Rüzgar ve fırtına !

Güncelleme Tarihi:

Rüzgar ve fırtına
Oluşturulma Tarihi: Haziran 10, 1998 00:00

Devrim SAĞIROĞLU
Haberin Devamı

Bugün 10 Haziran 1998.. 32 ülkenin ulusal takımının katıldığı futbol şöleni başlıyor. Televizyonlarımızın başına adeta kilitlenip, 4 yılda bir yakaladığımız bu şansı yeterince değerlendirmeye çalışacağız. ‘‘Türkiye niye yok’’ diye hayıflananınız varsa, hiç kendisini üzmesin. Orada olmaya hakkımız yok da ondan.. Dünya Kupası finalleri değil 32, iki misli takımla da oynansa, biz bu kafayla orada olamayız ve olamayacağız..

BU NASIL YENİLEME?

Geçtiğimiz günlerde Ankara'da Futbol Federasyonu'nun mali genel kurulu vardı. Genel kurulun öğleden sonraki olağanüstü bölümünde, MHK'nın da yenilenmesine karar verildi. Ama ne yenilenme, sormayın.. Aradan ikisini çıkarıp, yeni iki kişi monte ettiler. Hiçbiri, gerekçesini açıklayamadı. Ne Federasyonu dışarıdan yöneten Celal Doğan, ne yardımcıları İsmail Uyanık, İlhan Cavcav.. Ne Dilber'ler, ne tetikçi Ufuk..

Öyleyse, ben size anlatayım.. Bu operasyonun altında, tüm hakemleri politize etme çabası yatıyor.. Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği Genel Başkanlığı seçiminde ANAP'lı Ufuk Özerten'in desteklediği, partilisi Abdurrahman Arıcı'nın seçilmemesi yatıyor.. O Abdurrahman Arıcı ki, iktidara yakınlığının karşılığını, Rize'de görev yaptığı sırada başka yere sürülmüşken, Antalya İl Sağlık Müdürlüğüne getirilerek görmüş bir partili.. Üstelik, hem hakemlerin genel başkanlığına aday, hem MHK üyesi.. ‘‘Madem buradan aday oldun, MHK'dan istifa et’’ diyorlar, etmiyor.. Mübarek, hem hakim, hem savcı.. İşte Abdurrahman Arıcı'nın, MHK'lı arkadaşları tarafından bile desteklenmeyip seçilemediği o Eskişehir'deki meşhur kongre sonrası, Ufuk Özerten tarihi demecini veriyor: ‘‘Hakemleri düzelteceğim.’’

İPLER UFUK’UN ELİNDE

Anlayacağınız bu seçim, Ufuk'un ‘‘Hakemleri düzeltme’’ seçimi ! Aslında tamamını yenileyecekler ama, dağıttıkları kitapçıkta MHK'yı yere göğe sığdıramamışlar.. Tenakuza düşecekler. Aralarından en fazla direnen ikisini alıp, dışarıya koyuveriyorlar. Bu kendini yönetmekten aciz yönetim, ipleri Ufuk'un eline verivermiş, o da oynayıp duruyor..

Burada Hilmi Ok'un işi gerçekten zor. Eğer ikisini feda etmezse, tüm MHK'yı yenileyip politikanın kucağına atacaklar.. Ok'a, arkadaşları ricada bulunuyor. ‘‘Hiç olmazsa kolu kestirelim, ama vücudu kaptırmayalım’’ diyorlar. Hilmi Ok da, bu baskı karşısında kabul etmek zorunda kalıyor. Doğru mu yaptı, yanlış mı yaptı, tartışılır..

OY İÇİN VERİLEN TAVİZLER

Ancak, tartışılmayacak bir gerçek var.. Yazanlar, çizenler, suçlayanların hiç mi suçu yok ? Bu canavarı onlar yaratmadılar mı ? Haluk Ulusoy piyangodan mı çıktı ? Ya Şenes Erzik beye ne demeli ? Efendim, bu Federasyonun durumuna çok üzülüyormuş ! Yok yahu.. Sen bu koltuğu bırakmamak için, bunlara olmadık tavizler vermedin mi ? Açık oylama ve tehditlerle birer oy farkla kazandığın kongrelerde, kendini ellerine teslim etmedin mi ? Türkiye'de bu Federasyondan şikayet edecek en son kişi, Şenes Erzik'tir.. Şu sözü sadece Erzik'e değil, bu Federasyonun tüm eski yandaşlarına ithaf ediyorum:

‘‘Rüzgar eken, fırtına biçer !’’






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!