Paylaş
Gezimizin ilk ayağı olan Zagreb’te bir gece kaldık. Sabah erken uçuşla gittiğimiz Zagreb’te neredeyse hemen her yerini görebilecek kadar yeterli vaktimiz oldu. Küçük bir şehir ve her yer yürüme mesafesinde yer alıyor. Bir cumartesi sabah erken uçakla gidip, pazar geç uçakla dündüğünüzde harika bir hafta sonu kaçamağı fırsatı sunabilecek bir şehir. İstanbul’dan yalnızca 1 saat 40 dakika sürüyor.
Zagreb oldukça korunmuş bir şehir. Savaş zamanı Dubrovnik kadar zarar görmemiş. Hoş Dubrovnik de savaş yaralarını çoktan sarmış bir şehir. Eskisinden bir farkı yok. Zagreb’de herşey çok düzenli. Sokaklar pırıl pırıl. İnsanlar güler yüzlü. İngilizce rahatça anlaşabiliyorsunuz. Yürümek istemezseniz toplu taşıma da çok elverişli. Tramvay, finüküler ve otobüs şehrin her yerine ulaşmanızı sağlıyor. Turistler için Zagreb kartları satılıyor. Bu kartla ulaşım 24 veya 72 saatlik ücretsiz oluyor. Müzelerin bir kısmı bedava bir kısmı indirimli geziliyor. Restoran, oteller ve araç kiralama şirketlerinde de indiriminiz oluyor.
Gezilecek Yerler: Şehir iki ana bölgenin çevresinde yayılmış. Upper town (üst şehir) yani Grad ile Lower Town (alt şehir) yani Kaptol en eski yerleşimleri. Bir de modern kısım Gradec bulunuyor. Üst şehir Zagreb’in siyasi bölgesi. Yani hükümet binaları, parlamento ve bakanlıklar burada yer alıyor. Ama burası aynı zamanda eski şehri. Binaları, sokakları çok güzel. Burada bulunan St. Marco meydanı ve kilisesi, ayrılıkların anlatıldığı Museum of Broken Relationships ve Museum of Naive Arts yani sanatçı olmayan amatörler tarafından yapılmış sanat eserlerinin sergilendiği müze görülmesi gereken yerlerden. Her gün öğlen saat 12:00’de top atışının yapıldığı Lotrscak Kulesi ve kutsal kabul edilen geçit Kamenita da mutlaka gezilmeli.
Kaptol’de ise göz kamaştıran Zagreb Katedrali ve Kaptol meydanı sizleri büyüleyecek güzellikte. Hemen yanıbaşında yer alan Dolac pazarı her gün taze ürünler satılan büyük bir Pazar. Ben Jelacic meydanı ise Zagreblileri için bir buluşma noktası. Şehrin adının nereden geldiğini simgeleyen havuz da bu meydanda yer alıyor (Zagreb Hırvatça bana su ver anlamına geliyormuş). Tkalciceva adlı sokak ise Zagreblilerin birşeyler yiyip içmek için gittiği en popüler yerlerinden biri.
Ağaçlandırılış şekli nedeni ile şehrin yeşil bölgesine yeşil at nalı adı verilmiş (Green Horseshoe). Sekiz farklı yeşil alanın birleşmesiyle oluşan bölgede bir botanik park, arkeoloji müzesi, modern sanatlar müzesi, sanat pavilyonu ve nostaljik tren istasyonu bulunuyor.
Nerede Yenir: Şehrin yeme içme merkezi Tkalciceva. Bu sokak üzerinde bir çok restoran ve kafe yer alıyor. Hem Hırvat hem de farklı mutfaklara ait lezzetleri burada bulabilirsiniz. Hatta Istanbul isimli bir kebapçı bile var. Akşamları geç saatlere kadar açık olan bu mekanlar Zagreblilerin sosyalleşme yerleri.
Biz yeşil bölgeye yakın Lani & Penati adlı restoranda yemek yedik. Özellikle haftasonları rezervasyonsuz yer bulmanın çok zor olduğu bu restoran dünya mutfağı servis ediyor. Herşey Dolac pazarından taze taze alınarak pişiriliyormuş. Cuma günleri Zagreb’te balık yemek adetten olduğu için menüdeki Hake balığı yani barlam olarak bilinen balık kızartmasından yedik. Yanında da Radovan adlı nefis bir Hırvat beyaz şarabı denedik.
Kahve molası için Tkalciceva adlı sokakta bulunan şirin kafe Sjedi 5’i deneyebilirsiniz. Meydada oturup birşeyler içmek isterseniz de Johann Frank adlı mekan hem şık hem de keyifli...
Fotoğraflar: Gürhan KARA
www.tadindaseyahat.com
Paylaş