Mümtehine Suresi Oku - Mümtehine Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)

Güncelleme Tarihi:

Mümtehine Suresi Oku - Mümtehine Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 21, 2020 14:37

Mümtehine Suresi Medine döneminde inmiştir. 13 âyettir. Onuncu âyette, Hudeybiye antlaşmasından sonra müşrikler arasından çıkıp Medine’ye gelen ve müslüman olduklarını söyleyen kadınların imtihan edilmeleri emredildiği için sûreye mecazen,“imtihan eden” anlamında “mümtehine” denmiştir. Sûrede başlıca, Allah için sevmek, Allah için buğz etmek ve müslümanlarla kâfirler arasındaki ilişkilere dair bazı uyarılar konu edilmektedir. İşte, Diyanet Meali ile Mümtehine Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu

Haberin Devamı

Mümtehine Suresi mushaftaki sıralamada altmışıncı, iniş sırasına göre doksan birinci sûredir. Ahzâb sûresinden sonra, Nisâ sûresinden önce Medine’de nâzil olmuştur. Sûre, 10. âyetinde “imtihan edin, sınayın” anlamına gelen imtehinû fiili geçtiği için bu adı almıştır. Mümtehine, “imtihan eden” demektir. Bu okunuşa göre “imtihan eden sûre veya bu nitelikteki âyeti içeren sûre” anlamına gelir. “İmtihan edilen kadın” mânasında olmak üzere “Mümtehane” şeklinde de okunmuş olup bir yoruma göre ilk âyette, diğer bir yoruma göre ise 10. âyette kendisine işaret edilen kadın kastedilmektedir. Bu okunuş belirli bir kadınla sınırlı olmaksızın “imtihan edilen kadınlar” anlamıyla da açıklanmıştır. İşte, Diyanet Mealine göre Mümtehine Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu

Haberin Devamı

MÜMTEHİNE SURESİ ANLAMI

Allah’a ve müminlere düşmanlığını açıkça ortaya koyan ve bu tavırlarını eyleme dönüştürmüş olanlarla dostluk kurulamayacağı, aralarında bazı duygusal bağlar bulunsa bile müslümanların onlarla ilişkilerinde çok dikkatli olmaları gerektiği, ancak müslümanlara karşı fiilî bir husumet içinde olmayan gayri müslimlerle iyi ilişkiler içinde olmaya bir engel bulunmadığı bildirilmekte; tevhid mücadelesinde Hz. İbrâhim ve onun yolundan gidenlerin iyi bir örneklik teşkil ettiği hatırlatılmakta; Hudeybiye Barış Antlaşması sonrasında meydana gelen bazı gelişmeler ışığında inkârcı taraftan kaçıp gelen kadınların hukukunun korunmasıyla ilgili hükümlere, bu arada Kur’an nazarında kadının statüsüne ışık tutan bir biat uygulamasına yer verilmektedir.

MÜMTEHİNE SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU

1.Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Halbuki onlar size gelen hakkı inkâr ettiler. Rabbiniz olan Allah'a inandınız diye Resûlü ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer rızamı kazanmak üzere benim yolumda cihad etmek için çıktıysanız (böyle yapmayın). Onlara gizlice sevgi besliyorsunuz. Oysa ben sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa mutlaka doğru yoldan sapmıştır.
2.Şâyet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman olurlar, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatırlar ve inkar etmenizi arzu ederler
3.Yakınlarınız ve çocuklarınız size asla fayda vermeyecektir. Kıyamet günü Allah aranızı ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
4.İbrahim'de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine, "Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir" demişlerdi. Yalnız İbrahim'in, babasına, "Senin için mutlaka bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez" sözü başka. Onlar şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır."
5."Ey Rabbimiz! Bizi, inkar edenlerin zulmüne uğratma. Bizi bağışla. Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin."
6.Andolsun, onlarda (İbrahim ve beraberindekilerde) sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü arzu edenler için güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirirse bilsin ki, Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övülmeye layıktır.
7.Ola ki Allah sizinle, içlerinden düşman olduğunuz kimseler arasına bir sevgi (ve yakınlık) koyar. Allah hakkıyla gücü yetendir. Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.
8.Allah sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah âdil davrananları sever.
9.Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. Kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.
10.Ey iman edenler! Mü'min kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kafirlere geri göndermeyin. Çünkü müslüman hanımlar kafirlere helal değillerdir. Kafirler de müslüman hanımlara helal olmazlar. Mehir olarak harcadıklarını onlara (kocalarına geri) verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Müşrik karılarınızın nikahlarına tutunmayın. (Zira bu nikahlar ortadan kalkmıştır.) Onlara harcadığınız mehri, (evlendikleri kafir kocalarından) isteyin. Kafirler de (İslâm'ı kabul eden ve sizinle evlenen eski hanımlarına) harcamış oldukları mehri (sizden) istesinler. Bu, Allah'ın hükmüdür. O, aranızda hüküm veriyor. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
11.Eğer eşlerinizden biri kafirlere kaçar4 ve siz de onlarla çarpışıp ganimet alırsanız eşleri gidenlere sarfettikleri (mehir) kadarını verin ve inandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının.
12.Ey Peygamber! Mü'min kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek,5 hiçbir iyi işte sana karşı gelmemek konusunda sana biat etmek üzere geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan bağışlama dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
13.Ey iman edenler! Kendilerine Allah'ın gazap ettiği, kabirlerdeki kafirlerin ümit kestikleri gibi tamamen ahiretten ümitlerini kesmiş6 bir toplumu dost edinmeyin.

MÜMTEHİNE SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

1.Ya eyyuhelleziyne amenu la tettehızu 'aduvviy ve 'aduvvekum evliyae tulkune ileyhim bilmeveddeti ve kad keferu bima caekum minelhakkı yuhricunerresule ve iyyakum en tu'minu billahi rabbikum in kuntum harectum cihaden fiy sebiyliy vebtiğae merdatiy tusirrune ileyhim bilmeveddeti ve ene a'lemu bima ahfeytum ve ma a'lentum ve men yef'alhu minkum fekad dalle sevaessebiyli.
2.İn yeskafukum yekunu lekum a'daen ve yebsutu ileykum eydiyehum ve elsinetehum bissui ve veddu lev tekfurune.
3.Len tenfe'akum erhamukum ve la evladukum yevmelkıyameti yefsılu beynekum vallahu bima ta'melune basıyrun.
4.Kad kanet lekum usvetun hasenetun fiy ibrahiyme velleziyne me'ahu iz kalu likavmihim inna bureau minkum ve mimma ta'budune min dunillahi keferna bikum ve beda beynena ve beynekumul'adavetu velbağdau illa kavle ibrahiyme liebiyhi leestağfirenne leke ve ma emliku leke minallahi min şey'in rabbena 'aleyke tevekkelna ve ileyke enebna ve ileykelmesıyru.
5.Rabbena la tec'alna fitneten lilleziyne keferu vağfir lena rabbena inneke entel'azizül hakim.
6.Lekad kane lekum fiyhim usvetun hasenetun limen kane yercullahe velyevmel'ahıre ve men yetevelle feinnallahe huvelğaniyyulhamiydu.
7.'Asallahu en yec'ale beynekum ve beynelleziyne 'adeytum minhum meveddeten vallahu kadiyrun vallahu ğafurun rahıymun.
8.La yenhakumullahu 'anilleziyne lem yukatilukum fiyddiyni ve lem yuhricukum min diyarikum en teberruhum ve tuksitu ileyhim innallahe yuhıbbulmuksitıyne.
9.İnnema yenhakumullahu 'anilleziyne katelukum fiydiyni ve ahrecukum min duyarikum ve zaheru 'ala ıhracikum en tevellevhum ve men yetevellehum feulaike humuzzalimune.
10.Ya eyyuhelleziyne amenu iza caekumulmu'minatu muha ciratin femtehınuhunne allahu a'lemu biiymanihinne fein 'alimtumuhunne mu'minatin fela terci'uhunne ilelkuffari la hunne hıllun lehum ve la hum yehıllune lehunne ve atuhum ma enfeku ve la cunaha 'aleykum en tenkıhuhunne iza ateytumuhunne ucurehunne ve la tumsiku bi'ısamilkevafiri ves'elu ma enfaktum velyes&elu ma enfeku zalikum hukmullahi yahkumu beynekum vallahu 'aliymun hakuymun.
11.Ve in fatekum şey'un min ezvacikum ilelkuffari fe'akabtum featulleziyne zehebet ezvacuhum misle ma enfeku vettekullahelleziy entum bihi mu'minune.
12.Ya eyyuhennebiyyu iza caekelmu'minatu yubayı'neke ala en la yuşrikne billahi şey'en ve la yesrıkne ve la yezniyne ve la yaktulne evladehunne ve la yet'tiyne bibuhtanin yefteriynehu beyne eydiyhinne ve erculihinne ve la ya'sıyneke fiy ma'rufin febayı'hunne vestağfir lehunnallahe innallahe ğafurun rahıymun.
13.Ya eyyuhelleziyne amenu la tetevellev kavmen ğadıballahu 'aleyhim kad yesiu minel'ahıreti kema yeiselkuffaru min ashabilkuburi.

MÜMTEHİNE SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

MÜMTEHİNE SURESİ TEFSİRİ

Medine devrinde Hudeybiye Antlaşması ile Mekke’nin fethi arasındaki dönemde nâzil olmuştur. On üç âyet olup fâsılası د، ر، ل، م، ن harfleridir. Adını 10. âyette geçen “fe’mtehinûhünne” (onları imtihan edin) ibaresinden alır. Bu emir, Hudeybiye Antlaşması’ndan sonra Mekke’den kaçarak müslümanlara sığınan mümin kadınların niyetlerinin anlaşılması amacına yöneliktir. Sûre Mümtehane, İmtihân ve Meveddet olarak da anılır. Mümtehine (imtihan eden) şeklindeki adlandırma sûrenin kendisini nitelerken Mümtehane (imtihan edilen kadın) ilgili âyetin indirilmesine sebep olan hanım sahâbîlere işaret eder. Meveddet (sevgi) adı ise bu kelimenin yer aldığı 1 ve 7. âyetlerle bağlantılıdır.

Mümtehine sûresinin temel konusunu Câhiliye devrinde aynı toplumu oluşturan insanlardan müslüman olanların olmayanlarla münasebetleri oluşturur. İki taraf arasındaki bazı gizli dostluklar ilâhî beyanın müdahalesine zemin hazırlamıştır. Hz. Peygamber seferlerinin hangi cepheye yönelik olacağını genellikle gizli tutardı. Medine döneminin son yıllarında, daha önce Mekkeliler’le yaptığı Hudeybiye Antlaşması’nın içerdiği şartların Mekkeliler’ce ihlâl edilmesi üzerine Mekke’yi fethetme zamanının yaklaştığını düşünüyordu. Bu düşüncesini söylediği sınırlı kişilerden biri olan Hâtıb b. Ebû Beltea Mekke’deki akrabalarının zarar görmemesi için onları haberdar etmeye teşebbüs etmiş, fakat duruma vâkıf olan Resûl-i Ekrem bu haberleşmeyi engellemişti. Sûrenin büyük kısmı bu münasebetle nâzil olmuştur (İbnü’l-Cevzî, VIII, 230-231).

Sûrenin muhtevasını üç bölüm halinde ele almak mümkündür. Birinci bölümde müslümanlardan, İslâm’a karşı direnen, Allah’ın ve müslümanların düşmanları haline gelen, onları dinleri sebebiyle yurtlarından çıkaran, kendilerini tekrar ele geçirdikleri takdirde onları küfre döndürmeye gayret gösterecek olan Mekke müşriklerini dost edinmemeleri ve müslüman toplumun sırlarından onları haberdar etmemeleri istenmektedir. Bu bölümde yakın akraba ve aile fertlerine olan sevginin inananları düşmanla iş birliği yapmaya sevketmemesi gerektiği dile getirilmekte ve buna babasının hak dini benimsemesi için büyük gayret sarfeden Hz. İbrâhim ile ona iman edenler örnek gösterilmektedir. Bununla birlikte iki toplum arasında iman-küfür mücadelesi zemininde sürdürülen münasebetlerin Mekke’nin fethiyle yeni bir döneme gireceğine dair işaretler görülmektedir. Nitekim sûrenin yedinci âyetinde iki düşman toplum arasında Allah’ın dostluk hisleri yaratmasının uzak olmadığı ifade edilmekte, ardından da müslümanlara karşı düşmanlık beslemeyenlere iyilik yapmanın yasaklanmadığı belirtilmektedir (âyet 1-9).

Sûrenin ikinci bölümünde, Medine toplumunun siyasî varlığının kabul edildiği Hudeybiye Antlaşması’ndan sonra Mekke’den gelip Medine’ye sığınan ve müslüman olduğunu söyleyen kadınlarla müslümanların nezdinde bulunan veya Mekke’ye kaçan kâfir kadınlara uygulanacak işlemler yer alır. Bu hususta inanç özgürlüğü esas alındığından müslüman olduğunu söyleyen hanımların samimiyetleri denendikten sonra Mekke’ye iade edilmemesi, küfrü tercih edenlerin de geri istenmemesi emredilmiştir (âyet 10-11).

Sûrenin iki âyetten oluşan üçüncü bölümünün Mekke’nin fethi sırasında nâzil olduğu kaydedilir (Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr, VI, 636). Bu da 7. âyette vaad edilen sevgi ve barış döneminin başlangıcıdır. 1. âyette Resûlullah’a peygamber ve devlet başkanı olarak biat etmek isteyen yeni müslüman olmuş kadınların biat şartlarına yer verilmekte ve Resûl-i Ekrem’den onlar için Allah’tan af dilemesi istenmektedir. Bu şartlar Allah’a ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuğunu düşürmek suretiyle öldürmemek, başkasından edinilen çocuğu kendi kocasına nisbet etmemek ve iyi işlerin gerçekleştirilmesinde Resûlullah’a karşı gelmemekten ibarettir. Sûre, Allah’ın gazap ettiği insanlarla dostluk kurmamaları konusunda müminleri tekrar uyaran bir âyetle sona ermektedir.

Sûrenin faziletiyle ilgili olarak bazı tefsir kaynaklarında yer alan, “Mümtehine sûresini okuyan kimse için kıyamet gününde mümin erkek ve kadınlar şefaatçi olur” meâlindeki hadisin (meselâ bk. Zemahşerî, IV, 96) sahih olmadığı anlaşılmaktadır (Muhammed et-Trablusî, II, 723).

Haberin Devamı

MÜMTEHİNE SURESİ TEFSİRİNİ OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ

BAKMADAN GEÇME!