Katar Uluslararası Yemek Festivali ve Doha
"Her şey Katar'a gelmek ister misiniz?" sorusuyla başladı desem sanırım yanlış olmaz. İlk duyduğum andan itibaren çok heyecanlandım. Bilmediğim bir ülkeye karşı daha önce yaşamadığım büyük bir merakla ve memnuniyetle hemen tamam dedim ve Katar yolculuğuma başladım. Katar Uluslararası Yemek Festivali'nde birçok lezzet tattım. İşte size Katar gezi rehberi...
Hem kendime güzel bir hatıra olan hem de sizlere anlatabileceğim güzel bir hikayem olan Doha'ya adımımı attım. Katar Turizm Otoritesi tarafından, bu sene 29 Mart - 8 Nisan tarihleri arasında 8'incisi düzenlenen Katar Uluslararası Yemek Festivali'ne Türkiye'yi temsilen davet edildim. Burada amaç, dünya çapında mutfak ustalarının cesur fikirlerini, ilginç başarı hikayelerini öğrenmek, hem de vizyoner mutfak tecrübelerinden faydalanmak. Programda hem yemek festivali ile ilgili tecrübe edindim hem de altı farklı ülkeden gelen sekiz blogger ile beraber Katar'ı keşfetme imkanı buldum. Gelin sizlere de biraz anlatayım. Ne dersiniz?
Dinlenmek yok! Haydi yemeğe!
4 saat süren keyifli uçuş sonrasında Doha'ya geldiğim gibi transferi yemek festivalinin bulunduğu etkinlik alanına yaptım. Açıkcası otelden önce buraya gitme sebebimi tahmin ediyorsunuzdur. Festivalin ilk günü hiçbir anı kaçırmak istemedim. Festival alanına ilk girdiğim andan itibaren yeşillik üzerine kurulmuş düzenli standlar dikkatimi çekti. Böylece etkinlik alanına gelen misafirlerin tüm markalarla iletişime geçmesi sağlanmış. Sanki buraya geldiysen her şeyin tadına bakacaksın yok öyle kaçmak gibi düşünmüşler. Havai fişek gösterileriyle başlayan festival saatler ilerledikçe kalabalıklaşmaya da başladı. Akın akın insanlar geldi. Bir süre sonra kalabalık alana yetmeyince, arka tarafta bulunan çimler kurtarıcı oldu. Yemeğini alan etkinlik alanının içindeki çimlere serildi. Özellikle aileler için keyifli bir etkinlik olduğu belliydi. Çok fazla ailenin festivale katıldığını gözlemledim.
Türk markaları da festivalde
Etkinlik alanında Lübnan, Yemen, Suriye, Hindistan gibi bir çok ülkenin lezzetleri gibi Türkiye'nin de lezzetlerinin olması ayrıca memnun etti tabi. Festival alanında Türk bayraklı bir çok stand gördüm. Kendileriyle sohbet etme imkanım da oldu. Türk restoran sahiplerinden Selçuk Bey, "İlginin bu kadar olacağını hiç beklemiyorduk. Yıllardır buradayız. Her sene üzerine biraz daha koyarak ilerliyoruz." dedi.
Gökyüzünde yemeğe ne dersin?
İtiraf ediyorum. Program elime ilk geldiğinde akşam yemeği bölümünde yazan 'Sky Dinner' notunu gökyüzü isminde manzaralı bir restoran zannetmiştim. Manzarası olan bir yerde yemek yenir, sohbet edilir diye düşünmüştüm. Taa ki, festival alanında 'Sky Dinner' bölümünü görene kadar. Vinç sistemiyle 22 kişilik bir masanın 30 metre kadar yükseldiği bir platformda bir akşam yemeği yedim desem? 45 dakika süren bu yemekte hem Doha'yı tepeden görme hem de şefimizin birbirinden lezzetli yemeklerini deneyimleme şansı buldum. Kendi ekseninde 360 derece dönebilen masa ve sandalyelerimiz ile havada bulunduğumuz süre içerisinde sürekli farklı bir açıya bakma fırsatımız da oldu. Son derece güvenli, heyecanlı ve lezzet dolu bir uçuşun ardından 45 dakika sonrasında yere indik. Korktun mu diye sorarsanız? Azıcık cevabı verebilirim. Ama harika bir deneyim olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Katar mutfağı
Tarım alanının sınırlı olmasına rağmen Katar yemekleri gayet çeşitli. Bu yemeklerden bazılarından kısa kısa bahsetmek istiyorum. Yoğurtla servis edilen deniz mahsullü veya etli bol baharatlı pirinç pilavı ve koyun etinden oluşan machboos isimli bir yemekleri var. Gayet lezzetli. Et ve sebze ağırlıklı sulu yemekleri olan kabsa’da öne çıkan lezzetlerinden birisi.
Biraz Katar'ı tanıyalım
Çok enteresan. İlk duyduğumda da çok şaşırmıştım. 2,3 milyon olan Katar nüfusunda 100.000 civarında Katar vatandaşı var. Nüfusun geri kalan kısmını ise, şirketlerde çalışmak için gelen yabancı çalışanlardan oluşuyor. Sokaklarda çok fazla Filistinli, Yemen, Ürdünlü, Filipinli, Hintli insanlara rastlayabilirsiniz. Türkler de az değil. Türkiye'den çalışmaya gelen ve yaşayan çok sayıda vatandaşımız da bulunmakta. Yani Katar sokaklarında Katarlı az gerçekten.
Katar, dünya genelindeki toplamın yaklaşık %13'ü ile dünyanın 3. en büyük kanıtlanmış doğal gaz rezervine sahip. Dolayısıyla Katar ekonomisi büyüdükçe yabancı çalışan sayısı da artacak gibi gözüküyor. Ülke ise kişi başı GSYİH açısından dünyanın en zengin ülkeleri arasında. Ülkenin büyümeye çalıştığı bir diğer konu ise turizm. 2015 yılında 3 milyon civarında ziyaretçi Katar'ı ziyaret etmiş. Hedefleri ise 10 milyon.
Benzerlikler var
Katar ile Türkiye arasında benzerlik taşıyan şeyler de var açıkçası. Saat farkımız yok, Katar Riyali ile Türk Lirası arasında pek fark yok. Neredeyse aynı para değerimiz var. Damak zevklerimiz de aşağı yukarı aynı. Humus ve şerbetli tatlı burada da çok seviliyor. Et ve tavuk ürünleri de yine sofraların olmazsa olmazlarından.
Ufak bir not: Katar, Türk vatandaşlarına vize uygulamıyor.
Katar'da meraklandıracak yerler var!
Katar'a gitmeden önce araştırdığımda, ilgimi çeken o kadar çok yer gördüm ki. Kapı kapıyı açtı derler ya o hesap işte. Sürekli yeni bir şeyler gördüm. Burası da enteresanmış, burası da güzelmiş tepkileri vermeye başladım. Katar'da neler yapılır? Nereler görülür kısaca sizlere de bahsedeyim.
Souq Waqif, şehrin en kalabalık ve Katar'ın hikayesini görebileceğiniz bölgesi. Şehrin geleneksel çarşı ticareti, otantik kültürünün izlerini en güzel burada deneyimleyebilirsiniz. Küçük dükkanlardan oluşan labirent gibi sokaklarda baharatçılardan, kuşçulara, mücevhercilerden, el işi sanatkarlarına kadar bir çok küçük esnafa rastlayabilirsiniz. Souq Waqif, özellikle akşamları kalabalığı ve restorasyonlarıyla şehrin en canlı bölgesi kesinlikle. Souq Waqif içinde ayrıca, Falcon Souq adında bir çarşı da var. Şahinler, Katar erkeklerinin en büyük hobisi. Minimum 5000 TL civarında satılan şahinler için özel dükkanlar hatta hastahaneler var. Şahinlerin bulundukları dükkanları ziyaret edebilir, hatta korumalı bir şekilde elinize alabilirsiniz. Şahinlerin gözleri ise hedef gözetmesinler, saldırgan olmasınlar diye düşünülerek kapalı.
İslami Eserler Müzesi, benim şu ana kadar en çok etkilendiğim müzelerin başında geliyor kesinlikle. Özellikle Türkiye, İran, Mısır ve Hindistan'dan gelen eserlerle kurulu bir müze olan İslami Eserler Müzesi gerçekten eşi benzeri olmayan mimari bir yapı içerisinde ziyaretçilerini bekliyor. Son derece modern salonlarda sergilenen eserlerde özellikle İran işlemeciliğine ve sanatkarlığına hayran kalabilirsiniz.
Al Zubarah, Katar'ın kuzey batısında yer alan, kusursuz şekilde inşa edilen kale aynı zamanda Katar'ın UNESCO Dünya Mirası listesindeki tek eseri. 18'inci ve 19'uncu yüzyıl yerleşiminin en kapsamlı ve en iyi korunmuş örneklerinden birisi olarak gösterilmektedir.
Katara Kültür Köyü, şehrin hatta ülkenin sanat merkezi olarak biliniyor. Yıl boyunca dinamik bir takvimi var. Katar'ın tüm sahne performansları, konserleri, sergileri burada gerçekleşiyor. Sergi, konser olmayan günlerde ise her damak zevkine uygun restoranlarda vakit geçiriliyor.
Katar çölünü gitmeden önce Doha'da yaşayanlar çöllerini çok övdüler. Düzlüğü ve tepelerinin eğimi de, kumu da farklıdır dediler. Sıcak çökmeden sabah erkenden yola çıktık. Asfaltı bitirip, çöl sınırına geldiğimizde aracın lastiklerini indirdik ve başladık safariye. 1 saat süren yolculukta kum tepelerinden aşağıya araçla geri geri de gittik. Yan bir şekilde tırmanışlarda yaptık. Son derece maceralı ve heyecan dolu geçen deneyim sonrası acıkınca çöl kenarında 'Seaplan' adında bir çöl kampına geldik. Çadırda yediğimiz yemek ve deniz keyfi sonrasında günü inanılmaz bir deneyimle noktaladık.
Son anlatacağım bölge ise Katar'ın insan gücüyle yapılan suni adası Pearl-Qatar. Bu ada genellikle ekonomik durumu üst seviyede olan Katarlıların yaşadığı bölge. Ada bünyesinde yat marinası, rezidanslar ve birçok alışveriş merkezi bulunduruyor. Türk markalarının da içinde bulunduğu bir çok lüks restoranda burada konumlanmış durumda.
