Ebu Süfyan Kimdir? Ebu Süfyan'ın Hayatı

Ebu Süfyan Müslüman olmadan öncesindeki düşman tavırlarının ardından Müslüman olduktan sonra sevilen ve Mekke’nin fethedildiği gün kan akmadan Mekke’yi Müslümanların almasını sağlayıp halkı teskin eden bir sahabe olmuştur.

 Ebu Süfyan Kimdir?

 Miladi 565 yılında ve hicretten tam elli yıl kadar önce Mekke’de doğmuştur. Ticaret ile uğraşan ve o dönemde Mekke’de okuma yazma bilen sayılı kişilerden birisiydi. Suriye’ye ticaret yapmaya gidip gelirdi. Muhammed (s.a.v.)’in çocukluğundaki en samimi olduğu arkadaşıydı. Hicretten sonraki ikinci yıl ve Ramazan ayında Şam’dan Mekke’ye Ebu Süfyan önderliğinde oldukça büyük bir kervanın geldiği haberi alınmıştı. Resulallah (s.a.v.) emir verdi ve bu kervanın ele geçirilmesi için sahabelerini gönderdi. Bu durumdan Ebu Süfyan haberdar edildi ve Ebu Süfyan kervanın yolunu değiştirerek Mekke’ye ulaştı.

 Müşrikler Müslümanların bu davranışını kendilerine yediremedi. Ebu Cehil ile Kureyş’in ileri gelenleri modern silahlar ile kuşanan bin kişilik ordu hazırlayıp Medine’ye hareket etti. Resulallah (s.a.v.) onları Bedir’de İslam’ın ilk ordusu ile onları karşıladı. Bedir Savaşı’nda büyük kahramanlıklar gösterildi ve Allah yolunda dayı, amca, baba denmeden savaşarak zafer elde edildi ve bu savaş sırasında Ebu Cehil öldürüldü. Ebu Süfyan ise Mekke’nin yeni reisi oldu. Hicretin üçüncü yılında Bedir Savaşı’nın intikamını almak için üç bin kişilik ordu hazırlanarak yola çıktı. Uhud’da Resulallah (s.a.v.) ile karşılaştılar ve Müslümanlar ilk başta galip iken sonradan mağlup oldular ve ağır kayıplar verildi. Ebu Süfyan ise Hendek Savaşı sırasına kadar Mekke’nin lideri olmaya devam etti.

 Ebu Süfyan’ın Hayatı

 Müslümanlar ile Mekkeli müşrikler arasında bir anlaşma yapılmıştı fakat bu anlaşmayı Huzaa kabilesine saldıran müşrikler bozdu. Bunun üzerine Huzaa kabilesine yardım teklif eden Resulallah (s.a.v.)’in bu teklifi duyuldu ve müşrikler korkarak Ebu Süfyan’a yeniden anlaşma yapması için gittiler. Fakat Ebu Süfyan karşısında kimseyi bulamadı Resulallah’ın zevcelerinden biri olan kızının yanına gittii, diğer sahabelerin yanına gitti fakat istediği karşılığı alamadı. Resulallah (s.a.v.)’i gördüğünde talebini bildirdi fakat yine istediği karşılığı alamadı. O günden bahsederken Ebu Süfyan daha önce hiçbir zaman sahabelerinin Resulallah (s.a.v.)’e bağlı oldukları kadar bir bağlılık görmediğini söyledi. Ve sanki hepsi tek bir kalp olmuş gibilerdi dedi. Ebu Süfyan ordusunun yanına geri döndü ve burada çocukluk arkadaşlarından biri olan Abbas (r.a.)’ı gördü. Hz. Ömer (r.a.) gibi bazı sahabeler düşmanlarını o an öldürmek istedi fakat Abbas (r.a.) Resulallah (s.a.v.)’in onu affettiğini söyleyerek affetti ve Ebu Süfyan’a La İlahe İllallah diyeceği zamanın hala gelip gelmediğini sordu. Şefkat ile ve nazik şekilde davrandı. Ebu Süfyan ise kendilerine bu kadar zaman boyunca düşmanlık ile davrandığını ama Abbas(r.a.)’ın kendisinin hidayet bulmasını, iyiliğini istediğini söyleyerek orada Müslüman oldu.

 Resulallah (s.a.v.) Amcası olan Abbas(r.a.)’a Ebu Süfyan’ı İslam ordusunun geçtiği yere götürmesin istedi. Ordu tüm ihtişamı ile gelirken her yer Allahu Ekber sesler ile yankılanıyordu. Ebu Süfyan ordunun bu halini görünce gönlünde daha da bir yumuşaklık oluştu ve Mekke’ye döndü. Mekkelilere Muhammed (s.a.v.)’in ordusunun kapıda olduğunu ve kim evinin içine girdiyse o kişinin güvende olduğunu, Kabe’ye kim sığınırsa onun güvende olduğunu söyledi. Mekkelileri yatıştırdı ve kan dökülmeden Mekke’nin fethedilmesini sağladı. Mekkeliler kadını ile erkeği ile gelip Resulallah (s.a.v.)’e biat etti. Ebu Süfyan Ömer (r.a) ve Ebu Bekir (r.a.) döneminde valilik yaptı. Yetmiş yaşında Suriye fethinde orduya katıldı. 88 yazında Medine’de vefat etti.