Paylaş
Evlenmeden önce de birer gezgin miydiniz?
Özge: Bu kadar çok olmasa da geziyorduk. Ama daha farklı konseptte. Atilla’nın motosiklet tutkusu her zaman vardı. Anadolu’nun birçok noktasına gitti. Ben daha çok uçak yolculuklarıyla arkadaşlarımla turistik geziler yaptım. Evlenince seyahate daha farklı bakmaya başladık. Görerek, hissederek, araştırarak ve eğlenerek gezmeyi öğrettik birbirimize.
İki tekersiz nerelere gittiniz?
Özge: İspanya’da Barselona, Malaga, Sevilla gibi yaklaşık 15 şehri gezdik. İtalya’da Roma, Cinque Terre, Napoli ve Amalfi olmak üzere 20’den fazla güzelliğe adım attık. Sonra Danimarka, Almanya, Fransa, Hollanda, Uzakdoğu derken baktık ki ayak bastığımız ülke 20, şehir sayısı da 100 olmuş.
Daha çok kültürel geziler mi yapıyorsunuz?
Atilla: Aslında sadece kültür denemez. Sporu da seyahatlerimize katıyoruz. Örneğin 2015 yazında Napoli, Vezüv, Pompeii, Sorrento, Capri, Amalfi gezimiz doğayı ve sporu harmanladığımız seyahatti. Positano’nun ‘Path of Gods’ isimli dağ yolunda keçiler eşliğinde trekking yapmıştık.
Motosiklet neden sizin çok önemli?
Özge: Çok büyük bir özgürlük. Şehir içinde trafiğin hayatımızdan zaman çalmasına izin vermeyip, uzun seyahatlerimizde doğayla kucaklaşıyoruz. Ünlü bir Fransız atasözü “Pırıl pırıl gökkuşağını görmek için, önce yağmuru yaşamak gerekir” der. Motosikletle seyahat de böyle.
Ne zaman çıktınız yola, hangi rotayı izlediniz?
Atilla: 2014 yazında yola koyulduk. 13 güne 10 ülke sığdırdık. Hep hayalimizde böyle uzun bir rota vardı. Bükreş’ten başladık. Sırasıyla Macaristan, Avusturya, Slovenya, Hırvatistan, Karadağ, Arnavutluk, Kosova, Makedonya ve Bulgaristan’da bitirdik. 3 bin 500 km. ile Avrupa’nın ortasında bir çemberi tamamladık.
Böyle bir maceraya atılmadan önce yurt içinde kendinizi test ettiniz mi?
Atilla: Evet. İstanbul’dan başlayarak İzmir, Çeşme, Alaçatı, Kuşadası, Bodrum, Datça, Selimiye, Bozburun, Marmaris, Fethiye Kelebekler Vadisi, Kaş, Kalkan, Olympos ve Antalya’ya kadar gittik. Bakir koylar keşfettik.
Nasıl hazırlandınız, motosikletiniz bu rota için uygun muydu?
Özge: Enduro tipi, uzun yola uygun güçlü bir motosikletle yola koyulduk (BMW R 1200 GS). Ama tabi ağır olması büyük dezavantaj. Hazırlık aşamasında önce benzer rotaları denemiş blog’ları inceledik. Sonrasında gezeceğimiz ve kalacağımız yerleri belirleyip bütçe planı hazırladık. Çanta hazırlama kısmı bir kadın için en zor olan kısım. Ufacık üç çantaya eşyaları sığdırma görevi bana kalıyor ki, bir hayli zorlandım.
Bütçeniz ne kadardı?
Atilla: Toplam 9 bin lira harcadık. Konaklama için çok daha uygun oteller ya da kamp alanları tercih edilebilirdik. Ama 250-350 lira arası otellerde kaldık. Motosikletle seyahat yorucu olduğu için gece kaldığımız otellerin konforlu olması gerekiyordu.
Tur boyunca ne gibi deneyimler elde ettiniz?
Atilla: O kadar çok ki hangi birini anlatsam bilemedim. Örneğin, Drakula olarak bilinen Vlad Tepeş’in doğdugu şehir Sighişoara çok büyüleyiciydi. Budapeşte’de ‘Hungarikum Bistro’da yediğimiz ‘Gulaş’ın tadı hâlâ damağımızda. Ljubljana’da kanal kenarında gezmek ve Pag Adası’nda (Hırvatistan) kamp yapmak da çok eğlenceliydi.
Ülkemizle kıyaslarsak Avrupalıların motosiklet sürücülerine davranışları nasıl?
Özge: Çok saygılılar. Biz de motosiklet kullanımı çok yaygın değil. Kullananlara da bakışı negatifleştiren kuryeler. Hepsi zamanla yarıştığı için, trafikte hem kendi hayatlarını hem de diğer sürücülerin hayatlarını tehlikeye sokacak hareketlerde bulunuyorlar. Bu da insanlarda motor görünce beni sıkıştırmaması için önce ben sıkıştırayım zihniyetini getiriyor. Ama Bükreş’ten İstanbul’a dönünce motosiklet kullanımının ciddi anlamda arttığını fark ettik. Özellikle kadın sürücüleri gördükçe çok mutlu oluyoruz.
Neden blog’unuza ‘İspanyol Defteri’ adını verdinz?
Özge: 2007’de birbirimizden habersiz flamenko dansı yapıyorduk. ‘İspanyol Defteri’ adlı Flamenko gösterisi bizi tanıştıran ilk gösterimiz oldu. Türk ressam Orhan Peker’in Madrid’den aldığı defterine verdiği isimdir bu... Deftere çizdiği tablolarla İspanya’da yaşadığı günleri çok çarpıcı bir şekilde betimliyor. Biz de birbirimizle provalarda tanıştık. O gün bugündür tüm seyahatlerimizi ‘www.ispanyoldefteri.com’ blog’umuzdan paylaşıyoruz.
“Yeni rotamız motosikletle Sicilya olacak. İtalya’da birçok yeri gezdik ama nedense doyamıyoruz. Sonra da Yunanistan sahilleri ve adalarını gezeceğiz.”
Paylaş