Rapor

Paçozluk göleti karabatağı Şebnem Schaefer yine ağzını açtı, ortalık birbirine girdi.

Yeter artık, dayanamıyorum diye gözyaşı mözyaşı döküp, kendi ve başkalarının "özel" hayatlarıyla ilgili yine pek mühim "iddialar" atmış ortaya.

Eski sevgilisi Şenol İpek ile daha da eski sevgilisi Özcan Deniz eşcinsel ilişkiye girmişler; biseksüelmişler.

Bunun üzerine, başka bir kadının sevgilisi mi, nişanlısı mı ne, Nevzat Bektaş adlı bir adamla havuza girerken görüntülendiği için kendisinden ayrılan ve son nişanlısı olan İlhan Doğan isimli adam da canlı yayına telefonla bağlanmış. Altı aydır birlikte yaşadıkları için artık Şebnem Schaefer’ın bekáret raporuyla hava atmasının mümkün olmadığını açıklamış.

Bendeniz ana haber bültenlerinin önemli gündem maddesi olarak izleme Schaefer’ine, pardon, şerefine nail olabildim.

Benim izlediğim bölümde, Şebnem Hanım, ağlıyor ve manita envanterinde yer alıp da kendisiyle ilgili açıklamalar yapan erkeklerle ilgili, "Beraber olduklarımdan ’adamlık raporu’ mu isteyeyim yani" diye serzenişte bulunuyordu.

"Raporlara gelesiniz" demişim bunun üzerine... Háliyle...

Biz de insanız, can çekiyor, iştah kabarıyor... Háliyle...

Bendeniz yeni raporlar da görmek istiyorum. Şöyle yeşil reçete almaya zemin hazırlayan türden... O daha sağlıklı bir durum bakın... Günümüzde hemen her türlü derdin devası var çünkü; tanı konulsun iş ki...

Ben bile muayeneye filan gerek kalmadan, uzaktan bakıp kafadan yazabilirmişim gibi geliyor o raporu.

Günümüz estetik operatörleri trikotaj atölyesi pratikliğinde çalışabilir durumda bekáret zarı dikme operasyonları konusunda. Kaldı ki Şebnem Schaefer gibi bir kadın, her dinden kutsal kitaba el bassa, "İsteyen buyursun gelsin, kendisi muayene etsin" diye kampanya başlatsa kimin umurunda?

Zira peşinde töre möre yoksa, bu camianın içinde kazık kadar olmuş, bilmemkaç ilişki eskitmiş bir kadının hálá bákire olması, bana sorarsanız ya vajinismüse delalettir ya da patalojik bir vak’aya...

Bu salak zar meselesi yüzünden bu ülkede yaşanan onca trajediyi düşünüyorum da... Magazindir, belli ki bu kadın da bu damardan tutturmuş deyip, gülüp geçemiyorum.

Bu sektörde bunca yıldır çalışıyorum. Böyle şeylerle reklam yapmanın "avantaj"larına akıl erdirmekten hálá acizim. Bir insanın, isminin önüne skandalların bekáret raporlu mankeni, kepçe kulaklarını Japon zamkıyla yapıştıran manken, mafya babası manitasına yataklıktan yargılanan manken filan gibi sıfatlar edinmek suretiyle piyasasını ve rayicini artırma yoluna gitmesine, bunu tercih edebilmesine inanamıyorum. Ayrıca böylesi kötü reklamlar hakikaten nasıl oluyor da böyle bir işlev görüyor, görebiliyor, onu hele hiç anlamıyorum.

İsteyen cinselliğini eşcinsel olarak, isteyen biseksüel olarak, isteyen heteroseksüel olarak, isteyen aseksüel olarak yaşar. Yaşayabilir. Kimseye de düt demek düşmez.

Şahsen heteroseksüelim. Hiç zannetmiyorum ya, belli olmaz, belki bir kadınla aşka düşerim, ileride biseksüel ya da lezbiyen olmayı da seçebilirim.

Bunun yanında 34 yaşında bir kadınım. Ve uzun yıllardır bákire mákire, çok şükür, değilim.

"Raporum yok" diye kimseden daha az namuslu olduğumu da düşünmüyorum. Bilákis en azından bu konuda sağlıklı bir insan oluşuma sayıyorum.

Shaefer’a ve bundan böyle nasıl bir adamlık raporu isteyeceğini zerre kadar merak etmediğim gelecek sevgililerine buradan acil şifalar diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları