Paylaş
Ya kebabıyla ya ilginç insanlık halleriyle günlük yaşamın parçası olur. Sinemada, beyaz camda, edebiyatta sık sık adı geçer; Türkiye’ye kazandırdığı birbirinden değerli sayısız isimle bir kültür-sanat fabrikası rolünü üstlenir. İlk iki cümleyi okuduğunuzda nereden bahsettiğimi anladınız: Adana... Peki nereler gezilmeli, hangi lezzetler tadılmalı? İşte 10 adımda Adana keşif rehberi...
Bakırcılar Çarşısı
Önce 19. yüzyıl yapısı simge bir saat kulesi göreceksiniz ardından sıra sıra dizilmiş küçük dükkânlar karşılayacak sizi. Geleneksel el sanatlarını yaşatan Bakırcılar Çarşısı, kendine özgü albenisi de çabucak fark edilen bir yer. Dev boyutlarda çorba kazanlarının üretimini, demirlerin dövülmesini ya da gelin çeyizleri için üretilen oyma ahşap sandıkların yapılışını izlemenin nostaljik bir keyfi var. Çarşıda tatlıcılar, helva-şekerleme üretim ve satış yerleri ile kebapçılar da yer alıyor.
Atatürk Müzesi
Seyhan Nehri’nin kenarına dizilmiş eski Osmanlı evleri birer birer restore ediliyor ve farklı amaçlarla kullanıma açılıyor. Onlardan biri de 1923-25 arasında birçok kez Atatürk’ü ağırlayan Suphi Paşa Konağı. Müzeye dönüştürülen evde Atatürk’ün balmumu heykelini, Adana ziyaretleri esnasında kullandığı eşyaları, dönemin gazetelerinden örnekleri, madalyaları görebilirsiniz.
Ulu Cami
Yapımı 28 yıl süren ve 1541 yılında ibadete açılan Ulu Cami, geleneksel Türk eserlerine pek benzemeyen özellikleriyle olağanüstü bir yapı. Selçuklu ve Osmanlı mimari detayları, Memluk burguları ve bir parça da Roma mimari özellikleri ile birleştirilerek Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir yapı ortaya çıkarılmış. Muhteşem oymalarla süslenmiş minareleri ve siyah beyaz çizgileriyle avluya açılan kapı, caminin dışındaki en çarpıcı özellikleri.
Sabancı Camii
19. yüzyıldan günümüze Türkiye’de yapılan en güzel camilerden biri Seyhan kıyısındaki Sabancı Camii. Yapımına 1988’de başlanmış ama mali yetersizlikler nedeniyle inşaat devam edemeyince devreye merhum işadamı Sakıp Sabancı girerek gerekli fonu sağlamış. Adımınızı attığınız andan itibaren etrafınızı saran vitraylar, beyaz mavi çiniler ve başınızın üstünde yükselen görkemli kubbeden büyülenmemek mümkün değil.
Seyhan ve Taş Köprü
Adana’nın simgesi olan köprü, Seyhan nehrinin iki yakasını bağlıyor asırlardır. Halen kullanılabilen dünyanın en eski köprüsü! İmparator Hadrian tarafından yaptırılan, İmparator Jüstinyen tarafından büyük bir onarımdan geçirilen köprü, 310 metre uzunluğa sahip. İlk yapıldığında 21 kemeri varmış; bugünse 14’ü ayakta çünkü 7’si nehrin ıslah çalışmalarının kurbanı olmuş.
Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
1924 yılında kurulan müzede, Adana ve çevresinde bulunan tarihi eserler sergileniyor. İçlerinden biri ise tam bir başyapıt; Tarsus’ta bulunan ve Truva Savaşı’ndan bazı sahneleri olağanüstü güzellikteki kabartmalarla betimleyen lahit... Roma dönemine ait çeşitli mezarlar, farklı aşiretlere ait madeni paralar ve devasa boyutlarda taş depolama kapları da görecekleriniz arasında.
Misis Antik Kenti
Kentte bulunan 4. yüzyıla ait bazilika tarzındaki bir tapınağın küp şeklinde küçük rengârenk taşlarla yapılmış yer mozaiği, sanat tarihçilerin gözbebeği. Mozaiğin tam ortasında bir masa şeklinde yapılmış kümes, etrafında Nuh Peygamber’in tufanda gemisine aldığı 23 kuş ve kümes hayvanı ile onların etrafında diğer hayvanların yer aldığı betimlemeler var. Bu müthiş buluntu Misis Mozaik Müzesinde sergileniyor. Antik kent; surları, su kanalları, hamam kalıntıları, dokuz gözlü Taşköprüsü, Selçuklu’dan günümüze kalan tek kubbeli mescidi ve Havraniye Kervansarayı nedeniyle de tarih meraklılarının ilgisini fazlasıyla çekiyor. Lokman Hekim’in ölümsüzlük ilacını buradaki köprüden geçerken düşürdüğü efsanesi ise hala anlatılıyor.
Bebekli Kilise
19. yüzyıl sonlarında inşa edilen St. Paul Kilisesi’nin tepesinde devasa bir Meryem Ana heykeli yer alıyor. 2,5 metrelik bu heykeli bebeğe benzeten halk zamanla buraya Bebekli Kilise adını takmış. Katolik kilisesi olarak yapılmasına rağmen Protestanların da ibadet edebildiği ve zamanla Adana’nın simgelerinden biri haline gelmiş kilisede, Ramazan geldiğinde ‘11 ayın sultanını’ kutlayan afişlerle karşılaşmak zarif bir hoşgörü kucaklaması…
Tekir Yaylası
Adana’da yazı anlatmak için çok sıcak kelimesi bile yetersiz kalır! Şehrin yazları el ayak çekilmiş görüntüsünün ardında, kurtarıcı vazifesini üstlenen Tekir Yaylası’na kaçışlar yatıyor. Adanalılar mümkünse tüm yazı değilse de en azından hafta sonu tatillerini Tekir Yaylası’nın serin havasında geçiriyor. Eğer bir pazar günü yaylaya çıkarsanız, köylülerin kurduğu yöresel çarşıdan alışveriş yapmayı ihmal etmeyin. Taze ekmeğin arasına helva koyup yeme geleneğini deneyin.
Akyatan Kuş Cenneti
Türkiye’nin en büyük lagün gölüne ulaşacağınız doğa harikası alan için Adana’dan 40 km uzaklaşmanız gerek. Hem kış aylarında İç Anadolu’da donan sulardan kaçan kuşların sığınağı olması hem de göç yolu üzerinde bulunması nedeniyle zengin bir kuş varlığına sahip. Aralarında nesli tükenmekte olan türlerin de bulunduğu 250 civarında kuş çeşidinin saptandığı Akyatan, birçok farklı bitki ve hayvan türünün de yuvası.
Nerede kalınmalı, neler tadılmalı?
Adana’da konaklama için en sevdiğim adres Divan Otel. Şehrin en yeni otellerinden biri ve yeri de çok merkezi. Etnografya Müzesi’ne yürüyerek gidebilirsiniz. Odalarının genişliğine ve rahatlığına bayıldım. Seyhan kıyısındaki HiltonSA ve Sheraton da konaklama için konforlu adresler. Eski bir Adana evinin restore edilmesiyle turizme kazandırılan Hotel Bosnalı da çok hoş bir butik otel alternatifi. Eğer vejetaryen değilseniz ve tatlıya hayır diyemeyenlerdenseniz, Adana’ya gidip kilo almadan dönmeniz mümkün değil. İşte benim favori lezzet duraklarım...
Kebap için en başarılı adres ‘Kebap 52’. Burası birçok kişi için Adana’nın en güzel kebabını yapan yer. Onur Kebap’ın ‘suşi kebap’ı mutlaka denenmeli. Sabah kahvaltısında ciğer şiş yemek için Ciğerci Mahmut ve Birbiçer’i deneyin. Özel gün yemekleri için Onbaşılar’ı tercih edebilirsiniz.
5 Ocak Kebap, şık ve lezzetli bir restoran. Şırdan meraklıları Naci Usta’yı ve Şırdancı Bedo’yu deneyebilir. Eşi benzeri olmayan bir humus tatmak için adres Elem Restoran. Kebaba alternatif arayanlar mutlaka kaburga şiş denemeli; Yaşar Usta doğru adres.
Paylaş