Paylaş
Seyahate olan ilginiz ne zaman başladı?
Lise yıllarımda otostopla gezdiğimde seyahat benim için tutku haline dönüştü. Herhangi bir şehre otostopla giderken onlarca arabada bir sürü hayat tanıyordum. Daha o zaman ufkum açılmaya başladı.
Dokuz ayda sadece otostop çekerek 20 ülke gezdi. Toplamda 2 bin 850 lira harcadı. Şimdi ise Kamboçya’da...
İlk nereye gittiniz?
Balkan ülkeleri... O zamanlar sadece yeni yerler görmek, keşfetmek ve insanlar tanımaktı amacım. Şimdi kendi hayat hikâyemi yazmaya, kalıplaşmış yaşam formlarının dışına çıkmaya karar verdim.
Bu nedenle mi otostopu tercih ediyorsunuz?
Evet... Bu bir yaşam tarzı. Ben insan hikâyeleri avcısıyım. Kitaplarda okuduğum hayatların canlı örneklerini ancak bu şekilde bulabiliyorum. Arabasına bindiğim her insanın hayatına bir şekilde dokunuyorum. Yaşanmışlarla kendimi besliyorum ve öğreniyorum. Zamanı gelince de üretmek istiyorum.
Otostopla dünya turuna çıkma kararını almak zor olmadı mı?
Aksine, o kadar rahatladım ki, önümde beni bekleyen kocaman gereksiz sorumluluklar dünyasına ‘hayır’ diyebildim. Öğrenciydim, bir değil hatta iki işim vardı. Ama bunlar bahane olamazdı, ben daha büyük şeyler besliyordum. Kendi hayatımı kuruyordum ve nasıl kuracağımı ancak bu şekilde öğrenebilirdim.
Rotanızı rastgele mi belirlediniz?
Maceraya arkadaşım Bestami Köse ile çıktık. Bir süre beraber gezdikten sonra o döndü ben uzun süredir tek devam ediyorum. Rastgele karar verdik. Dünya haritasını açtık önümüze bir ülke seçtik. Sonra bu ülkelerde ihtiyacımız olacak vizeler için işe koyulduk. Sırt çantamızı hazırladık ve çıktık.
İlk hangi ülkeden başladınız?
Önce Fas’a ayak bastık. Sonra İspanya, Fransa, Hollanda, Danimarka, İsveç ve Norveç ile devam ettik. Norveç’ten sonra tekrar İsveç, Danimarka, Almanya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve Türkiye’ye geldik. Türkiye’yi rotaya ekledik, çünkü bu serüvende bizim ülkemiz de olmalıydı. Türkiye’yi baştan sona otostopla geçerek İran’a geçtik. Daha sonra Sri Lanka ardından Hindistan, Endonezya, Singapur, Malezya, Tayland ve şimdi de Kamboçya’dayım.
Yanınıza neler aldınız?
Uzun süredir kamp yaptığım için ihtiyacım olacak malzemeler konusunda zorlanmadım. Ayakkabı, ilk yardım çantası, kamera, telefon, kaz tüyü mont, yağmurluk, defter, kitap, mızıka ve uyku tulumu gibi eşyalardan oluşturdum sırt çantamı.
Şu ana kadar ne gibi deneyimler elde ettiniz?
Sahra Çölü’nü deveyle geçtim. Hindistan’da bizim dert diye saydığımız onca şeyin orada hiçbir anlam ifade etmediğini gördüm. Gerçek fakirlik ne demekmiş orada gördüm. Endonezya’da gezerken kara büyü yapan insanların toplumları nasıl etkilediklerini, nasıl sokak şovları yaptıklarını izledim. Jawa Adası’ndaki bir volkana macera için tırmandığımda hayatta kalabilmek için çalışan sülfür işçilerini gördüm.
Şu an Kamboçya’da neredesiniz?
Koh Rong Adası’ndayım. İki aydır buradayım ve çok Türk var. Bolca Türk yemeği yiyorum. Burada yaşayan insanların hayat hikâyelerini dinliyorum. İyice dinlendiğimi hissedince çantamı alıp yola koyulacağım.
Nereye gideceksiniz?
Önce Kamboçya’yı detaylı gezeceğim. Özellikle 1975-79 yıllarında yapılan soykırımın ayrıntılarını araştırmak istiyorum. Daha sonra Tayland üzerinden Hong Kong’a gideceğim. Henüz ondan sonrası için belli bir planım yok. Ama genel olarak Güney Kore, Tayvan, Japonya planımın dahilinde...
Uzun süredir yoldasınız aileniz nasıl karşılıyor bu durumu?
Saygı duyuyor ve destekliyorlar. İlk başlarda kolay olmadı tabii ama sonradan onlarla yaptığım ve başardığım şeyleri paylaşınca desteklemeye başladılar.
DÜNYA TURU YAPMAK NE KADAR TUTAR?
Bütçeniz ne kadar?
Dokuz ay boyunca beş uçak bileti üç vize 20 ülkede yeme-içme, konaklama, müzeler, gece hayatı ve ulaşımda toplamda 2 bin 850 TL harcadım. Konaklamayı Couchsurfing kullanarak yapıyorum.Başınıza kötü bir şey geldi mi?mİki kez telefonumu çaldırdım, bir defa da çantamdan paramı çaldılar. Ama kötüden ziyade güzel bir şey de yaşadım; âşık oldum. Melanie ile Hindistan’da tanıştım. Goa’da beraber gün doğumunu izledik. Bir süre otostopla gezdik. Onun planı kuzeydeki Varanasi’yi görüp babasıyla buluşmaktı. Daha sonra ayrıldık. Kim bilir belki yine buluşuruz.
Şu ana kadar bu serüven size neler kattı?
En başta şikâyet etmemeyi öğrendim. Yolda çok insanla tanıştım. Örneğin Tayland’da gönüllü olarak çalıştığım hostelde tanıştığım Elisabeth ve Leaile ile dostluğum hâlâ devam ediyor. Bazı ülkelerde bizim yaşadığımız ve birçok duygudan haberdar olmayan insanlar beni çok etkiledi. Gerçekten çok şey öğrenerek yola devam ediyorum.
Paylaş