Rutin bir şey

RUTİN bir şey. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, CIA’nın işkence uçaklarından birinin Türkiye’den geçtiğini doğrularken ‘Bu tamamen rutin birşey’ diyor.

Bakan dünkü açıklamasında, uçağın yakıt ikmali için 15 Kasım’da indiğini, bunun teknik gerekçelere dayalı izinli bir iniş olduğunu söylüyor.

Tabii uçakta yolcu bulunmadığının da altını çiziyor.

Hadi, bu işkence uçaklarında terör zanlılarını taşırken CIA’nın bilet kesip kesmediğini sorup da yeni sorularla ortalığı karıştırmayayım.

Çünkü yanıt bekleyen çok daha önemli sorular var.

Dünyayı ayağa kaldıran ve Avrupa Konseyi’nde, Avrupa Birliği’nde ayrıca Amerikan Kongresi’nde soruşturma komisyonu kurulmasına neden olan CIA uçakları ilk kez mi Türkiye topraklarına indi?

Eğer öyle olmuşsa bile, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ulusal mahkemelerin soruşturmalarına neden olan bu olay, Türkiye’de neden ‘Tamamen rutin birşey’ oluyor?

***

CIA
uçaklarının Türkiye semaları ve topraklarını kullandığı, ilk kez doğrulanıyor ama biz ilk kez duymuyoruz.

Geçen yıl Mart ayında, bir CIA uçağının Türkiye’den ‘CIA kargosu’ ile önce Danimarka’ya, ardından İzlanda ve ABD’ye gittiği açıklandı.

Bu haberi Danimarka doğruladı.

Kanada’da yayınlanan Ottawa Citizen gazetesi 25 Kasım tarihli sayısında, ülkeye gelen CIA uçakları listesini verirken, geçen yıl mart ayındaki bir seferden de söz ediyordu.

Mart başında bir CIA uçağı, İstanbul’dan havalandıktan iki gün sonra Kanada’ya, Stepehenville NL’ye inmişi.

Bu yeni bir unsur. 7 Mart 2004 günü İstanbul’dan havalanan uçak mı Kanada’ya uğradı, yoksa bir başka uçak daha mı var henüz bilmiyoruz.

6 Kasım’da, Başbakan’ın uçağında Almanya’ya giderken İstanbul’dan havalanan CIA uçağıyla ilgili haberi sorduk.

Gerçekten geçen yıl mart ayında bir CIA uçağı Türkiye’ye inmiş miydi; Türkiye içinde ve dışında yakalanan bir grup terör zanlısı burada yargılanmadan CIA’ya teslim edilmiş miydi?

***

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan
’ın, 6 Kasım’da, aralarında benim de bulunduğum bir grup gazetecinin CIA uçağı ile ilgili sorusuna yanıtı kısa oldu.

‘Ben bu konuyu bugün müsteşarım ile konuşacağım’ dedi.

Ve devam etti: Notlarımdan aynen aktarıyorum.

‘Dün Abdülkadir Bey (Aksu) ile birlikteydim. Kendisine sordum. Böyle birşey yok dedi. MİT’e henüz sormadım. Yarın görüşürüz.’

Biz gazetecilerin aldığı yanıt buydu.

CHP Milletvekili Ahmet Güleryüz Ketenci’nin, 7 Kasım’da Başbakan’a sorulmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na verdiği önergeye ne yanıt aldığını bilmiyorum.

***

CIA
’nın kurdurduğu yedi paravan uçak şirketinin, 2001’den beri yasa dışı operasyonların bir parçası olduğu haberleri doğrulanıyor.

15 Kasım’da İstanbul’dan havalanan uçağın ait olduğu Path Corporation da onlardan biri. Dört uçağa sahip, bunlardan bir tanesinin (Gateslearjet) ise içinde işkence yapılan uçaklardan olduğu biliniyor.

Uluslararası hukuk ve insan hakları anlaşmalarını ihlal eden bu olayı, ‘Rutin birşey’ olarak görmek mümkün değil.

ABD Kongresi’nin bile derhal harekete geçip soruşturma başlattığı olaylarla ilgili susup oturacak mıyız?

Bu uçakların geçtiği her ülkede soruşturmalar başladı, başbakanlar, bakanlar açıkça ve yüksek sesle protesto ediyorlar, bu koroda bizim sesimiz olmayacak mı?
Yazarın Tüm Yazıları