Paylaş
Sizi yollara düşüren ‘Gezgin Çift’ olma fikri nasıl ortaya çıktı?
Orkun: Ben emekli olduktan sonra özellikle Neslihan avukatlıktan zaman ayırdıkça sık sık geziyoruz. Daha önce tek seyahatlerimiz oldu ama ‘Gezgin Çift’ olarak gezmeye balayımızla beraber başladık. Dünyayı keşfederken her seyahatimizde yeni şeyler öğrendiğimizi gördükçe, çift olarak geziyor olmanın keyfine vardık. Sonra başkaları da bundan ilham alsın, onlara birer ışık olalım istedik ve blog açtık. Balayı konseptiyle başlayan bu hikâye, yıllar geçtikçe büyüyerek başka çiftlere ilham kaynağı oldu.
Filipinler - Çikolata Tepeleri
Bu konsepti biraz daha detaylandırabilir misiniz?
Orkun: Bir çiftin ilk ve en unutulmaz tatilinin balayı olduğu muhakkak bir gerçek. Bizler de balayı çiftlerine hem ilham olmak hem de her seyahatlerinin balayı tadında olmasını sağlamak için onlara örnek tatiller sunuyoruz. Ama tatilleri program olarak değil, yaşanmış bir gerçek olarak hayata taşıyoruz. Buna yakın zamanda en güzel örnek 2015 yılında Tayland’a gerçekleştirdiğimiz 60 günde 12 balayı konsepti... Tayland’ın bilinen ve bilinmeyen 12 adasında muhteşem bir kış geçirerek ‘rüya gibi balayı’ tabirinin gerçekleşmesini sağladık.
Tanzanya - Zanzibar Adası
Neler yaptınız Tayland’da?
Neslihan: Tayland’a ayak bastığımızda bizi ilk etkileyen durum etrafımızdaki insanların mutluluğu oldu. Ne tarafa bakarsak bakalım herkes mutlu ve gülümsüyordu. Bir de Budizm çok etkileyiciydi. Ne Avrupa’da ne de ülkemizde göremeyeceğimiz farklı bakış açılarına sahip bir din düşünün ve tüm insanlar bu dini birer yaşam şekli haline getirmiş. Çok ilginçti.
Orkun: Genelde Türkiye’deki tatil yörelerinde para harcamaya korkarken o zamanki döviz kuruyla Tayland bize bedavaya yakın gelmişti. Denize sıfır bir otelde konaklama, her gün kiralanan motosiklet ve turlarla paranın harca harca bitmediği bir yerdi.
Tayland-Pattaya
Neslihan ve Orkun Özkaya çifti seyahatleriyle ilgili yazı ve fotoğraflarını ‘www.gezgincift.com’ blog adresinden paylaşıyorlar.
Sonrasında rotanızı nasıl çizdiniz?
Orkun: Uzakdoğu o kadar güzeldi ki ilk fırsatta tekrar soluğu Uzakdoğu’da aldık. Bu seyahate Malezya ve Singapur’u da ekledik. Sonra bu hikâyeyi Avrupa, Asya, Afrika kıtası olmak üzere 3 kıta, 30 ülke, 276 şehre kadar taşıdık.
Neslihan: Her bir seyahatimiz harikaydı. Çin Seddi’ne tırmandık, Filipinler’de köpekbalıklarıyla dalış yaptık, Nepal’de hacı olduk, Malezya’da komodo ejderi yüzünden odamızda mahsur kaldık.
Mısır - Hurgada
En çok nerede aklınız kaldı?
Neslihan: Japonya... Tapınakları, geyşaları, sarayları, bahçeleri, baharda açan sakura ağaçlarıyla ziyaretçilerine umduklarından fazlasını vaat ediyor. Yemek konusu ise başlı başına harika. Birbirinden değişik yerlerde çok lezzetli yemekler tattık. Araştırmalar sonucunda Jiro’nun Yeri adlı küçük bir mekânın ülkede bir fenomen olduğunu öğrendik. Aylar öncesinden rezervasyon yaptırıp, restorana gidebiliyorsunuz. Suşi ve yemeklerin tadı anlatılmaz, yaşanır.
Malezya - Penang Adası
Seyahat edeceğiniz yerleri nasıl belirliyorsunuz?
Orkun: Belli bir planımız yok. Güney Afrika’ya gitmeyi planlarken kendimizi Kamboçya’da bulabiliyoruz. Gideceğimiz yere daha çok beraber karar veriyoruz ama karar verene kadar didişmeler yaşamıyor da değiliz. Bu aşamayı atlattıktan sonra asıl önemli olan bunun planını çıkarmak. Burada da Neslihan devreye giriyor. O kültürel gezi, bense doğa gezisi derdindeyim. Aslında ikisi birleşince ortaya güzel bir şey çıkıyor. Neslihan çok ciddi bir araştırma sürecine girip edindiği tüm bilgileri bir kitapçık haline getiriyor ve yola koyuluyoruz.
Kızıldeniz
Bütçenizi nasıl ayarlıyorsunuz?
Orkun: Son iki senedir gezilerimiz hayatımızın merkezine yerleşince bütçe en önemli unsur oldu. En büyük maliyet haliyle uçak... Aç kalırsın, sokakta yatarsın, yani bir yol bulursun kendine ama uçak olmadan şuradan şuraya gidemezsin. Seyahat şeklimizle işbirliği içine girdiğimiz markaların değerleri örtüştüğü için bütçemize büyük katkıları oluyor.
Hindistan - Tac Mahal
Başka kültürlere karışıp oralarda hikâyeler edinmek size neler kattı?
Neslihan: Gidebildiğimiz her ülkenin dokusundan bir şeyler almaya çalışıyoruz. Magnet almak yerine birer parça kültür alıyoruz. Bunlar zamanla kendiliğinden ortaya çıkıyor. Örneğin Japonya’dan aldığımız dakiklik, Taylan’dan aldığımız mutluluk, Hindistan’dan aldığımız dinginlik, Avrupa’dan aldığımız demokrasi ve Kamboçya’dan aldığımız hüzün... Ama sonuç olarak bu seyahatler bize en çok paylaşmayı öğretti.
Nepal - Katmandu
Paylaş