Paylaş
11 Kasım’da artık hasat toplanmış, buğday ekmeklik olmuş, yağlanmış hayvan kesilmiş, kış için hazırlanmış, yaz meyveleri kurutulmuş, saklanmış ve kış hazırlığı bitmiş sayılıyor. Fakirlerin azizi Aziz Martin Romalı asker iken çuha paltosunu ikiye kesmiş, soğuktan ölmekte olan bir dilenciyi örtmüş ve yaşatmış.
O gece de rüyasında İsa Peygamber, “İşte bu vaftizsiz Romalı asker paltosunu benle paylaştı, beni donmaktan kurtardı” demiş.
11 Kasım sonbaharın sonu, kışın başlangıcı ve Aziz Martin günü olarak kabul ediliyor. Kristof Kolomb’un gemileri 11 Kasım 1493’te adaya yanaşmış ve Kolomb Baba da bu yeni bulduğu cennete Saint Martin adını vermiş.
Seyahatinizi Gidello ile planlayın
Sömürgeciler paylaşamamış
Fransız, İngiliz, Hollandalı ve İspanyollar 1600-1800’lerde tüm bu cennet adaları paylaşamamışlar. Hollanda 1620’de adada tuz yatakları açmış ve gelir sağlamaya başlamış. Unutmayınız o senelerde Avrupa’da ‘tuz savaşları’ var. Çok kıymetli; bir torba tuza bir konak değişiyorlar Almanya’da.
1648’de Hollanda ve Fransa adayı aralarında paylaşmaya karar vermişler. Efsaneye göre adanın en uzak iki ucundan biri Fransız ve diğeri Hollandalı aynı anda yürümeye başlamışlar, koşmak yok. Birbirleri ile birleştikleri yerde sınır çizilmiş. Fransız daha hızlı yürümüş olsa gerek ki Fransız tarafı biraz daha büyük. Fransız tarafı biraz daha düzenli, lokantalar vs. daha düzgün ama daha pahalı. Geçişlerde artık kontrol falan yok, sadece bir işaret var.
Karışık ama barışık
18. yüzyılda Fransız ve İngilizler fazla başarılı olmayan şekerkamışı tarlalarında çalıştırmak üzere Afrikalı siyahi köle getiriyorlar. 19. yüzyılın ikinci yarısında kölelik yasaklanınca işçi olarak Çinli, Endonezyalı, Hintli ne tutarlarsa getiriyorlar. Şu an Afrikalı, Hintli, Çinli, Avrupalı beyaz ırk karışımı ama oldukça barışsever bir karışım yaşıyor adada... Slogan “St. Martin the Friendly Island” “Arkadaş canlısı ada St. Martin” Bu güzel adaları anlatmaya devam edeceğim haftaya...
Rengârenk kumlu plajlar
Taksi durağı böyle ise gerisini sen düşün. 28 adet farklı renkte kuma sahip plaj var ada etrafında, plaj severler için bir cennet. Bir başka plaj ‘Maho Beach’ ise farklı bir şekilde ünlü, havaalanı pisti tam önünde ve tam otel balkonumdan bu sahneyi görüyorum. Ama bizdeki İstanbul alanları gibi değil, günde sadece 3-4 büyük ve 5-10 da minik uçak iniyor, o kadar.
Denizden canlı böcek
Bir nevi kıskaçsız ıstakoz... Tamamen doğal ve müthiş lezzetli. Tereyağı, limon ve sarmısak karışımı bir sos ile foil’e sarıp, (orijinali bambu yaprakları olmalı) ızgaraya atıyorlar. Yemiyorsunuz ama yanında plajda ılık altın kumlara yatıyorsunuz.
Paylaş