Aşkın, sanatın ve gastronominin kenti: Paris

“Paris denince akla ilk ne gelir” sorusunun yanıtı belli: Eyfel (Eiffel) Kulesi. 1887-89 arasında Fransız Devrimi’nin 100. yılı kutlamaları çerçevesinde, mühendis Gustave Eiffel tarafından inşa edilmiş. 320 metre yüksekliğe çıkıp, kulenin tepesinden şehri kuşbakışı izlemek harika.

Haberin Devamı

Aşkın, sanatın ve  gastronominin kenti: Paris
Paris’in simge yapılarından bir diğeri Notre Dame Kilisesi. Gotik mimarinin en ünlü örneklerinden olan kilise, Napolyon’un da aralarında bulunduğu birçok kralın taç giyme törenine ev sahipliği yapmış. Yılda 10 milyon kişi ile Paris’in en çok ziyaret edilen mekânı.

Seyahatinizi Gidello ile planlayın

Harika mimarisiyle Sainte Chapelle, 1242 yılında inşa edilmeye başlamış ve 5 yıllık bir çalışmanın ürünüyle çıkmış ortaya. Vitraylı pencerelerinden içeri dolan ışığın parıltısından etkilenmemek elde değil.

Şanzelize’de Uzun Bir Yürüyüş

Bir zamanlar kabareler ve revü gösterileri ile renklenen; ressamlar, yazarlar, şairler ve öğrencilerin kesişme noktası olan Montmartre, bugün içindeki müzeler ile sanatseverlerin ilgisini çekiyor.

Haberin Devamı

Neo-klasik tarzıyla Panthéon, tüm Latin Mahallesi’ne hâkim. 83 metre yükseklikteki yapı, demir iskeletli kubbesi, taş kümbetleri ve 3 katmanlı kabuğuyla Londra’daki St. Paul Katedrali’nden esinlenerek inşa edilmiş.

Aşkın, sanatın ve  gastronominin kenti: Paris

Fransızların ulusal sembolü olan Zafer Takı (Arc de Triomphe), Napolyon’un yeğeni 3. Napolyon tarafından yaptırılarak imparatorluk ordularının şanına adanmış. Buradan Concorde Meydanı’na kadar uzanan cadde ise Paris’in en ünlü noktası: Champ-Elysées ya da yaygın bilinen adıyla Şanzelize. Geçmişte romantizmin yuvası olan bu cadde, maalesef şimdilerde dokusunu trafiğin ve modernleşmenin getirdiği sıradan kültürün ellerine teslim etmek üzere...

Versailles Sarayı, 1624 yılında av köşkü olarak yaptırılmaya başlamış. Şehrin 24 km. dışında yer alıyor. Barok dönemini en ince ayrıntılarıyla yansıtan saray 20 bin kişilik kapasitesiyle, Avrupa’nın en büyüğü. Marie Antoinette “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” sözünü burada söylemiş.

Aşkın, sanatın ve  gastronominin kenti: Paris

Haberin Devamı

Sanat ve Paris’in Ölümsüz Aşkı

Paris’te 150’nin üzerinde müze ve sanat galerisi var. Müze girişlerinden ya da metro istasyonlarından ‘Carte Musees et Monuments’ alarak 70 müzeyi ziyaret edebilirsiniz; tabii o kadar vaktiniz varsa!

Dünyanın en büyük müzelerinden olan Louvre, 1200’lerde inşa edilmiş, 16. yüzyıl ortalarında restorasyondan geçerek saray olarak kullanılmış görkemli bir yapı. 1793 yılında müzeye dönüştürülen bina, her yıl milyonlarca ziyaretçi ağırlıyor. Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sı, Milo Venüsü, Hammurabi Kanunları, Vermeer’in Dantelci’si, Semadirek Adası’ndan getirilen Nike Heykeli gibi ünlü eserleri görebilirsiniz.

Musée d’Orsay, 1848-1914 yılları arasında yaşayan empresyonist ve post-empresyonist sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapıyor. Devrin küratörleri empresyonist eserleri Louvre’a almayı reddedince hepsi d’Orsay’a gelmiş. Monet’nin ilk sergilendiğinde skandala yol açan Olympia’sı, Monet’nin St- Lazare Garı, Edgar Degas’ın Dans Dersi, Rodin’in Cehennemin Kapıları adlı eserleri öne çıkanlar arasında.

Haberin Devamı

Tersyüz edilmiş bir binayı andıran müze Centre Pompidou’da Fauvist, Kübist ve pop eserler görebilirsiniz.

Aşkın, sanatın ve  gastronominin kenti: Paris

Paris'te nerede Kalınır, Nerede Yemek Yenir?

Paris gastronomik açıdan müthiş bir şehir. Özellikle peynirseverler için adeta cennet; inek, koyun ve keçi sütünden yapılmış yüzlerce çeşit peyniri deneme şansınız var. Briel ve Camembert gibi peynirler her restoranda bulunabiliyor. Şehrin en iyi Fransız lokantası Taillevent; yemeklerini tadabilmek için aylar öncesinden rezervasyon yaptırmanız gerek. La Tour d’argent şehrin en şık restoranları arasında. 500 bin şişelik bir şarap mahzenine sahip restoranın en meşhur lezzeti ‘havyar soslu maydanozlu ıstakoz’.  Guy Savoy’da ‘enginar truffle çorba’, Balzar’da ‘Nice usulü dana ciğer’i denemelisiniz.  Eyfel Kulesi’nin üstünde yer alan Le Jules Verne, 24 saat açık  La Maison D’Alsace, 17. yüzyıldan izler taşıyan dekorasyonuyla Nos  Ancetres ile Le Grand Vefour, Les  Gaulois ve Le Procope diğer önerilerim.Şık otellerle dolu Paris’te, farklı bütçelere uygun konaklama alternatifleri var. Benim favorim Four Seasons George V. Önerebileceğim diğer oteller ise; Hotel des Saints Peres, Hotel de Lille, Hotel de la Bretonnerie, Hotel Axial Beaubourg, Plaza Athenee, Hotel Belechasse, Le Pavillion de la Reine, Hotel Costes, The Ritz, Park Hyatt Paris-Vendome, Hotel Lancaster, Murano Urban Resort.

Haberin Devamı

Aşkın, sanatın ve  gastronominin kenti: Paris

Paris’in En’leri

1000 yıllık tarihiyle şehrin en eski kilisesi Saint Germain des Pres
4,5 km ile şehrin en uzun sokağı Rue de Vaugirard
Dünyanın en eski üniversitelerinden biri Sorbonne
Dünyanın en ağır çanlarından biri Kutsal Kalp (Sacre Coeur) Kilisesi’nde
Seine Nehri üzerindeki köprülerin en eskisi Pont Neuf

 

Yazarın Tüm Yazıları