Savaş zararının panzehiri var

BİR panzehir var. Yanıbaşımızda yaşanacak çatışmanın, istikrarsızlığın ve bilinmezlerin sonuçlarından bizi koruyacak bir ‘‘çare’’.Hayır, ne ondan bundan daha fazla para kopartmanın sırlarını içeren bir pazarlık tekniği, ne de savaşı aslında fena halde istediğimiz duygusunu yaratacak, viagra etkili bir iksir bu. Irak'a asker; müdahalenin olumsuz etkilerini Türkiye açısından asgariye indirecek panzehir, 2004 tarihini akıldan çıkarmadan Avrupa Birliği hedefinde ilerlemek.Ara vermeden, gevşetmeden, kesintisiz.Cuma günü Yabancı Sermaye Derneği YASED'in, üyeleri arasında yaptığı araştırmayı görünce bu karara vardım.Seçim öncesindeki beklentiler ile seçim sonrası beklentiler arasında ortaya çıkan fark, Türkiye'deki yabancı yatırım çevrelerini neyin etkilediğini göstermesi açısından çok ilginçti. Örneğin neden, eylülde gelecek yıl döviz kuru beklentisi 2 milyon 330 bin lira sınırına dayanmışken, aralık başında yapılan araştırmanın sonucunda beklenti 2 milyon 41 bine düşüyordu? Ayrıca, ekonomik büyümenin gelecek yıl hızlanacağını, enflasyonun düşeceğini, doğrudan yabancı yatırımlar için ekonomik ortamın daha iyiye gideceğini söyleyenler neden çoğunluktaydı?Neydi Türkiye'ye bu umut dolu bakışın sırrı? * * *YASED Başkanı Faruk Yöneyman, yabancı yatırım çevrelerinin iyi sinyaller verdiği bu araştırmanın yapıldığı sırada Irak'a müdahale faktörünün bugünkü gibi öne çıkmadığına dikkat çekiyor. Öyleyse, yatırımcıda umut yaratan o dönemde hangi faktörün öne çıktığına bakmakta yarar var.Olumlu beklentiyi yaratan AKP hükümeti. Ama esas olan bu hükümetin IMF programına uyacağını açıklaması ve daha da önemlisi Avrupa Birliği hedefine sahip çıkmasıydı.Yöneyman da bu noktaya dikkat çekiyor, ‘‘2003 iyi değerlendirilir ve uyum yasaları, Meclis'teki iki paket de dahil, hayata geçirilirse bu Türkiye için çok şey ifade eder ve Irak'ın etkisini azaltabilir’’ diyor.Hükümet zik zak yapmadan, enflasyon lobisine kulaklarını tıkayarak, belediye müteahhitlerinin baskısına gözlerini kapatarak, ihale yasasından fikri mülkiyet haklarına, rekabeti korumadan imtiyaz ve uluslararası tahkime kadar her alanda Katılım Ortaklığı Belgesi ve Ulusal Program'ın çizdiği yoldan ilerlemeli.Sulandırmadan, ertelemeden AB müktesebatı hayata geçirilmeli. Bu, işin ekonomik yanı. Avrupa panzehirinin siyasi yanı da önemli.* * * IRAK konusundaki politikalarımızı kilitleyen ana dinamik, kuzeyde bir Kürt devletinin kurulması ihtimali. Bu endişe Türkiye'nin rahat bir yaklaşım sergileyerek bölgesel rol üstlenmesini engelliyor. Evet, sadece Türkiye değil, Suriye ve İran gibi Irak halkı da bölünmeye karşı. Ama Türkiye'nin karşı çıkış üslubu, ‘‘Türklerle Kürtler arasında düşmanlık olduğu’’ izlenimi yaratıyor. Oysa yok böyle bir şey. Endişeli üslup, kendi sorunumuzu tam çözememekten kaynaklanıyor. İşte bu noktada Kopenhag kriterleri ve reformlar imdadımıza yetişiyor.Bölücü niyetler her zaman var olacak ama önemli olan entegrasyon politikalarını hayata geçirmek, bölücülerin bahanelerini ortadan kaldırmak. Risklere ve tehlikelere karşı panzehir orada, AB standartlarında, Avrupa yolunda.
Yazarın Tüm Yazıları