Büyükada’ya bir de Adalar Müzesi için gidin
Günübirlik İstanbul’un hayhuyundan, yoğunluğundan bir günlük uzaklaşmanın adresi Büyükada’ya bu sefer de adanın geçmişini barındıran ‘Adalar Müzesi’ için gidiyoruz.
Kabataş ve Kadıköy’ün ardından Kınalıada, Burgazada, Heybeliada ve bir buçuk saatlik yolculuğun sonucunda varıyoruz Büyükada’ya. Adaya ayak basar basmaz temiz hava içinize işliyor.
ARTIK ADALAR MÜZESİ İÇİN HAZIRIZ...
Müze, Büyükada’nın o işlek sokaklarından biraz uzakta bulunuyor. Yürümek isterseniz yarım saat, bisiklet kiralayıp gitmek isterseniz 15 dakika, “ille de fayton” derseniz 10 dakikada müzeye ulaşabilirsiniz. Yürüyüş mesafesi biraz uzun gelebilir ama en güzel yolculuğun bu şekilde olduğunu garanti edebilirim. Yürürken maviliklerin üzerine kurulmuş bu yeşil cennetin pastoralliğine, sokak hayvanlarının canayakınlığına ve hatta müzeye yaklaşırken Reşat Nuri Güntekin’in ailesiyle birlikte yaşadığı eve tanıklık edebilirsiniz.
KENTİN ÇAĞDAŞ MÜZESİ
‘İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’ projeleri kapsamında, Adalar Vakfı, Adalar Belediyesi ve Adalar Kaymakamlığı’nın ortak çalışmasıyla hayata geçirilen ‘Adalar Müzesi’, 10 Eylül 2010’da faaliyete geçti. 3-4 yıl içinde bugünkü halini aldı. İstanbul’un ilk çağdaş kent müzesi olma özelliği taşıyor. İçi hem tarih, hem edebiyat hem de sanat barındırıyor.
Müzeye girer girmez sizi ada konseptli hediyelik eşya ve müze yöneticisi Çetin Kebapçı karşılıyor. Müze hakkında kısa bir bilgi aldıktan ve 5 TL müze ücretini ödedikten sonra 600 milyon yıl öncesinden 2016’ya uzanan bu hikâyeye tanıklık etmeye başlıyorsunuz.
Müze, Prens Adaları’nın jeolojik oluşumundan bugüne uzanan hikâyesini binlerce arşiv belgesi, fotoğraf, belgesel film, video klipler, Adalar’da hizmet veren kamu kurumlarının arşivlerinden elde edilen dokümanlar, sözlü tarih kayıtları, adalıların bağışlarından oluşan bir koleksiyonla sunuyor.
Giriş bölümü adalarda yaşanan tarihten bugüne önemli olayların kronolojik sırasıyla başlıyor. Daha sonra ilk yerleşimler, ada mimarileri, adalarda eğitim, adalarda ulaşım, adalı müzisyenler, adalı sporcular gibi bölümlerden oluşuyor. Ayrıca ‘10 Dakikada Prens Adaları’ animasyonu da bizlere adaların oluşumu hakkında kapsamlı bir bilgi veriyor.
Müzenin en ilginç parçalarından biri de zırhlı balık. Tarihi canavarın fosili Büyükada'nın güneybatısındaki kireçtaşları içinde 1960'ta İngiliz Jeolog W. S. Swan tarafından bulundu.
TARİHİ CANAVAR; ‘ZIRHLI BALIK’
Müzenin en önemli parçası zırhlı balık ve 375 yıl önce yaşamış devasa büyüklüğe sahip balık benzeri bir hayvan. Kendisi aynı zamanda adanın ilk konuklarından. İngiliz Jeolog W. S. Swan 1860’lı yıllarda bu tarihi canavarın fosilini Büyükada’nın güneybatısında yer alan kireçtaşları içinde bulmuş. Tamamının 8-10 metreyi bulduğu bu balığın korkutucu kafa fosili müzede sergileniyor. Zırhlı balığın dışında denizyıldızları ve istiridye kabukları da müzenin canlılar bölümünde yer alıyor. Müzenin en önemli ve en dikkat çeken bölümlerinden biri de Büyükada Yetimhanesi öğrencilerine ait kişisel eşya, parçalanmış ayakkabılar, yemek yedikleri tabaklar ve su içtikleri şişeler...
EDEBİYATÇILARIN ‘ADA’ TUTKUSU
Hüseyin Rahmi, Reşat Nuri, Nurullah Ataç, Yahya Kemal, Yakup Kadri... Müzede bulunan ‘Adalı Yazarlar’ bölümü adalarda yaşamış, eserlerinde Adalar’a yer vermiş tüm yerli-yabancı edebiyatçılardan oluşuyor. Yazarların hayat hikâyeleri, kitaplarından, şiirlerinden kesitler sergileniyor. Yazarlara ait kişisel eşyalar da fanuslarda yer alıyor. Bu bölümü gezerken yazarlara ait şiirler de sizlere eşlik ediyor.
* İstanbul Aydın Üniversitesi