Tin Suresi Oku - Tin Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)

Güncelleme Tarihi:

Tin Suresi Oku - Tin Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 08, 2020 16:48

Tin suresi anlamı, Türkçe ve Arapça okunuşu ile Müslümanların araştırdığı surelerden birisidir. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayımladığı Tin Suresi tefsiri ile birlikte sure hakkında detaylı bilgi edinebilen Müslümanlar, hem Tin suresini okuyup hem de anlamını görebiliyor. İşte, Tin Suresi Türkçe ve Arapça okunuşu ve anlamı hakkında detaylı bilgiler

Haberin Devamı

Tin Suresi Mekke döneminde Burûc sûresinden sonra nâzil olmuştur. Adını ilk âyette geçen “tîn” (incir) kelimesinden alır. Sekiz âyet olup fâsılası “م، ن” harfleridir. Kur’ân-ı Kerîm’de yemin edatı vâv ile başlayan sûrelerden olup nüzûl sebebiyle ilgili herhangi bir rivayete rastlanmamıştır. Müfessirler, mushafta bundan önce yer alan Duhâ ve İnşirâh sûrelerinde Cenâb-ı Hakk’ın resulüne lutfettiği nimetler söz konusu edilirken Tîn sûresinde Mekke müşriklerinin inkârlarına karşı deliller ortaya koymanın amaçlandığını kaydeder (Mâtürîdî, V, 485). Bedenî, zihnî ve kalbî yetenekleriyle insanın evrendeki konumu ve sorumluluğu ana fikrine dayanan Tîn sûresinin muhtevasını iki bölüm halinde ele almak mümkündür.

TİN SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

  1. Vettiyni vezzeytuni.
  2. Ve turi siyniyne.
  3. Ve hazelbeledil'emiyni.
  4. Lekad halaknel'insane fiy ahseni takviymin.
  5. Sümme redednahü esfele safiliyne.
  6. İnnelleziyne amenu ve amilussalihati felehum ecrun gayru memnuun
  7. Fema yukezzibuke ba'du biddiin,
  8. Eleysallahu bi ahkemil hakimiyn.
  9. Tin Suresi Oku - Tin Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)

    Tin Suresi Oku - Tin Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)



    TİN SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU

Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla

Haberin Devamı

1-Tîn'e ve zeytûn'a andolsun.

2-Sinâ Dağına andolsun,

3-Bu güvenli şehre (Mekke'ye) andolsun ki,

4-Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.

5-Sonra onu, aşağıların aşağısına indirdik.

6-Ancak, iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar için devamlı bir mükafat vardır.

7- (Ey insan!) Böyle iken, hangi şey sana hesap ve cezayı yalanlatıyor?

8-Allah, hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil midir?

TİN SURESİNİN TÜM AYETLERİNİ OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ

TİN SURESİ ANLAMI NEDİR?
       
Mushaftaki sıralamada doksan beşinci, iniş sırasına göre yirmi sekizinci sûredir. Bürûc sûresinden sonra, Kureyş sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Sûre adını 1. âyette geçen ve “incir” anlamına gelen tîn kelimesinden almıştır. Ayrıca “Ve’t-tîn” ismiyle de anılmaktadır.

Sûrede bazı önemli varlıklar üzerine yemin edilerek insanın yüksek değeri vurgulanmış, kötü ahlâkın bu değeri düşürdüğü ifade edilmiştir. İman edip iyi işler yapanlar övülmüş, hesap ve cezayı yalan sayanlar kınanmış, hüküm verenlerin en üstününün Allah olduğu bildirilmiştir.

TİN SURESİ TEFSİRİ

1-Tîn'e ve zeytûn'a andolsun.

2-Sinâ Dağına andolsun,

3-Bu güvenli şehre (Mekke'ye) andolsun ki,

4-Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.

Yüce Allah kendisinin ilim, sanat ve kudret sıfatlarını gösteren dört önemli varlığa yani insanın maddî gıdalarından olan incir ve zeytine ve mânevî gıdası olan vahyin indiği Sînâ dağı ile “emin belde”ye (Mekke), insanların muhtaç oldukları maddî ve mânevî ikramların mükemmel örneklerine yemin ederek insanı en güzel biçimde yarattığını, hem bedenen hem de ruhen yükümlülük alabilecek yeteneklerle donattığını ifade buyurmuştur (insanın seçkin yaratılışı ve üstünlüğü hakkında ayrıca bk. İsrâ 17/70). 

Haberin Devamı

Bir görüşe göre incir ve zeytin, mecaz olarak bu ağaçların çokça bulunduğu toprakları, yani Akdeniz’in doğusunda bulunan Filistin ve Suriye’yi simgelemektedir. Kur’an’da adı geçen peygamberlerin çoğu bu topraklarda yaşadıkları ve tebliğde bulundukları için bu iki ağaç cinsi bu peygamberlerin dile getirdiği dinî öğretilerin sembolü olarak kabul edilmektedir. Kezâ “tîn” ve “zeytûn” kelimeleri hakkında, ilkiyle Mekke’deki Mescid-i Haram’ın, ikincisiyle Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’nın kastedildiği gibi daha başka sembolik izahlar yapılmıştır. Ancak Şevkânî’nin de haklı olarak belirttiği gibi bu tür yorumların aklî ve naklî dayanağı yoktur (V, 545-546). 

Haberin Devamı

Âyette Sînâ dağı için kullanılan sînîn kelimesinin Habeşçe veya Nabatça olduğu ve “verimli, bereketli, bol ağaçlı” veya “mübarek” anlamına geldiği belirtilir (Râzî, XXXII, 10; İbn Âşûr, XXX, 421). Mekke’nin “güvenli şehir” olarak anılmasının sebebi ise gerek İslâm’dan önce gerekse İslâmî dönemde buranın bir barış kenti olarak tanınması ve orada her türlü kan dökmenin yasaklanmasıdır. 

“En güzel biçim” diye çevirdiğimiz ahsen-i takvîm tamlaması bu bağlamda insana Allah tarafından verilen en güzel ve en mükemmel biçim ve yapıyı, bu sayede insanın, yeryüzü varlıkları içinde gerek fizyolojik gerekse ruhsal yetenekler bakımdan en mükemmel ve en seçkin canlı olarak yaratılmış olmasını ifade eder. Yaratılmışların en mükemmeli olan insanda bulunan –âyetteki deyimiyle– bu güzelliğin kaynağı, Allah’ın onu kendi eliyle yaratıp ruhundan üflemesi (bk. Sâd 38/72), “kendi sûreti üzere” (kendi sıfatlarından ona –insanlık düzeyinde olmak üzere– lutufta bulunarak) yaratması (bk. Buhârî, “İsti’zân”, 1; Müslim, “Birr”, 115), onu yeryüzünde halife kılması (bk. Bakara 2/30; bilgi için bk. Süleyman Uludağ, “Ahsen-i Takvîm”, DİA, II, 178) vb. lutuf ve inayetleridir. Müfessirler Allah’ın insandan daha güzel mahlûku olmadığı kanaatindedirler. Zira Allah insanı canlı, bilen, irade sahibi, konuşan, işiten, dinleyen, gören, düşünüp tedbir alan, hikmetle hareket eden ve bütün bu özellikleri sayesinde fizik bakımdan kendisinden daha güçlü varlıklar üzerinde bile hâkimiyet kurabilen bir varlık olarak yaratmıştır ki bütün bu vb. sıfatlar aynı zamanda ilâhî sıfatların bir kısmının ondaki yansımaları, tecellileridir (krş. Şevkânî, V, 546).

Haberin Devamı

TEFSİRİN DEVAMI İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ

BAKMADAN GEÇME!