Kemal Abi “atta”ya gidemez mi?
Sevgili Serdar, siyaset adamı kadrosunu kurarken, maçı kazanmak için sahaya hangi futbolcuları süreceğini hesaplayan tek seçici kadar ince eleyip sık dokumak zorundadır. Zorundadır ama bazen yanılabilir. Nitekim siyasette de, sporda da kazanmak kadar kaybetmek de bir gerçek olarak karşımıza çıkar. (Sezai BAYAR / Ankara)
İyi kadro kuramayan teknik adamın takımı, üç sonuçtan birini almak zorundadır.
Yanlış futbolcuyu, üstelik yanlış yerde oynatmışsa genelde takımı kaybeder.
O da insandır. Yanlış yapmıştır.
Üstelik siyasette insan seçmek, kadro kurmak daha riskli ve geri dönüşü zor bir iştir.
Karpuz değil ki, bir iki sıkıversin, kavun değil ki dibini koklasın.
Haklı olarak yanılabilir.
Siyasetci de, tek seçici de...
Her sınıfta yanılgı ve hata vardır. Yargıda, güvenlikte, askerde ve diplomaside de insanlar hata yapar. Hata ve yanlış istemeyerek yapılmışsa, geri dönülür, gerektiğinde özür dilenir.
AKP Yönetiminin başı yani başbakan RTE kabineye seçtiği arkadaşlarını sonuna kadar savunmak zorunda hissetmektedir kendisini. Oysa o da insandır ve yanılabilir.
Nitekim ufak-tefek yol arızaları oldu ve geçtiğimiz yıllarda bu “seçme hataları” güzergah üzerinde düzeltildi ve bazı bakanlar eğiştirildi ve yola devam edildi. Hatada ısrar edilmedi.
Özelleştirme meselesinde baştan beri hatalı seçim yapılmıştı ve biz de bu “arıza”ya işaret etmeye çalıştık.
Özelleştirme hata kabul etmeyen bir siyasi karar odağıdır. Bu odakta görev yapacak kişi hem hata yapmayacak, hem de gelecekte siyaseten silinmeyi göze alacak biri olmalıdır dedik, bu zorunluğun altını çizdik.
Yani özelleştirmeden sorumlu siyasetcinin geleceği yoktur. Özelleştirmeler yüzünden “kötü adam” olarak karalanacak, sonunda hedef tahtası yapılacak ve ilk seçimlerde günah keçisi yapılarak bir kenara itilebilecektir.
Kabinede görev alan ve özelleştirme sorumluluğu verilen Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, üç yıl önce “dakka bir, gol bir” diyerek özelleştirme konusunda doğruları söyleyerek saf dışı kalmıştır. Yani yalana kılıf bulmakta zorlanmıştır. Ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan bu kurumdan da sorumlu hale getirilmiştir. RTE’nin Kemal Abi’si Unakıtan “babalar gibi özelleştirmeleri yapacağını” vaat ederek yola çıkmıştır.
Ne yazık ki bir çok özelleştirmede -yüzde doksan oranında- işi yüzüne gözüne bulaştırmamakla kalmayıp, bir çok “alacalı” görüşmeler yaparak şaibelere neden olmaktan geri kalmamıştır.
Peki gerek ailevi ve gerekse çevresi ve gerekse hükümetteki konumu itibariyle “itibar erozyonuna” uğramış bir bakan görevinden kendi iradesiyle ayrılamaz mı?
Bal gibi ayrılır. Üstelik şık düşer.
Ama nerdeeeee...
Üstelik Başbakan RTE’nin “basın veya muhalefet peşin hükümlü davranıyor” takıntısıyla Kemal Abi’sini koruması ise izah edilir gibi değildir.
Kemal Abi kendiliğinden istifa etmiyor.
Başbakan “azil” etmiyor.
CHP Lideri Kemal Abi’ye alternatif isim bile buldu. Abdüllatif Şener’i tavsiye etti.
Bence esas yanlışlık burda. Şener başına gelecekleri baştan biliyordu ve direkten döndüğüne sevinmişti. Şimdi tekrar aynı koltuğa aday gösterilmesine ne der bilemeyiz.
Ama, RTE’nin inadına Kemal Abi’sine destek vereceği anlamına gelebilir bu son gelişme.Yani Bayka,l Kemal Abi’nin yerini daha sağlama almış oldu bu öneriyle.
Başbakana göre Kemal Abi’siz olmuyor.
Yani “atta”ya çıkacak gibi görünmüyor açıkçası.
Sevgiler,
Sezai.