Yıldırım GÜNGÖR / Fotoğraflar: Yıldırım Güngör, Alamy
Eski 40 derecede sıra dışı yaşam! Türk gezgin öyle şeyler yaşadı ki...
Soğuk bir kış akşamı otobüsten indiğim Karakurum otogarında taksi bulmaya çalışıyorum. Hava kararmak üzere ve çok soğuk. Tüm şoförlere İngilizce bilip bilmediklerini soruyorum. Biri “Eh” der gibi bir işaret yapıyor. Anlaşıyoruz. Buralarda bir araban varsa taksi hizmeti verebiliyorsun. Benim şansıma eski püskü bir minibüs düşüyor. Minibüse binip otele giderken son birkaç günüm geçiyor gözlerimin önünden...
Birlikte yemek yedikten sonra grupla vedalaşıp Erdene Zuu Manastırı’na doğru yürümeye başladım. Bölgedeki en önemli Budist manastırların başında geliyor. Eski Moğol hanları zamanında yapılmış. Tibet tarzı mimarisi görülmeye değer. Etrafı yüksek duvarlarla çevrili manastır, oldukça geniş bir alana yayılıyor. Ana avluya giriş serbest ama ana binaya giriş ücretli. Burada da yaklaşık 2 saat geçirdikten sonra Karakurum defterimi kapattım.
Güvenli ve ucuz
Moğolistan son derece güvenli ve ucuz bir ülke. Tek sorun uçak bileti. Uygun bir bilet bulursanız, hiç durmayın gidin derim. Herkes samimi ve doğal. Kimse kazık atmaya çalışmıyor. Konaklama için geceliği yedi dolardan 100 dolara kadar farklı seçenekler var. Ben yedi dolara bir hostelde kaldım.
Moğolistan son derece güvenli ve ucuz bir ülke. Tek sorun uçak bileti. Uygun bir bilet bulursanız, hiç durmayın gidin derim. Herkes samimi ve doğal. Kimse kazık atmaya çalışmıyor. Konaklama için geceliği yedi dolardan 100 dolara kadar farklı seçenekler var. Ben yedi dolara bir hostelde kaldım.
Yemek, özellikle et çok ucuz. Çiğbörekleri aynen bizdeki gibi. Şaman ayininde yediğim mantı ve erişte çorbasının bizim yemeklerden bir farkı yok. Tüm çorbalar çok lezzetli ve bol etli. Kısacası Moğolistan hem kültür hem de yemek olarak hiç yabancılık çekmeyeceğiniz bir yer. Havanın çoğ soğuk olması sakın ürkütmesin. Kışın gitmek benim tercihimdi. Bahardan itibaren hava çok güzel oluyor.