Güncelleme Tarihi:
Ebu Cehil ismi Müslümanlar tarafından asıl adı Amr bin Hişam olan kişiye verilmiştir. Bu isim manası itibariyle cahilliğin babası anlamına gelmektedir.
Ebu Cehil Kimdir?
Ebu Cehil, bu ismi almadan önce Ebu’l Hakem olarak tanınmakta ve Mekke’nin ileri gelenleri arasında yer almaktaydı. Hakem olarak anılmasının sebebi; tarafsız ve dürüst bir kişiliğe sahip olmasındandı. Sonralarında İslma’a karşı düşmanca hareketleri sebebiyle Ebu Cehil olarak isimlendirildi. Ticari bağları bulunan ve büyük bir serveti olan Ebu Cehil’in hayatı İslamiyet düşmanlığı ile geçti. Bu bağlamda, kendisi Müslüman olanları dinlerinden çevirmek için çeşitli işler yaptı. İtibarlı kimseleri bunu kaybetmekle, ticaretle uğraşanları ise iflas ettirmekle tehdit etti. Güçsüz ve kimsesiz olan insanları da İslam yolundan eziyet ederek çevirmeye çalıştı.
Ebu Cehil, Hz. Muhammed’i ashabının yanında küçük düşürmek için de bazı işler yapmıştır. Bu bağlamda, Hz. Muhammed’in namaz kıldığı bir esnada üzerine deve leşi atılmıştır. Bir diğer gün de Safa Tepesi’nde Hz. Muhammed’e kötü sözler söylenmiştir. Hatta bu işleri duyan Hz. Hamza’nın Ebu Cehil’i bularak, onu başından yaraladığı da rivayet edilmektedir.
Ebu Cehil’in Hayatı
Asıl adı Amr bin Hişam olan Ebu Cehil’in 570’li yıllarda Mekke’de doğduğu bilinmektedir. Hz. Muhammed’in, Mekke’de kudreti olan bazı kişilerin İslamiyet’e hizmet etmesi için dua ettiği bilinmektedir. Bu noktada onun dua ettiği iki kişinin Ömer bin Hattab ile Ebu Cehil olduğu bilinmektedir. Buradan da görüleceği üzere Ebu Cehil’in itibar ve servet yönünden zengin bir kimse olduğu çıkarımı yapılmaktadır.
Ebu Cehil’in Müslümanlara karşı tavrı çok sayıda ayet inmesine sebep olmuştur. Bu ayetler; Alak Suresi’nin 9-19. ayetleri ile Kalem Suresi’nin de neredeyse tamamıdır. Ebu Cehil ile ilgili Alak Suresi’nde geçen bazı ayetler ise aşağıdaki gibi sıralanmaktadır.
- Alak Suresi, 9-10: “Gördün mü, bir kulu namaz kılarken engelleyen o adamı? Peki, düşündün mü (ey inkârcı), ya o kul doğru yolda ise?”
- Alak Suresi, 17-19: “O hemen kurultayını çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız! Sakın onun isteğine uyma! Secdeye kapan ve Allah’a yakınlaş.”
Kur’an-ı Kerim’i ve ayetlerini yalanlayan Ebu Cehil ve arkadaşları hac mevsiminde Mekke girişlerini kontrol altına almışlardır. Bu kontrol ile de Müslümanların ibadet yapması ve Hz. Muhammed ile görüşmesi engellenmiştir. Ebu Cehil’in düşmanca tavırları bunlarla da sınırlı kalmamıştır. Hicret’ten biraz önce Ebu Cehil, Beni Mahzum reisliğine getirilmiştir. Bundan sonra da kendisi her fırsatta Müslümanlara hem sözlü hem de fiili saldırıda bulunmuştur. Müslümanların üç sene boyunca Ebu Talib mahallesinde tecrit edilmesi ve onlara gelen yardımların kesilmesi de Ebu Cehil’in planladığı işler arasındadır. Hz. Muhammed’in evinin çevrelenmesi ve öldürülmesi planı da Ebu Cehil tarafından yapılmıştır.
Bedir Savaşı’nda müşriklerin tüm giderlerini karşılayan Ebu Cehil yine bu savaşta öldürülmüştür. Bu bağlamda, Ebu Cehil’in Ensarlar arasındaki Afra’nın iki oğlu (Muaz ve Muavviz) tarafından öldürüldüğü rivayet edilmektedir. Ebu Cehil, öldürüldükten sonra diğer müşriklerle birlikte kör kuyulardan birinin içine atılmıştır. Ebu Cehil’in ölümünün ardından oğlu İkrime’nin ise Müslümanlığı kabul ettiği görülmektedir. Hz. Muhammed, Ebu Cehil’in tüm bu hareketleri karşısında kendisine “Müslümanların Firavunu” yakıştırması yapmıştır.