Sağlık, iyi bir bağışıklık sistemi ile korunur

Vücudumuz, doğumdan ölüme immün sistem (bağışıklık sistemi) denilen bir koruma kalkanı ile canlılığını korumaya planlanmıştır. Doğumumuz sonrası ilk aylarda anne karnında oluşan ve anne sütünden geçen maddelerle sıkıca desteklenen bu sistem, daha sonra genetik şifrelerimiz, beslenmemiz ve çevre şartlarına bağlı olarak şekillenir. Dış tehlikelere bize bile fark ettirmeden hazırlıklar yaparak çeşitli hastalıklara yakalanmamızı önler. Çok iyi örgütlenmiş bu sistemin ana öğeleri; kan ve lenf sistemimiz, barsak içeriğimiz ve beslenme durumumuzdur. Ruhsal dinginlik, dengeli beslenme, iyi çalışan hormon ve enzimlerimiz ile desteklenen immün sistemimiz, böylece bize tam iyilik hali yani “sağlık” sunar. Özellikle çocukluk çağında bazı hastalıklara karşı yapılan aşılar, bağışıklık sistemine görevlerini zamanında ve iyi yapmalarını hatırlatmak içindir.

Bağışıklık sistemimiz, organizmanızın geçirdiği ruhsal ve fiziksel travmalardan çok etkilenir. Günümüz şartlarında ve özellikle büyük şehirlerde ruhsal travmalardan korunmak ne derece zor ise fiziksel travmalardan korunmak göreceli olarak kolaydır.

Bağışıklık sistemimizi sağlıklı tutmak için dikkat etmemiz gerekenler şunlardır:

• Günün şartlarına ve hava durumuna uygun giyinmeli, mümkünse üşütmeyecek, aynı zamanda terletmeyecek şekilde birkaç kat giyinilmelidir. Pamuklu bir gömlek ya da bluz üzerine giyilecek yün/pamuk karışımı bir hırka idealdir. Zira, kat kat giyinmek kişiye ortamın ısısına göre üzerindekileri çıkarmak veya giyinmek fırsatı tanıyacaktır. Kafe, restoran, ofis gibi sıcak bir ortama girildiğinde hırkanızı çıkarma, dışarı çıkarken yine giyme fırsatınız olacaktır.
• Özellikle gençlerin sıkça yaptığı bir yanlış da işe veya okula yetişmek için ıslak saçlarla sokağa çıkmaktır. Boyun kireçlenmesi, tutulmalar başta olmak üzere birçok ciddi hastalığa davetiye çıkaran bu durum oldukça sakıncalıdır. Aynı şekilde terli olarak da sokağa çıkılmamalıdır.
• Dengeli beslenmeliyiz. Özellikle, vitamin ve mineral zengini mevsim meyve ve sebzelerinden faydalanmalıyız. Sonbahar ve kış mevsiminin faydalı besinleri olan karnabahar, brokoli, turpgiller, pırasa, ıspanak hem yemeğini yaparak, hem de salata olarak tüketebiliriz. Portakal, greyfurt, elma, ayva gibi meyveler vitamin, mineral ve antioksidan deposu olarak tüketilmelidir. Bu meyve ve sebzelerin yanında çok yönlü bir doğa iksiri olarak tanımlayabileceğimiz soğanı da tüketmekten kaçınmayınız.
• Son yıllarda bağışıklık sistemimizdeki pozitif etkisi kanıtlanan probiotik besinleri soframızdan eksik etmemeliyiz. Bu besinlerin en önemlileri; yoğurt ve ayran, kefir, sirke ile yapılan turşular, kırmızı pancar ve şalgam suyu, ekşi mayalı tam buğday veya tam tahıllı ekmekler, peynir çeşitleridir.
• Maya farklılıkları nedeniyle zaman zaman yoğurt ve peynir çeşitlerinin değiştirilmesi tavsiye edilir.
• Kilonuzu ideal veya ideale yakın seviyede tutmaya çalışmalısınız.
• Vücut ağırlığınıza göre günde 1,5 – 2 litre su içmeye özen göstermelisiniz.
• Sigara kesinlikle içmemeli ve dumanlı ortamlardan da kaçınmalısınız.
• Günde en az 8 saat uyumaya çalışmalıyız. Çünkü uyku, organizmanın yenilenme ve onarım sürecidir, güne hazır başlamamıza imkan tanır.
• Mümkün olabildiği kadar stresten sakınmalıyız. Ruhsal travmaların psikolojimiz yanında organik bozukluklar ve bağışıklık sisteminde baskılanmaya neden olduğu bilinmektedir.
• Diyabet, kalp ve damar hastalıkları gibi kronik hastalıklara karşı risk grubunda ve 60 yaşın üzerindeyseniz, doktorunuza danışarak uygun zamanda grip, zatürre, hepatit vb. aşılarınızı yaptırmalısınız.
• Dengeli beslenen bir bireyde, ilave destek ve vitaminlere ihtiyaç yoktur. Ancak bunları doktorunuza danışarak, eğer gerekliyse kullanabilirsiniz.

Benzer bilgiler ve daha fazlası için 365gun.com’a tıkla.

_{Sponsorlu İçerik}