Paylaş
Bayburt’ta sessizliğin başrolde olduğu bir köyde bundan yaklaşık 10 yıl önce kurulan Baksı Müzesi, kelimenin tam anlamıyla hayalin gerçeğe dönüşümü... Şehirden 45 km. uzakta yer alan Bayraktar Köyü’nde doğan sanatçı-akademisyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, küçüklüğünde babasının işten dönüşünü beklediği Çoruh Vadisi manzaralı tepeye kurduğu müzeye, köyün eski adını vererek Baksı demiş. Başta sanatçılar ve tasarımcılar olmak üzere birçok gönüllünün katkısıyla yıllar içinde adeta bir toplumsal sanat projesi çıkarılmış ortaya. Sergi salonları, depo müze, atölyeler, konferans salonu, kütüphane ve konukevi ile 68 dönümlük bir araziye yayılan Baksı, giderek büyüyen çağdaş sanat koleksiyonuyla anılsa da geleneksel sanatlara ait önemli bir varlığa da sahip.
Hüsamettin Koçan için Baksı, bir eve dönüş projesi; doğduğu topraklara yaşam birikimini taşıma isteğinin sonucu... Koçan, “Babam iki yılda bir gelebildiği köyüne döndüğünde her şey o kadar güzeldi ki bir defa da ben dönmek istiyorum diye düşündüm” diyor. “Gurbetçi çocuklarının hasret dolu bekleyişlerine son vermek, sanatı doğduğu yere getirmek ve göçü önlemeye katkı sunmak için bu projeyi başlattım” diye de ekliyor...
Yolu ‘Bir Zamanlar Anadolu’
Aklınızda bulunsun, Bayburt’tan müzeye gitmek yaklaşık 45 dakika sürüyor fakat birbirinden güzel görüntülerle dolu bu yolu kat etmek bir filmin içinden geçmek gibi... Kırıkkale’de çekildiğini bilsem de bana ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ filmini hatırlattı. Yeni bir adım olarak müzeye 500 kişilik bir amfi tiyatro yapılacak, bu sayede konserler düzenlenmesi amaçlanıyor. Müzenin ulaşılabilirliğini artırmak için inşa edilen helikopter pisti ise yakın zamanda hizmete girecek.
Müzenin öncülüğünde Bayburt merkezde Kadın İstihdam Merkezi inşa edilecek. Projesi Mimar Melkan Gürsel’e ait bu merkez, bölgedeki kadınlar için önemli bir girişim niteliği taşıyacak. Yani özetle Baksı Müzesi’nde çok güzel şeyler oldu, çok güzel şeyler olacak!
Gönüllü elçisiyim
Baksı geride bıraktığı 10 yılda kendini ispatladı. Önemli olan daha nice on yıllar boyunca yaşaması... Kurucusu Hüsamettin Koçan ile yaptığımız sohbette de aynı kaygıyı konuştuk. “Baksı, kendisini sadece seyirlik boyutuyla kısıtlamadı. Bunun ötesine geçmeyi, geleneği ve gelenekle ilişkiyi önemsediği için dönemsel ya da estetik bir hiyerarşi kurmadan, yaratıcılığı ve üretimi ortak bir zemine taşımayı seçti. Orada yaşayanlarla ortak bir üretim ve yaşam alanı yaratmayı amaçladı.
Gönüllülüğe dayanan bu projenintaslak boyutundan çıkarak hayata geçmesi bizim için en önemli aşamaydı. Şimdi ise sürdürülebilirliğini üretmemiz gerekiyor” diyor. Bunun için de daha geniş kitlelerle paylaşılması, gönüllü tanıtım elçileri gerek. Ben bu misyonu seve seve üstleniyorum. Baksı’nın yeni projelerini anlatarak da sorumluluğum için bir adım daha atmak istiyorum. Siz de parçası olun, destekleyin, kitlelere yayılmasına katkı sağlayın. Bağış da yapabilirsiniz çünkü müze bağışlarla bugüne kadar gelebilmiş hatta geçen yıllarda giriş ücretsizmiş. Hüsamettin Koçan Hoca; “İnsanlar zahmet edip buraya kadar geliyorlar, bir de para mı alacağız” diyormuş!
Ajandanıza not edin
Çocuklarla iletişim, müzenin vizyonunu oluşturan önemli bir parça. Bu amaçla 2013 yılında Çocuk Şenliği düzenlemeye başladılar; şenlik bu yıl 6-11 Haziran’da gerçekleştirilecek. Ağustos ayında ise küratörlüğünü Barbara Polla’nın yaptığı “Hüsamettin Koçan - Ayağımdaki Diken” sergisi açılacak. Her ikisini de ajandanıza not edip şimdiden planlama yapabilirsiniz. Sacred7 Travel 27-29 Mayıs tarihleri arasında çok özel bir ‘Baksı Müzesi’ programı düzenliyor. Konaklama imkânı da sunan müzedeki bu programda çok farklı bir içerikle hazırlanmış atölyeler, seminerler, akşamları ateş başında sohbetler ve yaşanacak en güzel gündoğumları eşliğinde gerçeğe dönüşen hayaller olacak. Ayrıntılı bilgilendirme için: info@sacred7travel.com veya 0216 326 29 03.
Ödüller Baksı’ya
Baksı Müzesi, 2010 yılında TÜYAP 20. İstanbul Sanat Fuarı kapsamında ‘Sanatsever Kurum’ ödülü aldı. 2011’de ÇAĞSAV Onur Ödülü’ne değer görüldü. KUDAKA 2014’te ‘Yılın Turizm Olayı’ kategorisinde ödülün sahibi oldu. Aynı yıl oldukça prestijli bir uluslararası ödül kazanarak, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından ‘Yılın Müzesi’ seçildi. Müze onuncu yılına özel bir de kitap hazırladı. ‘Ged: Baksı’da 10 Yıl’ kitabında, müzenin fikir olarak doğduğu 2000 yılından başlayan 15 yıllık sanatsal ve toplumsal projelerin hikâyesi yer alıyor.
Paylaş