Potada bahis bombası

Güncelleme Tarihi:

Potada bahis bombası
Oluşturulma Tarihi: Nisan 24, 2011 23:47

BASKETBOL antrenörü Ahmet Kandemir, spor sayfasında “Potada bahis bombası” ve “İşte o maçlar işte o kupon” başlıklarıyla verilen haberlerden şikayetçi oldu.

Haksız yere suçlandığını ve bu haberler nedeniyle işinden olduğunu savunuyordu:
“8 Nisan’da ‘Potada bahis bombası’ başlıklı haberde, antrenörlüğünü yaptığım Antalya Büyükşehir Belediye takımının maçlarına İddaa’dan bahis oynadığım, bu durumun teknik takiple belirlendiği, hatta Basketbol Federasyonu’nun da iddaa oyununu düzenleyen firmaya bilgi verdiği yazıyordu.
Hem Basketbol Federasyonu, hem de Spor Toto Genel Müdürü’nün yalanlama açıklaması yapmasına rağmen 9 Nisan’da, yine aynı dilde ve oynadığım iddia edilen kupon yayınlanarak iddialar tekrar edildi.
‘İşte o maçlar işte o kupon’ başlıklı bu haberde, bana ait olduğunu iddia ettikleri kupondaki maçlardan ikisinin, İddaa bültenine dahi alınmadığı ortaya çıktı. Buna rağmen Hürriyet Spor Servisi, ne özür diledi, ne de düzelten yeni bir haber yaptı. Bu haber yüzünden işimi kaybettim ve kariyerim ağır yara aldı. Bu durumu kim, nasıl tamir edecek?”
Kandemir’in bu mailini okuduktan sonra sorunu daha iyi anlayabilmek amacıyla kendisine iki soru yönelttim. Kandemir, görevden alınma nedenine ilişkin ilk soruma “Ne bir soruşturma, ne bir adli durum mevzubahis değildi. Hürriyet’te çıkan haber ve neticesinde oluşan siyasi kaygılar hadiseyi bu noktaya getirdi” karşılığını verdi. Kandemir, Hürriyet ile birlikte takıma karşı da dava açacağını söyledi. Kandemir, ikinci soruyu yanıtlarken “İddaa’nın yasal bir oyun olduğunu, zevk için, meblağı belli ölçülerin dışına çıkmayan” şekilde oynadığını kabul etti ve “Bir antrenörün kendi takımıyla ilgili bahis yapmasını ise kesinlikle etik bulmuyorum” dedi.
Sonra da Kandemir’in itirazlarını haberde imzası bulunan hurriyet.com.tr Spor Müdürü Meriç Tunca’ya aktarıp yanıtını aldım. Tunca, Antalya BŞB’nin iki maçının İddaa programına alınmaması üzerine konuyu araştırmaya başladığını anlattı. Haberiyle ilgili tereddüdü yoktu:
“Basketbol Federasyonu, İddaa, Spor-Toto ve Beşiktaş yöneticileri başta olmak üzere konunun bütün taraflarıyla görüşerek haberimi hazırladım. Antalya BŞB. Kulüp Başkanı Recep Tokgöz, gün içinde haberimizi doğrulayarak, ‘Basketbol Federasyonu’ndan ligler direktörü Ahmet Araşan, dün (7 Nisan) şube sorumlumuzu arayarak bilgi verdi. Konu açıklığa kavuşana dek Ahmet Kandemir açığa alınmıştır’ açıklaması yaptı. Yani Kandemir’in iddia ettiği gibi, ‘Hürriyet yazdı, beni açığa aldılar’ gibi bir durum yok.
İlk haber çıktıktan sonra Antalya’da 5-6 Mart tarihlerinde Ahmet Kandemir’in bir yakını tarafından 6-7 ayrı bayiden oynandığı ve 150 bin lira ikramiye kazandığı iddia edilen kuponun peşine düştüm. Ancak ‘İşte kupon’ haberi yayınlandıktan sonra, iddia edilen iki maçın programda olmadığı bilgisi geldi. Bu haberdeki hatam, bu kuponu tam incelemeden yayına vermek oldu.
İki hafta İddaa programına alınmayan Antalya BŞB’nin karşılaşmaları, Kandemir’in gönderilmesiyle birlikte yeniden programa alındı. Bu olay bile haberin ne kadar doğru olduğunu ortaya koyuyor.
Ayrıca basketbol yazarları Ahmet Kurt, Ünal Özüak ve basketbol menajeri Nur Gencer de, Federasyon’dan Ahmet Araşan’ın bu haber çıkmadan önce Antalya BŞB yönetimini telefonla arayarak ‘Hocayı göndermezseniz İddaa programlarında yer almayacaksınız’ dediğini köşelerinde yazdılar. Basketbol Federasyonu, yine de bu haberleri ihbar kabul edip, soruşturma başlattı.”
Bu kadar ayrıntıyı ve iki farklı bakışı yansıttıktan sonra galiba en iyisi takdiri yine okura bırakmak...

Türkiye’den İsrail’e göç

“TÜRKİYE’den İsrail’e dönüş” başlığıyla 18 Nisan’da yayımlanan haber, çevirmen Roni Rodrigue’nin dikkatini çekti. Rodrigue, bu başlığı “yanlış ve talihsiz” olarak nitelendirdi: “Bu ifade, Türkiye’de yaşayan Yahudi vatandaşlara karşı ayrımcılığın göstergesi. Zira ‘dönüş’ sözü, bir kişinin ait olduğu bir yere ulaşma niyetini ifade eder. Türkiye Yahudileri kendilerini, Türkiye mozaiğinin bir parçası olarak görmüşlerdir. Nitekim haberde de İsrail’e yerleşen Türkiyeli Yahudilerin çocuklarının Türkiye ismini öne çıkaran bir futbol takımı kurdukları vardır.”
Okurun bu eleştirisini, haberi yazan Okan Konuralp’e ilettim. O da üzgündü, “İfade yanlışlığının haberin kısaltılmasından kaynaklandığı”nı düşünüyordu:
“Haberde, ‘İsrail dışındaki Yahudilerin ‘Vaat edilmiş topraklar’a dönüşünü sembolize eden ‘Aliya’ başlıklı bir bölüm bulunuyordu. Editörler, haberi gazeteye koyarken bu bölümü atmış. Ancak bu bölüm çıkarılınca başlığın taşıdığı anlam ortadan kalkmış. Sayın Rodrigue’nin hassasiyetini de selamlayarak bir daha topyekûn ‘daha daha’ dikkatli olma sözüyle.”

Pangalos haberinden dersler

YUNANİSTAN Başbakan Yardımcısı Theodoros Pangalos’un, “Türkler çalışırken biz tembellik yaptık. Şimdi bunun sonuçlarına katlanıyoruz” sözleri, Sefa Kaplan’ın özel haberiydi. Pangalos’un sözleri, “Ağustosböceğiyle karınca” manşetiyle duyuruldu Hürriyet okurlarına. 18 Nisan’daki bu manşet, Yunanistan’da politik bir fırtınaya neden oldu. Eleştiriler üzerine Pangalos, o sözleri söylemediğini savundu, ama ses kayıtları ortaya çıkınca geri adım atmak zorunda kaldı. Haberin ve Pangalos’un itirazını geri almasına neden olan gelişmeleri Sefa Kaplan’dan dinleyelim: “Arkadaşım Laki Vingas, bir mail göndererek Yunanistan Başbakan Yardımcısı’nın Paskalya dolayısıyla İstanbul’da bulunduğunu, kendisi için bir kokteyl düzenleneceğini bildirdi. Daveti kabul ederken Laki’ye, Pangalos’la söyleşi yapıp yapamayacağımı sordum. Laki de, ‘Fırsat olursa elbette’ dedi.
Cumartesi günü Taksim’deki Aya Triada Kilisesi’ne gittim. İstanbul Rum cemaatinin önemli bölümü oradaydı. Laki, bu toplantının yeni kurdukları Rum Vakıflarını Destekleme Derneği’nin tanıtımına katkıda bulunacağını düşünüyordu. Kendisi ile ayak üstü sohbet ettik.
Derken Sayın Pangalos geldi. Laki, beni kendisine tanıtırken Hürriyet’ten olduğumu bilhassa belirtti. Bunun üzerine Sayın Pangalos’un yüzünde bir tebessüm belirdi. Tokalaştık. Arkasından önce RUMVADER Başkanı olarak Laki Vingas, sonra da Sayın Pangalos konuştu. Pangalos önce Yunanca, müteakiben de İngilizce konuştu. Her iki konuşmayı teybe kaydettim. Başbakan Yardımcısı’nın konuşması, cemaatte tebessümlere yol açtı. Söyleşi için sorularımı da hazırlamıştım ama vakit olmadı.
Ertesi gün yani pazar günü gazeteye giderek haberimi yaptım. Pangalos’un İstanbul’da söylediği sözleri Atina’da neden yalanladığını bilemiyorum. Ancak, kamuoyu tepkisinden çekinmesi temel sebep olabilir. Anladığım kadarıyla, Yunan basınında istismar edenler oldu.
Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi, Yunanistan’da da politikacılar, sözlerinin kamuoyunda tepki yarattığını görünce ‘Ben öyle söylemedim’ demeyi tercih edebiliyorlar. Bu tipik bir politikacı tavrı. Kaldı ki, sözleri son derece sempatik gelmişti bana. Konuşma kayıtlarını, talep eden Yunan meslektaşlarıma gönderdim, ayrıca Hürriyet’in internet sitesinde de yayınlandı.”
Gördüğünüz gibi ses kaydı olmasaydı, Pangalos’un sözlerini kanıtlamak mümkün olamayacaktı. Bu haberin öyküsü, Ege’nin her iki kıyısındaki gazeteciler için dersler içeriyor. Tabii politikacılar için de...

Okurdan kısa kısa

Neslihan Tuncay: Gazetenizin Ankara ilavesinde 9 Nisan’da yer alan haber, mesleğim gereği beni üzdü. “Bozulmayan mucize oje” başlıklı haberde “... şu an için Ankara’da ... ve ... salonu olmak üzere iki merkezde uygulanıyor” diyor. Oysa biz iki aydır kendi salonumuzda kullanıyoruz. Başka birçok salonda da uygulanıyor. Bu durumda yazdığınız bir haber mi reklam mı?
Deniz Durmaz: YSK’nın vetosunu protesto amacıyla Bismil’de düzenlenen gösteride kan aktı. Hürriyet’in haberine göre, “Güvenlik güçleri, gruba basınçlı su ve biber gazıyla müdahale etti. Olayda, İbrahim Oruç ve Gültekin Kuşlu göğsünden, Abdülkerim Gümüş ise ayağından kurşunla yaralandı.” İyi de bu kurşunlar nereden geldi? Hatta orada kim ateş etti? Sizin haberinizden bunu öğrenmek mümkün değil. Diğer gazetelerde, polisin uyarı ateşi açtığı bilgisi vardı.
Zeynep Eti: Hürriyet gibi bir gazetede, Türkiye genelinde yüksek oranda katılımın olduğu sağlık çalışanları grevinin ‘şirinler’ kadar haber değeri olmadığını görmek çok üzücü ve umut kırıcı...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!