Güncelleme Tarihi:
Hadid Suresi Mushaftaki sıralamada elli yedinci, iniş sırasına göre doksan dördüncü sûredir. Zilzâl sûresinden sonra, Muhammed sûresinden önce nâzil olmuş ve genellikle Medine’de inen sûreler arasına yerleştirilmiştir. Hadid Suresi için İbn Âşûr bunun, Mekkî mi Medenî mi olduğu hususu en tartışmalı sûre olduğunu ifade eder. Fakat hemen bütün âlimler hem Mekkî hem Medenî âyetler ihtiva ettiğini kabul ederler. İşte, Hadid Suresi Türkçe ve Arapça okunuşu başta olmak üzere tefsiri ve anlamı hakkında detaylı bilgiler
HADİD SURESİ ANLAMI
Hadid Suresi için 25. âyetindeki “demir” anlamına gelen hadîd kelimesi sûreye ad olmuştur.
Allah Teâlâ’nın bazı sıfatlarına, evrendeki mutlak egemenliğine dikkat çekilerek başlayan sûrede, iman ve infakın önemi üzerinde durulmakta, âhirette müminler münafıklardan ve kâfirlerden ayrılıp kurtuluşa ererlerken diğerlerinin içine düşeceği acı durum tasvir edilmekte, dünya hayatının âhiret inancından bağımsız olması halinde anlamını yitireceği, buna karşılık insanın iyi bir kul olabilmek için hıristiyan rahiplerinin yaptığı gibi dünyayı tamamen terketmesinin gerekmediği hususu işlenmektedir.
HADİD SURESİ FAZİLETİ
Tesbih ifadesiyle başladıkları için “müsebbihât” diye anılan beş sûrenin ilkidir (diğerleri Haşr, Saf, Cum‘a ve Tegåbün sûreleridir). Bu ve devamındaki dört sûrenin faziletiyle ilgili olarak şöyle bir hadis rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber yatmadan önce “müsebbihât”ı okur ve bunlarda bin âyetten faziletli bir âyetin bulunduğunu söylerdi (Tirmizî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 21, “Da‘avât”, 22).
HADİD SURESİ TEFSİRİ
Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. ﴾1﴿ Göklerin ve yerin hükümranlığı yalnızca O'nundur. Diriltir, öldürür. O her şeye hakkıyla gücü yetendir. ﴾2﴿ O, ilk ve sondur. Zâhir ve Bâtın'dır. O, her şeyi hakkıyla bilendir. ﴾3﴿ O, gökleri ve yeri altı günde (altı evrede) yaratan, sonra Arş'a kurulandır. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir. ﴾4﴿ Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Bütün işler ancak ona döndürülür. ﴾5﴿ Geceyi gündüze sokar, gündüzü de geceye sokar. O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir. ﴾6﴿
Evrendeki bütün varlıkların Allah’ı tesbih ettiklerinin belirtilmesini takiben, O’nun eşsizliğini ve benzersizliğini gösteren niteliklerine dikkat çekilerek bu tesbihin gerekçesi sayılabilecek bir açıklama yapılmaktadır: O, üstün güç ve engin hikmet sahibidir (azîz ve hakîmdir); göklerde ve yerde mutlak egemenlik O’nundur; O, hem hayat verme hem hayatı sona erdirme kudretini haizdir ve gücünün yetmeyeceği iş yoktur; O, evvel ve âhir, zâhir ve bâtındır, ilmi her şeyi kuşatmıştır; belli hikmetlerle gökleri ve yeri yaratmıştır, kendisi ise zamandan ve mekândan münezzehtir, ama her yerde hâzır ve nâzırdır. Yerde ve gökte cereyan eden her şeyi ve yapılanları görmektedir. Göklerin ve yerin egemenliği öylesine O’nundur ki onların ve oralarda bulunanların âkıbetine hükmedecek olan da yalnız O’dur ve bütün işler dönüp dolaşıp O’na varır. Kulların içinde yaşadığı zamanın gece ve gündüz şeklinde dilimlere ayrılması da O’nun kudretinin eseridir, dolayısıyla O’ndan gizlenebilecek hiçbir şey yoktur. O kalplerin derinliklerinde bulunanları dahi bilmektedir. Tesbih, kısaca, bir yandan şuurlu varlıkların iradî olarak Allah Teâlâ’nın her türlü noksanlıktan uzak olduğunu söz ve davranışlarla ortaya koymaları diğer yandan da evrendeki bütün varlıkların ilâhî yasalara zorunlu olarak boyun eğip O’nun hükümranlığını itiraf etmeleri anlamına gelir (ayrıca bk. İsrâ 17/44). 3. âyette zikredilen “evvel, âhir, zâhir, bâtın” isimleri Hz. Peygamber’in, Allah’ın doksan dokuz isminin sayıldığı “esmâ-i hüsnâ” ile ilgili hadisin yanı sıra, onun şu şekilde başlayan bir münâcâtında da yer alır: “Allahım! Sen evvelsin, senden önce olan yoktur; sen âhirsin, senden sonra da hiçbir şey yoktur. Sen zâhirsin, senden daha açık ve üstün olan yoktur; Sen bâtınsın, senden daha gizli ve senden öte hiçbir şey yoktur...” (Müslim, “Zikr”, 61; Tirmizî, “Da‘avât”, 19). Bunların anlamları kısaca şöyledir: a) Evvel: Allah Teâlâ kadîmdir, ezelîdir; varlığının başlangıcı yoktur; O, her şeyin başlangıcı ve başlatıcısıdır. b) Âhir: Allah Teâlâ bâkidir, ebedîdir; varlığının sonu yoktur; her şey sonludur ve sonunda O’na ulaşmak üzere vardır. c) Zâhir: Allah Teâlâ’nın varlığı ve varlığının kanıtları, kudretinin eserleri açıktır. O açıkta olanları bilir; üstündür, yücedir, hikmet sahibidir. d) Bâtın: O’nun zâtının mahiyeti gizlidir, yaratılmışlarca bilinemez; gözler O’nu göremez, akıllar O’nu idrak edemez, muhayyileler O’nu kuşatamaz. O ise bütün gizlilikleri bilir, her şeye nüfuz eder (bilgi için bk. Bekir Topaloğlu, “Âhir”, “Bâtın”, “Evvel” maddeleri, DİA, I, 542, V, 187, XI, 545). Âyeti “O evveldir, âhirdir, zâhirdir, bâtındır” veya “O evvel, âhir, zâhir ve bâtındır” şeklinde de çevirmek mümkündür; meâlde, “ve” bağlaçlarının rolüyle ilgili olarak Zemahşerî’nin yaptığı açıklama (IV, 63-64) esas alınıp bu isimlerden ilk ikisiyle son ikisi arasındaki bağı belirginleştiren bir tercüme yapılmıştır. İbn Âşûr ise bu yaklaşımı isabetli bulmaz (bk. XXVII, 363; bu konudaki bazı mâna incelikleri ve kelâm problemleri hakkında bilgi için bk. Râzî, XXIX, 209-214; Allah’ın gökleri ve yeri altı günde yaratması ve arşa istivâ etmesi hakkında bilgi için bk. A‘râf 7/54; “gökten inen ve ona yükselen” ifadesi için bk. Sebe’ 34/2; Allah’ın geceyi gündüze, gündüzü geceye katması hakkında bk. Âl-i İmrân 3/27).
HADİD SURESİ TEFSİRİNİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ
HADİS SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU
1. | Sebbeha lillahi ma fiyssemavati velardı ve huvel'aziyzulhakiymu. |
2. | Lehu mulkussemavati vel'ardı yuhyiy ve yumiytu ve huve 'ala kulli şey'in kadiyrun. |
3. | Huvel'evvelu vel'ahıru vezzahiru velbatınu ve huve bikulli şey'in 'aliymun. |
4. | Huvelleziy halekassemavati vel'arda fiy sitteti eyyamin summesteva 'alel'arşi ya'lemu ma yelicu fiylardı ve ma yahrucu minha ve ma yenzilu minessemai ve ma ya'rucu fiyha ve huve me'akum eyne ma kuntum vallahu bima ta'melune besıyrun. |
5. | Lehu mulkussemavati vel'ardı ve ilellahi turce'ul'umuru. |
6. | Yuliculleyle fiynnehari ve yulicunnehare fiylleyli ve huve 'aleymun bizatissuduri. |
7. | Aminu billahi ve resulihi ve enfiku mimma ce'alekum mustahlefiyne fiyhi felleziyne amenu minkum ve enfeku lehum ecrun kebiyrun. |
8. | Ve ma lekum la tu'minune billahi verresulu yed'ukum litu'minu birabbikum ve kad ehaze miysakakum in kuntum mu'miniyne. |
9. | Huvelleziy yunezzilu 'ala 'abdihi ayiten beyyinatin liyuhricekum minezzilimati ilennuri ve innallahe bikum lereufun rahıymun. |
10. | Ve malekum ella tunfiku fiy sebiylellahi ve lillahi miyrasussemavati vel'ardı la yesteviy minkum men enfeka min kablilfethı ve katele ulaike a'zamu dereceten minelleziyne enfeku min ba'du ve katelu ve kullen ve'adallahulhusna vallahu bima ta'melune habiyrun. |
11. | Men zelleziy yukridullahe kardan hasenen feyuda'ıfehu lehu ve lehu ecrun keriymun. |
12. | Yevme terelmu'miniyne velmu'minati yes'a nuruhum beyne eydiyhim ve bieymanihim buşrakumulyevme cennatun tecriy min tahtihel'enharu haliduyne fiyha zalike huvelfevzul'azıymu. |
13. | Yevme yekululmunafikune velmunafikatu lilleziyne amenunzurna naktebis min nurikum kıylerci'u veraekum feltemisu nuren feduribe beynehum bisurin lehu babun batınuhu fiyhirrahmetu ve zahiruhu min kıbelihul'azabu. |
14. | Yunadunehum elem nekun me'akum kalu bela ve lakinnekum fetentum enfusekum ve terabbastum vertebtum ve ğarretkumul'emaniyyu hatta cae emrullahi ve ğarrekum billahilğaruru. |
15. | Felyevme la yu'hazu minkum fidyetun ve la minelleziyne keferu me'vakumunnaru hiye mevlakum ve bi'selmesıyru. |
16. | Elem ye'ni lilleziyne amenu en tahşe'a kulubuhum lizikrillahi ve ma nezele minelhakkı vela yekunu kelleziyne utulkitabe min kablu fetale 'aleyhimul'emedu fekaset kulubuhum ve kesiyrun minhum fasikune. |
17. | İ'lemu ennallahe yuhyiyl'arda ba'de mevtiha kado beyyenna lekumul'ayati le'allekum ta'kılune. |
18. | İnnelmusaddikıyne velmusaddikati ve akredullahe kardan hasenen yuda'afu lehum ve lehum ecrun keruymun. |
19. | Velleziyne amenu billahi ve rusulihi ulaik humussıddiykune veşşuhedau'ınde rabbihim lehum ecruhum ve nuruhum velleziyne keferu ve kezzebu biayatina ulaik ashabulcahıymi. |
20. | I'lemu ennemelhayatuddnuya le'ıbun ve lehvun ve ziynetun ve tefahurun beynekum ve ziynetun ve tefahurun biynekum ve tekasurun fiyl'emvali vel'evladi kemeseli ğaysin a'cebelkuffare nebatuhu summe yekunu hutamen ve fiyl'ahıreti 'azabun şeduydun ve mağfiretun minallahi ve rıdvanun ve melhayatuddunya illa meta'ulğururi. |
21. | Sabiku ila mağfiretin min rabbikum ve cennetin 'arduha ke'ardissemai vel'ardı u'ıddet lilleziyne amenu billahi ve rusulihi zalike fadlullahi yu'tiyhi men yeşa'u vallahu zulfadlil'azıymi. |
22. | Ma esabe min musıybetin fiyl'ardı ve la fiy enfusikum illa fiy kitabin min kabli en nebreeha inne zalike 'alellahi yesiyrun. |
23. | Likeyla te'sev 'ala ma fatekum ve la tefrahu bima atakum vallahu la yuhıbbu kulle muhtalin fehurin. |
24. | Elleziyne yebhalune ve ye'murunennase bilbuhli ve men yetevelle feinnallahe huvelğaniyyulhamiydu. |
25. | Lekad erselna rusulena bilbeyyinati ve enzelna me'ahumulkitabe velmiyzane liyekumennasu bilkıstı ve enzelnelhadiyde fiyhi be'sun şediydun ve menafi'u linnasi ve liya'lemallahu men yensuruhu ve rusulehu bilğaybi innallahe kaviyyun 'aziyzun. |
26. | Ve lekad erselna nuhan ve ibrahiyme ve ce'alna fiy zurriyyetihimennubuvvete velkitabe feminhum muhtedin ve kesiyrun minhum fasikune. |
27. | Summe kaffeyna 'ala asarihim birusulina ve kaffeyna bi'ıysebni meryeme ve ateynahul'inciyle ve ce'alna fiy kulubilleziynettebe'uhu re'feten ve ramheten ve rehbaniyyetenibtede'uha ma ketebnaha 'aleyhim illebtiğae rıdvanillahi fema re'avha hakka ri'ayetiha feateynelleziyne amenu minhum ecrehum ve kesiyrun minhum fasikune. |
28. | Ya eyyuhelleziyne amenuttekullahe ve aminu biresulihi yu'tikum kifleyni min rahmetihi ve yec'al lekum nuren temşune bihi ve yağfir lekum vallahu ğafurun rahıymun. |
29. | Liella ya'leme ehlulkitabi ella yakdirune 'ala şey'in min fadlillahi ve ennelfadle biyedillahi yu't'yhi men yeşa'u'vallahu zulfadlil'azıymi. |
HADİD SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU