Savaşa giderken bu ne ketumluk

YAZ başında Bağdat sıcağında susuzluğumu bastıran tek şey ‘‘Lehm-i Basra’’ çayıydı. Limon çiçeği kokulu bu incecik tadı veren bitkiye Basra limonu da diyorlardı.

Bu keyif, Basra'nın Körfez savaşı sırasında seyreltilmiş uranyuma en fazla maruz kalan topraklar olduğunu anımsayana kadar sürdü.

Keyfimizi yine kaçıracak yeni bir döneme, doludizgin gitmekteyiz. Üstelik de hazırlıksız, bilgisiz ve şaşkın.

* * *

GEÇEN hafta, Kopenhag Zirvesi'ne öyle dalmıştık ki, startını Başkan Bush'un verdiği çiçek aşısı kampanyasını ıskaladık.

Bu kampanya, olası bir Irak savaşı sırasında kimyasal intikam operasyonlarına karşı Amerikan askerlerini ve halkını korumak amacıyla alınan bir ilk önlemdi.

Amerikan istihbarat kaynakları tarafından yayınlanan uyarılarda Saddam Hüseyin'in, can havliyle her türlü çılgınlığı yapabileceği vurgulanıyor. Kimyasal silahlarla imha operasyonlarının çok geniş bir hedefe ulaşabileceği ileri sürülüyor.

Amerikan Genelkurmay Başkanı General Richard Myers: ‘‘Evet savaşa hazırız ama kolay olmayacak. Bunu çok iyi biliyoruz’’ diyor.

* * *

İTİRAF etmek gerekir ki, geri sayım başladı. Bağdat'tan gelen ilk sonuçlar parlak değil. Takvimleri işaretlemeye başladılar.

27 Ocak en kritik tarih.

O gün, BM denetçileri Irak'taki çalışmalarıyla ilgili son raporlarını sunacaklar. Washington'un, Ocak ayının son haftası savaş konusunda karar vermesi bekleniyor.

Biz bu savaşı istemiyoruz, ama bir yandan da ABD ile hazırlıklar sürüyor.

Washington Post Gazetesi'nin 5 Aralık tarihli bir haberinde, Türk ve Amerikalı askeri yetkililer arasında planlama çalışmalarının, ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz'in Türkiye'ye ilk geldiği temmuz ayından bu yana devam ettiği iddiası yer alıyordu.

Güneyden Kuveyt ve kuzeyden Türkiye, Saddam'a karşı savaşın en önemli iki ayağı.

Yine Amerika'dan gelen haberlere göre Türkiye'ye Amerikan savaş uçakları, özel timler ve ‘‘on binlerce’’ asker konuşlandırılmak isteniyor.

Türkiye de bu sürece ayak uyduruyor. Üslerdeki olanakları belirleme izni verildi. Uzmanların hangi koşullarda bu çalışmayı yapacaklarını belirleyen bir mutabakat belgesinin imzalanmasından sonra çalışmaların Ocak ayının ikinci haftasında, büyük bir olasılıkla 10'unda tamamlanarak raporların hazırlanacağı, ardından da gerekli inşaatların ve alt yapı hazırlıklarının tamamlanacağı söyleniyor. Ocak ayı sonuna kadar bu süreç tamamlanacak.

* * *

EVET takvim belirginleşiyor, hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Sessiz sedasız izinler veriliyor. Ordu, Dışişleri, Hükümet, hatta Hazine de bu sürecin içinde, yani Körfez Savaşı'nın aksine bu kez geniş bir ekip çalışması yapılıyor.

Bir yetkili, ‘‘91'de ağzımız yandığı için bu kez devlet organize oldu’’ diyor.

İyi de bizim bilgilenmemiz ve muhtemel risklere karşı korunmamız için neler yapılıyor?

Anlaşılan Türk kamuoyu savaşa karşı olduğu için ‘‘organizasyon’’ dışı.

Ama savaşa karşı olmak, bilgisiz ve korunmasız bırakılmayı gerektirmiyor.
Yazarın Tüm Yazıları