Hümeze Suresi Oku - Hümeze Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)

Güncelleme Tarihi:

Hümeze Suresi Oku - Hümeze Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 09, 2020 17:01

Hümeze suresi okunuşu ve anlamı Müslümanlar tarafından yoğun ilgi görüyor. Mekke döneminde nâzil olan sure dokuz ayetten oluşmaktadır. Nüzûl sırası itibariyle otuz ikinci suredir. Sure ismini 1. ayette geçen, “başkalarını arkadan çekiştirip kötülemeyi huy edinen kimse” anlamındaki hümeze kelimesinden alır. İşte Hümeze suresi Türkçe ve Arapça okunuşu…

Haberin Devamı

Hümeze suresini okumak isteyen vatandaşlar Türkçe ve Arapça yazılışını araştırıyorlar. Sûre ismini 1. âyette geçen hümeze kelimesinden almıştır. Kıyâme sûresinden sonra, Mürselât sûresinden önce nâzil olduğuna dair rivayetler dikkate alındığında Hz. Muhammed’in peygamber oluşunun üç veya dördüncü yılında indiği söylenebilen surede dokuz ayet bulunuyor. Hümeze suresinin Türkçe ve Arapça okunuşuna aşağıdan ulaşabilirsiniz.

HÜMEZE SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU

  1. Veylül li külli hümezetil lümezeh.
  2. Ellezıcemea malev ve addedeh
  3. Yahsebü enne malehu ahledeh
  4. Kella le yümbezenne fil hutameh
  5. Ve ma edrake mel hutameh
  6. Narullahil mukadeh
  7. Elleti tettaliu alel ef'ideh
  8. İnneha aleyhim mü'sadeh
  9. Fi amedim mümeddedeh

HÜMEZE SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

Hümeze Suresi Oku - Hümeze Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)

Hümeze Suresi Oku - Hümeze Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)

Haberin Devamı

HÜMEZE SURESİ ANLAMI VE DİYANET MEALİ

Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay haline! ﴾1-2﴿ O, malının, kendisini ebedileştirdiğini sanır. ﴾3﴿

Hayır! Andolsun ki o, Hutâme'ye atılacaktır. ﴾4﴿ Hutame'nin ne olduğunu sen ne bileceksin? ﴾5﴿ O, Allah'ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir. ﴾6-7﴿ Şüphesiz uzatılmış direkler arasında (bağlı oldukları halde) ateş onların üzerine kapatılacaktır. ﴾8-9﴿

HÜMEZE SURESİ TEFSİRİ

“Vay haline!” diye çevirdiğimiz veyl kelimesi “çetin azap, helâk, yok olma, rezil rüsvâ olma, cehennemde bir vadi, beddua” anlamlarına gelmektedir. Meâlde bunların tamamına işaret eden “vay haline” lafzı kullanılmıştır. “Arkadan çekiştiren” diye çevirdiğimiz hümeze kelimesi ise “birini arkasından çekiştirmek, kaş göz, el kol işaretleriyle onunla alay etmek, aşağılamak” mânalarına gelen hemz kökünden türemiş bir sıfat olup “insanları arkadan çekiştirmeyi, şeref ve haysiyetlerini yaralamayı alışkanlık haline getiren, bundan zevk alan kimse” demektir. “Ayıp kusur arayan” diye çevirdiğimiz lümeze kelimesi de benzer davranışları arkadan değil, kişinin yüzüne karşı gösteren kimseyi ifade eder. Bu âyetlerin, mal ve servetinin çokluğuyla gururlanıp insanlarla alay ederek onların şahsiyetlerini zedeleyen Ahnes b. Şüreyk isimli putperest Arap hakkında indiği rivayet edilmiştir (bk. Kurtubî, XX, 183). Ancak sûrenin iniş sebebinin özel olması hükmünün genel olmasına engel değildir. İslâm dini, insan şahsiyetinin ve onurunun korunmasına son derece önem verdiği için Kur’an bu tür davranışları kınamakta ve böyle davranışlar sergileyenlerin âhirette ateşle cezalandırılacağını haber vermektedir. 2-3. âyetler servetinin çokluğuna gururlanıp insanlarla alay eden kimselerin aynı zamanda helâl haram demeden mal toplayan, onu saklayan, fakirlik korkusuyla cimrilik ederek onu hayır yolunda harcamaktan kaçınan, fakirin hakkını vermeyen ve servetinin kendisini ebedîleştireceğini sanan kimseler olduklarını da ifade etmektedir.

Haberin Devamı

Hutame, “kıran, parçalayan” anlamında bir sıfat olup içine atılan her şeyi yakarak kırıp geçiren cehennemi veya onun özel bir bölümünü ifade eder. “Hayır” anlamına gelen 4. âyetin başındaki kellâ kelimesi, asıl gerçeğin yukarıda nitelikleri anlatılan o bedbaht inkârcının düşündüğü gibi olmadığını gösteren bir uyarı amacı taşır. Nitekim devamında onun mutlaka cehenneme atılacağı bildirilmektedir. 5. âyetteki soruyla cehennemin son derece korkunç bir yer olduğuna vurgu yapılmıştır. Burada dünyadayken gönül incitip yürek yakan suçluların, günahkârların –zindandaki mahpuslar, esirler gibi– uzun direklere, sütunlara bağlandıkları, ateşten kaçıp kurtulmanın mümkün olmadığı bir cehennem tasviri yapılmaktadır. Öyle ki, her şeyi yakıp kavuran ateş, ta yüreklere kadar bütün vücudu sarıp kuşatıyor! Çünkü o günahkâr da dünyada zayıf, çaresiz mâsumların yüreklerini yakmıştı. Her kötülük önce kalptedir, oradan başlar ve inkâr, hakaret, küfür, alay, aşağılama, çekiştirme, saldırı vb. eylemler olarak dışa taşar. Onun için âyette azabın da kalpleri saracağı belirtilmiştir.

BAKMADAN GEÇME!