarda Türkiye’yi bir tek Rampa Galeri temsil ediyordu. Hüseyin Bahri Alptekin ve Hera Büyüktaşçıyan’ın eserlerine bayıldım.
Şöhretler geçidi
Frieze’de birçok ünlü sima vardı. York Düşesi Sarah Ferguson ile Prens Andrew’un küçük kızları Prenses Eugenie, The Beatles’ın efsane ismi Paul McCartney’in kızı, ünlü modacı Stella McCartney ve Ben Affleck ile birlikte ‘Gone Girl’ adlı filmde rol alan Ünlü Hollywood yıldızı Emily Ratajkowski gördüklerim arasındaydı. Hazır Londra’da iken, Sotheby’s’de Taner Ceylan’ın ‘I Love You’ adlı sergisini gezdim. 16. yüzyıl polikrom ahşap heykellerden esinlenen Ceylan’ın sergisi çok etkileyiciydi.
Demet Sabancı Çetindoğan’ın davetine Harvey Nichols’a da gittim. Türkiye’deki mağazanın 10. yılı sebebiyle, burada ‘Jeanius Turks ‘ adında bir sergi var. Demet Hanım Türkiye için bu projenin büyük önem taşıdığını anlattı. Sergide, 11 Türk sanatçının, dokunmuş jean yani kot kumaşlar üzerinde oynayarak, çeşitli tasarımlar ile onları adeta birer sanat eserine dönüştürdüğü birbirinden ilginç parçalar vardı. Türk sanatçıları, Londra sanat dünyasına tanıştırmak için çok güzel bir platform olmuş.
Kraliçe’nin kuzeni Prens Michael of Kent’in eşi Prenses Kent de sergideydi. Kendisi ile daha önce İstanbul’da tanışmıştım, tarih kitapları yazdığı için tarih üzerine sohbetlerimiz olmuştu. Bu sergiden çok etkilendiğini söyledi. Londra’da Soho’daki The Edition Hotel’de kaldım. Oteldeki Berners Tavern, şehrin en iyi restoranlarından biri. En çok etkilendiğim şey duvarlardaki onlarca tablo ve fotoğraf oldu. Topkapı’nın Mavi Oda’sı bana göre en özel eserdi. Chiltern Firehouse hala şehrin en gözde mekanlarından. Hem etrafı seyredin hem yemeklerin tadını çıkarın. Quaglino’s’da ise lezzetli yemeklere hoş bir ambiyans eşlik ediyor. 1930’ların kabarelerini anımsatan grubun müziklerine de bayıldım.
Paylaş