Güncelleme Tarihi:
Tebük seferi dönüşünde 631 yılında yapılacak olan haccın cahiliye Araplarının uygulamış olduğu nesi nedeni ile zilkade ayında vaktinden önce yapılacağını bilen peygamber, bu geleneğe son vermek için veda haccına kadar bekledi. Peygamber ilk haccı Hz. Ebubekir yönetiminde yaptırarak cahiliye dönemindeki geleneğin artık son bulduğunu da beyan etti.
Veda Hutbesi
Veda hutbesi, Hz. Peygamberin hicri takvime göre 10. yılda yaptığı son kutbedir. Hz. Peygamber son olarak yerine getirdiği veda hutbesinde bu hutbenin son hutbe olduğunu ve bir daha hac edemeyeceğini bildirmiştir. Bu hutbe ile birlikte Hz. Peygamber vefatının yakın olduğunu da tüm Müslüman alemine de bildirmiştir. Veda hutbesi ilk bakıldığında tek bir hutbe gibi görülse de gerçek anlamda bu hutbe Arafat'ta, Mina'da ve sonra yeniden Mina'da olmak üzere arife günü bayramın 1. ve 2. günlerinde parça parça olarak yerine getirilmiştir.
Veda hutbesi farklı yerlerde yerine getirildiği için birçok kesim tarafından farklı farklı yorumlanmıştır. Hutbenin farklı yerlerde yerine getirilmiş olması bir hutbeye şahit olanın diğer hutbelerden haber alamamasından dolayı farklı yorumlamalar ortaya çıkmıştır. Daha sonra bu karışıklığa son vermek için üç farklı zamanda yapılan bu hutbeler bir araya getirilerek karışıklığa son verilmiştir.
Veda Hutbesi Nedir?
Veda hutbesi, Hz. Peygamberin İslamiyet’in doğuşundan Allah'ın emirlerini insanlara tebliğ etme görevinin aktif olarak sona erdiği, son kez hutbeye ve hacca nail olduğunu bildiren hutbedir. Bu hutbe tüm dünya Müslümanlarınca büyük bir üzüntü ile karşılanmıştır. Çünkü bu hutbe aynı zamanda Hz. Peygamberin ölümünün yaklaştığını bildirdiği bir hutbedir. Veda hutbesi genel anlamda Hz. Peygamberin dünya Müslümanlarına hitap ettiği vasiyet hutbesi olarak da biliniyor.
Veda hutbesinde Hz. Peygamberin söylemlerinin tüm dünya insanlığını ilgilendiren bir konu olması ve kardeşlik barış gibi kavramların vurgulanması nedeni ile demokratik bir hutbe olarak da nitelendiriliyor. Çünkü Hz. Peygamberin tüm insanların birbirine eşit olduğunu, bir insanın diğer üzerinde herhangi bir üstünlüğünün olmadığını, bu durumun Arapların da diğer dünya Müslümanlarından üstün olmamasını da içermesi nedeni ile demokratik bir hutbe olarak kabul ediliyor.
Veda Haccı
Veda haccı, peygamberin veda hutbesi sonrasında yerine getirdiği son hac görevidir. Veda haccı, Hz. Peygamber tarafından tüm Müslümanlara veda hutbesinde aktarılmıştır. Veda haccının Hz. Peygamberin son haccı olması nedeni ile tüm dünya Müslümanları için önemi daha büyüktür. Hz. Peygamberin veda haccı yapacağını bilen birçok Müslüman dünyanın çeşitli yerlerinden Arabistan topraklarına gelmiştir. Bu durum hem hac görevini ifa etmenin mutluluğuna neden olurken hem de Hz. Peygamberin son hac görevi olmasından dolayı hüzünlere neden olmuştur.
Peygamberimiz Hz. Muhammed'in Veda Hutbesi
Peygamberimiz Hz. Muhammed, kendisine peygamberlik görevi tebliğ edildiği günden son nefesine kadar elçilik görevini tam olarak yerine getirdiğini, son din olan İslamiyet’in büyük zorluklar ile insanlığa sunulduğunu veda hutbesi ile tüm insanlığa son kez duyurmuştur. Veda hutbesinde peygamberimiz bir Müslümanın nasıl olması gerektiği konusunda açıklamalar yaparken Allah'ın kelamı olan ayetler ile de dini vecibelerin nasıl yerine getirileceğini bildirmiştir.
Hz. Peygamberimiz veda hutbesinde sadece Müslümanlar için değil aynı zamanda tüm insanlık için de önemli mesajlar vermiştir. Özellikle yeryüzünde bulunan tüm insanların birbiri ile eşit olduğunu, hiçbir kişi ya da zümrenin diğer kişi ya da zümreden üstün olmadığını beyan ederek İslamiyet’in demokrasi kavramına ne derece önem verdiğini de belirtmiş oldu.
Diyanet İşleri Başkanlığı da Veda Hutbesi hakkında "“Veda Hutbeleri, tarihin en muhteşem ve en büyük değişimini gerçekleştiren bu nebevi mücadelenin sonunda, Sevgili Peygamberimizin ümmete ve bütün insanlığa evrensel mesajlarını içeren veciz bir hitabedir. Peygamber Efendimizin Veda Haccı esnasında Arafat’ta, Müzdelife’de, Mina'da irad ettiği hutbelerin mecmuundan oluşan Veda Hutbeleri, adeta Hz. Peygamberin 23 yıllık risalet görevini, gaye, ilke, yöntem ve ufuk açısından özetleyen bir vesikadır. Onun, ümmetine son tavsiyeleri ve vasiyetleri olması itibariyle de çok özel bir öneme sahiptir. Bu manada veda hutbeleri, tevhitten adalete, temel haklardan evrensel hukuk ilkelerine, ahlaktan iktisada kadar İslam düşünce ve medeniyetinin ana ilkelerini ortaya koyan kapsamlı bir metindir. Peygamberimiz ve ona inanan Müslümanlar, bu temel prensiplerle çok kısa bir zamanda zihin, fikir ve ahlak planında, bireysel, toplumsal ve evrensel düzeyde, tarihin en büyük inkişafı ve inkılabını gerçekleştirmiştir.” görüş bildirmiştir.