Fransız gibi yaşamak için Lyon'a seyahat

Kimine göre gastronominin başkenti kimine göre ise Avrupa rotasında duraklayabileceği, sevimli bir Fransız şehri... Benim için ise altı ayımı geçirdiğim, defalarca Fransa'ya seyahat etmiş olsam da, "Fransız gibi" yaşama deneyimine en çok yaklaşabildiğim yer: Lyon. Dünyaca ünlü restoranları, orta çağ kenti, Lyonluların kendilerine özgü yaşam şekli ve ilgi çeken öyle ya da böyle, seyahat planlarına eklemeden geçilmeyen Lyon hakkında birkaç not...

Haberin Devamı

Büyüklüğüyle Fransa'da üçüncü sırada gelen, fakat Fransız kültürünü temsiliyle belki de en üst sırada yer alan Lyon, kendisi küçük fakat etkisi oldukça büyük bir kent... Dünya çapında devleşen mutfağı ve yemek kültürü, Lumiere kardeşlerin sinematografiyi tam olarak burada keşfetmesi, Interpol, Euronews gibi büyük kuruluşlara ev sahipliği yapması, Lyon'u özel kılıyor. Gerek gastronomi şöleni yaşamak isteyen gurmelerin ve turistlerin akınına uğrayan, gerekse dikey yönlü uzanan Avrupa rotalarında önemli bir geçiş noktası olan Lyon, Fransa'dan hoşlananların mutlaka uğradığı şehirlerden biri oluyor.

Fransız gibi yaşamak için Lyona seyahat

Haberin Devamı

Soğuk kuzey ülkelerinden gelip İspanya ve İtalya'ya ulaşmak ya da tam tersini yapmak isteyenler, İsviçre Alplerine kayak yapmak üzere yola çıkanlar ve daha pek çok kişi, tren yollarının kesiştiği Lyon'a uğramadan geçmiyor. Bazıları ise Işık Festivali gibi uluslararası ilgi çeken aktivitelere katılmak üzere, kışın soğuğuna aldırmadan şehre akın ediyor. Peki Lyon'a gelenler için şehirde cazibe noktaları neler? Hem Lyon'da fazla kalmayacak, hem de şehri daha yakından tanımak için uzun süre konaklayacaklar için birkaç gezi notumu sizler için derledim... 

Fransız gibi yaşamak için Lyona seyahat

Lyon’a varış
Lyon'a trenle ulaşanlar Lyon-Part-Dieu Garı'na, yani şehrin tam ortasına varıp anında Lyon sokaklarına karışabiliyor. Uçağı tercih edenler ise adını, Küçük Prens eseriyle ünlenen pilot Antoine de Saint Exupery'den alan Lyon-Saint Exupery Havalimanı'na iniş yapıyor.

Fransız gibi yaşamak için Lyona seyahat

Lyon’a gelenlerin en çok sabırsızlandığı atraksiyon, elbette ki iyi bir “bouchon” deneyimi… Geleneksel Lyon yemeklerinin sunulduğu bouchon olarak adlandırılan restoranları ziyaret etmek istiyorsanız, saate dikkat! Öğle yemeği için 12-14 aralığını, akşam yemeği için ise 19-21 saatlerini tercih etmeye özen gösterin. Aksi halde restoranın kapısında kalabilirsiniz. Lyon kendine özgü kuralları ve yaşam stiliyle yükselen bir şehir. Bu nedenle bize de şehrin ritmine uyum sağlamak düşüyor…

Haberin Devamı

Fransa’nın en güzel parklarından biri
Turumuza, hem yerlilerin gözbebeği olan hem de turistlerin ilgiyle ziyaret ettiği Parc de la Tete D’or’dan başlayalım… Eğer hafta sonuysa ve hava güzelse, sokakların neden bu kadar boş olduğunu merak edebilirsiniz. Özellikle güneşli bir pazar sabahında tüm şehrin Parc de la Tete D’or’a aktığını göreceksiniz.

Botanik bahçesi, yürüyüş ve bisiklet parkurları, üzerinde kayık gezintisi yapabileceğiniz nehri ve hayvanat bahçesi gibi birçok aktivite alanı sunan park, Lyonluların yaşantısında önemli bir yere sahip. Kısa süre Lyon’da bulunacaklar, kısa bir bisiklet turu ile parkı keşfedip piknik yaparak gezilerini sonlandırabilir. Uzun süre Lyon’da kalacaklar ise hiç şüphesiz, bu parkın daimi ziyaretçilerinden olacak…

Haberin Devamı

Fransız gibi yaşamak için Lyona seyahat

Haftanın her günü sabahın ilk ışıklarıyla ziyarete açılan Parc de la Tete D’or kışın 20.30 yaz döneminde ise 22.30’a dek açık ve tamamen ücretsiz…

Lyon’a şöyle bir tepeden bakalım
Şehrin birçok noktasından görebileceğiniz Notre-Dame de Fourvière Bazilikası, kısa zamanda sizin de ilginizi çekecek… Yaklaşık 150 yıldır ayakta olan bazilika, hem turistler için ikonik bir yapı, hem de Katolikler için önemli bir dini merkez. İster yürüyerek ister füniküler ile bazilikaya ulaşabilir ve panoramik Lyon manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.

Tarihte kaybolmak için: Vieux-Lyon sokakları
Bazilikayı ziyaret edip yeniden aşağıya indiğinizde, bulunduğunuz yer Vieux-Lyon. 16. yüzyılda Lyon’un merkezi olan Vieux-Lyon, bugün Fransa’daki en geniş Rönesans bölgelerinden biri olarak, hala sapasağlam ayakta. Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Vieux-Lyon, turistik atraksiyonların yoğunlaştığı, müzelerin, tarihi yapıların ve bouchon’ların toplandığı en hareketli bölge. Minyatür ve Sinema Müzesi’nde, filmlerde kullanılan setlerin minyatür kopyalarını inceleyebilir, Kukla Müzesi’nde ise çocukluk günlerinizi anımsayabilirsiniz.

Haberin Devamı

Bouchon zamanı!
Vakit tamamsa, geleneksel bir Lyon restoranında yemek yeme zamanı… İster tavsiye üzerine bir restoran seçin, ister gözünüze hoş gelen bir tanesine oturun; menüdeki yemekler, tatlar ve kokular sizi epey şaşırtacak. İşkembe, paça, piyaz, domuz kellesi bouchonların vazgeçilmezlerinden. Lyon’daki tencere ve güveç yemeklerinin, Türk damak zevkine fazla uymadığı apaçık ortada olsa da, dünyaca ünlü bu tatları deneyimlemeden dönmemek lazım…

Bütçesi geniş olanlar dünyaca ünlü şef Paul Bocuse’ün Michelin yıldızlı restoranlarında ziyafet çekebilir. Daha hesaplı olmayı tercih edenler ise şefin Lafayette’teki aperatif mekanına uğrayabilir.

Tamam mı, devam mı?
Eğer yemeğin ardından biraz eğlenmek istiyorsanız, gitmeniz gereken yer Hotel de Ville. Çılgınca eğlenilen gece kulüplerinden, günümüzde fazla rastlayamadığımız ama Fransızların vazgeçmediği quiz bar’lara kadar pek çok seçenek bu bölgede sizi bekliyor. Gece ulaşımı sağlamak için yine bu bölgeden kalkan gece otobüslerini tercih edebilir ya da Lyon’lular gibi bisiklete atlayıp kaldığınız yere ulaşabilirsiniz. Lyon’da geçirebileceğiniz ikinci gün için listeye birkaç önemli meydanı, Saone ile Rhone nehirlerini ve de en önemlisi Lyon Fresklerini koymak gerekiyor.

Haberin Devamı

Küçük Prens ile poz verin!
Eski çağlardan beri “fresk” şimdilerde ise “mural” ismiyle anılan, duvara gerçek boyutlarda uygulanan resimlerin en güzel örneklerini Lyon’da görebilirsiniz. Şehrin birçok noktasında bulabileceğiniz bu devasa duvar resimlerinde Küçük Prens, Paul Bocuse, Lumiere Kardeşler gibi tarihe ismi kazınmış Lyon’luları görebilir, eserlerin gerçekçiliği karşısında kendinizden geçebilirsiniz.

Fransız gibi yaşamak için Lyona seyahat

Ufak bir ekler molası
La Martiniere ve St. Vincent caddeleri aksında yayılmış olan freskleri keşfetmeye devam ederken, dünyanın en önemli gastronomi merkezlerinden birinde olduğunu hatırlayıp butik pastaneleri ve coffee shop’ları ziyaret etmeyi unutmayın. Ekler, croissant, creme brule ve dahası sizleri bekliyor…

Hem keyifli vakit geçirmek hem de alışveriş yapmak için şehrin en cıvıl cıvıl bölgesi olan Bellecour Meydanı’na gitmeyi ihmal etmek olmaz. Lyon’un UNESCO Dünya Mirası koruma listesinde yer alan mekanlarından bir diğeri, Place des Terreux Meydanı’ndaki güzel sanatlar müzesi Musée des Beaux-Arts’ı ziyaret edebilir ve sonrasında etraftaki mekanlarda keyifli bir akşam geçirebilirsiniz.

Fransız gibi yaşamak için Lyona seyahat

Yazarın Tüm Yazıları