PaylaÅŸ
İlkbaharda doğanın uyanışı çok eski zamanlardan bu yana tıpkı bir bayram gibi kutlanır. Toprağın dirilişi, renklenişi ve bereketi, bayram yerine çevirir yeryüzünü. İlkbahar bayramsa, erguvanlar da doğanın ikram ettiği bayram şekerleridir. Ruhunuz tatlanır, gözleriniz şenlenir...
Yüzyıllar önce İstanbul’u ikiye ayıran su yolu ‘dünyanın kolyesi’ olarak adlandırılmış. Bizanslılar vermiş bu ismi... Onlar için soyluluğun sembolü olan erguvan rengiyle birleşen lacivert suların, bir de güneşin ışıltılarıyla aydınlanışı, asırlar boyunca seyir zevkinin en güzelini sunmuş.
Şehrin iki yakasında bu mor şöleni izleyebileceğiniz, açık havada yürüyebileceğiniz, çay-kahve keyfi yapabileceğiniz ve tabii ki bol bol fotoğraf çekebileceğiniz birçok adres var. Seçim sizin, ister birini, ister hepsini gezin ama unutmayın vaktiniz azalıyor; mayısın ilk haftasından sonra bu manzaraları bulmanız mümkün olmayacak...
FENERBAHÇE PARKI
Anadolu Yakası’nda baharın tadının en keyifle çıkarılabileceği adreslerden biri. Sunduğu muhteşem Marmara Denizi ve Boğaz manzarasına sadece erguvanlar değil, İstanbul’un rengârenk laleleri de eşlik ediyor.
BÃœYÃœK VE KÜÇÜK ÇAMLICA Â
İstanbul’un en tepe noktasından, 262 metre yükseklikteki Büyük Çamlıca’dan, lacivert su yolunun mor çiçeklerle dansını izlemek gibisi yok. Tepenin keyfini üzerine kurulan Osmanlı kahvesinde, restoranda ya da piknik alanlarında da çıkarabilirsiniz. Küçük Çamlıca’dan baktığınızda ise sol tarafta Prens Adaları’na kadar uzanan bölgeyi, önünüzde Fenerbahçe ve Haydarpaşa’yı, sağda ise Sarayburnu’nu görebilirsiniz.
KUZGUNCUK FETHÄ° AHMET PAÅžA KORUSU
Dik bir yokuşu tırmanarak çıkacağınız Fethi Ahmet Paşa Korusu  sunduğu bahar manzarası, yorulduğunuza değecek.
Üsküdar’dan kalkan otobüsle rahatlıkla ulaşabileceğiniz Fethi Ahmet Paşa Korusu, bir zamanlar burada bulunan aynı ada sahip yalının arka bahçesiymiş. Dik bir yokuşu tırmanarak çıkacağınız korunun sunduğu bahar manzarası, yorulduğunuza değecek. Dönüşte biraz soluklanmak için Beltur’un işlettiği Osmanlı temalı restoranı tercih edebilirsiniz.
KANLICA MÄ°HRABAD KORUSU
Yahya Kemal Beyatlı’ya, Özdemir Asaf’a ilham kaynağı olan Mihrabad Korusu’ndan İstanbul’a bakarken, içinizde şiir yazma isteği uyanırsa şaşırmayın. Erguvanların arasında gezinmenin keyfini, çay bahçelerinde verdiğiniz molayla tamamlayabilirsiniz. Kanlıca’ya kadar gitmişken, pudra şekeriyle tatlandırılan semtin meşhur yoğurdunu yemeden dönmeyin.
BEYKOZ KORUSUÂ
Paşabahçe ve Beykoz arasındaki alan, Abraham Paşa Korusu olarak da biliniyor. 19. yüzyıldan miras koru, kuş seslerini dinleyebileceğiniz ve baharın kokusunu ciğerlerinize doldurabileceğiniz en güzel adreslerden biri. Eğer daha çok erguvan görmek isterseniz, biraz daha yol giderek Yuşa Tepesi’ne; 198 metre ile Çamlıca’dan sonra Boğaz’daki en yüksek noktaya çıkabilirsiniz.
GÃœLHANE PARKIÂ Â
Burada zamanda yolculuk yapar gibi yürürken, en iyi arkadaşınız etrafınızı saran erguvan dalları olacak. Sadece bu mor şöleni değil rengârenk bahar çiçeklerini izleyebilir, ağaçlara yuva yapan kuşları selamlayabilirsiniz. Yürüyüşünüzü semaverde demlenmiş bir çayı yudumlayarak noktalayabilirsiniz. Parkta dolaşırken aklınızda bulunsun; burası 13’üncü yüzyılda Konstantinopolis Üniversitesi’ne ev sahipliği yapmış.
ABBASAÄžA PARKI, BEŞİKTAÅžÂ
Ülkemizin yakın tarihinin demokrasi şehitlerinin anıtlarıyla dolu Abbasağa Parkı, şehrin içinde erguvan molası verebileceğiniz yerlerden. Beşiktaş Çarşısında dolaşıp ardından parkta soluklanabilir; gezinizi parkla aynı adı taşıyan camiyi keşfederek noktalayabilirsiniz.
YILDIZ PARKI
Gerçek anlamda hiçbir şey yapmadan günü geçirebileceğiniz, erguvanların seyrine kendinizi kaptırabileceğiniz, ruhunuzu şımartabileceğiniz bir adres. Özellikle Çadır Köşkü’nün önündeki havuz kenarında bir öğle yemeği, keyif kelimesinin sözlük karşılıklarından biri olabilir.
AŞİYAN, RUMELİHİSARI
Tevfik Fikret’in her detayı ile yakından ilgilendiÄŸi, planını çizdiÄŸi, süslemeleriyle kendini yansıttığı evi, Rumelihisarı sırtlarına konmuÅŸ bir kuÅŸ yuvası... Sanatçının özgürlüğü çaÄŸrıştıran ama bir o kadar da sıcaklığı ve kök salmayı akla getiren ‘AÅŸiyan’ yani ‘KuÅŸ Yuvası’ köşkü, erguvan rotaları arasında yer almayı hak ediyor.Â
EMÄ°RGÂN PARKIÂ
Laleleriyle ünlü olsa da Emirgân Parkı, dört bir yanından fışkıran erguvanlarıyla bir başka güzel. Tepeye kurulmuş olması harika bir manzarayı izleme fırsatı veriyor. Parkın içinde, isimlerini renklerinden alan tarihi köşkler özellikle haftasonu kahvaltıları için çokça tercih ediliyor.
TÃœRKAN SABANCI PARKI, BEBEK
Sadece erguvanları izlemek değil yüksek sosyeteden simalar da görmek isterseniz, Bebek’teki bu park aradığınızı bulacağınız yer. Erguvanlardan biri Bebek Camii ile sarmaş dolaş ve her baharda daha da bir çiçeklenip yeşilleniyor. Rumelihisarı’na doğru yürüyün. İstanbul’un en sıradışı evlerinden olan Yılanlı Yalı’nın önündeki erguvan ağacı bir başka güzel.
OTAÄžTEPE
Burada yer alan Fatih Korusu 1995 yılından itibaren TEMA Vehbi Koç Doğa Kültür Merkezi olarak hizmet veriyordu. TEMA’nın elinin değdiği hemen belli olan park, 2013 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü’ne geçti. Birçok çiçekli bitki türüne ev sahipliği yapmak üzere tasarlanan parktaki güzelliğin şahane bir Boğaz manzarasıyla birleşimi, deyim yerindeyse aklınızı başınızdan alacak.
PaylaÅŸ