Güncelleme Tarihi:
Bir Twitter kullanıcısı, “Bir haberde olması gereken 5N+1K’nın hangi unsurları eksik?” sorusunu yöneltti bana.
Haberi yeniden okudum. Gerçekten eksik unsurlar var. Binanın İstanbul’da olduğu, haberin son satırlarından güçlükle anlaşılabiliyor. Ayrıca restore edilen ve ünlü mimar Kemalettin tarafından yapılan binanın eskiden ne amaçla kullanıldığı yazılmamış.
Haberde Atatürk’ün mektup arkadaşı olan İtalyan opera sanatçısı Madam Corinne uzun uzun anlatılıyor, ama aslında binanın Madam Corinne ile tek ilgisi adının otele verilmiş olması. En garibi, “... asırlık bina avukat Suat Ballı tarafından restore edildi” bilgisi verilmesi. Bir avukat restorasyon yapabilir mi? Sanmıyorum. Avukat Ballı, “restorasyonu yaptıran kişi” olsa gerek!
Otelin açılışı hakkında bilgi de yok haberde. İnternette biraz dolaşarak otelin geçen eylül ayı içinde faaliyete geçtiği bilgisine ulaştım. Bu da restorasyon haberinin gecikmeli bir haber olduğunu ve okurun bilgilendirilmesinin değil otelin tanıtımının amaçlandığını gösteriyor sanırım.
Hatırlamakta yarar var; Hürriyet Yayın İlkeleri, “ürün, şirket ve markalar arasında ayrım yapılmaması” gerektiğine dikkat çekiyor. Bu ilke, ekonomi sayfasının tepesinde yayımlanmış, bağlayıcı olduğu ilan edilmişti...
İstihbaratçı polisler
EMNİYET İstihbarat Daire Başkanlığı’nda (İDB) daha önce mesleklerini kötüye kullandıkları suçlamasıyla ekipten çıkarılan polislerin geri dönüşüyle ilgili haberde, polislerin adları kısaltılarak verilmişti. Batuhan Türk adlı okur, 7 Ekim’de yayımlanan “Atıldılar müdür olup döndüler” başlıklı bu haberde polislerin adlarının açıkça yazılmamasını eleştirdi:
“Bu haberde hangi mantıkla resmi açık görevli polislerin adları kısaltmalarla verilmiştir? Bildiğim kadarıyla suç işlediği yönünde iddialar bulunan henüz kesin bir yargı kararı olmayan kişilerin adları kısaltmalarla veriliyor. Haberde kamu görevlilerinin adları neden suçlu insanlar gibi kısaltılmıştır? Bu haberde emniyetten tasfiye edilen Fethullah Gülen cemaati mensubu polislerin ilgisi bilgisi vb. yoktur diyebilir misiniz?”
Haberi yazan arkadaşımız Arda Akın’a, okurun eleştirisini sordum. Habere konu olan polislerin görevlerini hatırlatarak yanıtladı soruyu: “Bu tür kritik birimlerde çalışan kişilerin isimleri deşifre olmaması amacıyla özellikle kısaltmalarla yazılır. Hatta MİT mensuplarıyla ilgili de bu yönde bağlayıcı yönetmelikler mevcut. Nitekim gazeteci Nedim Şener’in istihbaratta çalışan personelin isimlerini deşifre ettiği gerekçesiyle yargılandığını da hatırlatırım. İstihbarat ve terör bu anlamda kritik birimler.
1996’da polis muhabiri olarak başladığım gazetecilik mesleğim süresince hiçbir polisin hangi tarikat ya da siyasi partiden olduğu beni ilgilendirmedi. Kimden gelirse gelsin, bilgi doğruysa ve haber niteliği taşıyorsa yazmakta sakınca görmem. Gazetede yayınlanıp yayınlanmamasını değerlendirmek tamamen yazıişlerinin ve genel yayın yönetmeninin takdiridir”.
Okurdan kısa kısa
Oral Antmen: Okur köşesini makale yazar gibi kullanıyorsunuz. Bu köşeler tamamen okurlara ayrılmalı ve okur mail’leri kısa ise aynen, uzun ise özeti yayınlanmalı. Hemen altına cevabı yazılmalı. Gerekirse özür dilenmeli.
NOT: Burası “Okur Temsilcisi” köşesi. Sadece okur görüşü yayımlamak bu sütunları “Okur Mektupları” köşesine dönüştürür; “ombudsmanlık” işlevi ortadan kalkar.
Nesim Babahanoğlu: (Malatya-Yeşilyurt Kaymakamı) 17 Ekim’de Faruk Balıkçı imzalı “Bu gurur Çermik’in” haberini görünce çok duygulandım. 2 yıl Hani ve 3 yıl Çermik ilçesinde kaymakamlık yapmış biri olarak başlattığımız projelerin yerimize atanan duyarlı meslektaşımızca devam ettirilmesi ve kız çocuklarının okullaşmasında önemli katkılar sağlayacak bu haberin sizin tarafınızdan yayını takdire şayandır. Duyarlılığınıza ve Faruk Bey’e teşekkürler...
Emre İzgördü: 20 Ekim’de Hürriyet’in arka sayfasında Titanik gemisinin kemanının rekor fiyata satıldığı haberi vardı. 21 Ekim’de Hürriyet Eskişehir ekinin son sayfasında da aynı haber çıktı. Haber kıtlığından mı yapılıyor?
Nuri D: 24 Ekim’de “Las Vegas Tipi Soygun” başlığı ile yayınlanan haberde yakalanan suçlular arasında benim ismim de geçmektedir. Ben soyguna uğrayan şirkette mağaza sorumlusu olarak görev yapmaktayım. Soygunla herhangi bir alakam ve iştirakim olmadığı polis kayıtlarında da malumdur.
NOT: Ancak Antalya Jandarma Komutanlığı’nın medyaya gönderdiği bilgi notunda Nuri D. için “ifadesinin alınmasını müteakip tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı” belirtiliyor. Haber, bu
bilgiye dayanarak yazılmış.
Ergün Demircioğlu: Spor sayfasındaki Spor Ekranı’nda son günlerde Türkiye’nin en büyük açık spor kanalı NTV Spor’dan hiç bahsedilmiyor! Spor ekranında ya tüm spor kanallarından bilgi verin veya Spor Ekranı’nın başlığını “DSPOR Smart Spor Ekranı” olarak değiştirin ya da hiç bilgi vermeyin. Hiç bilgi vermemek, eksik bilgi vermekten daha iyidir.
Aslı Sözbilir: Hürriyet’te (Malta tatilinde jet-ski’ye binerken çekilmiş fotoğrafıyla yayınlanan) “Cübbesiz Ahmet Hoca” haberini yazdığımda, bir gün Kelebek’te kanaat önderi gibi ağırlanacağını hiç düşünmemiştim.
Arzu S.: 22 Ekim’de “Havalimanında cinayet” haberinin spotu. Birinci sayfadan “... saatler 24.30’u gösterdiğinde silahlar patladı”! 24.30?
Can Mete: Mardin’de tecavüze uğramış çocuğun adı verilmemiş, ama üç kardeş oldukları, babalarının memur olduğu, Anadolu lisesine gittiği gibi kim olduğunu ortaya çıkarabilecek bilgiler veriliyor. Fakat mesela kına gecesinde siyahi dansçıyla ilişkiye girip siyahi bebek doğuran gelin hakkında, böyle kim olduğunu ortaya çıkaran bilgi verilmiyor. Sebep zengin-fakir ayrımı mı?