Paylaş
Grunge ve alaturka buluştu
Yeni topluluk Duman, ilk albümü ‘Eski Köprünün Altında’da yeni bir sound inşa ediyor
Son yıllarda Türk müzik sektörünün tekdüzeliğini kıran topluluklara bir yenisi daha ekleniyor: ‘‘Duman’’. 90'lı yılların neslini çok iyi anlatan, basit düzenlemeleri ve klişeden uzak şarkı sözlerini, hem Türk motifleriyle hem de Seattle'dan uzanan grunge ile harmanlayan Duman, kendi tarzını yaratmaya çalışıyor.
TÜRK müzik piyasasında bir zamanların ‘‘altın çocuğu’’ olan pop müziğin iyiden iyiye sıkıcı olmaya başladığı, ortalığı arabesk müziğin kavurduğu bir dönemde imdadımıza kuşkusuz alternatif albümler yetişti. İster klasik, ister türkü, ister pop, isterse de rock alanında son yıllarda hiç de hafife alınmayacak müzisyen ve topluluklar, birer birer isim edinmeye başladı. Popüler piyasada ‘‘ciddi müzikseverler’’in bu arayışlarını tatmin eden toplulukların temelinde rock vardı. Bir Teoman, bir Şebnem Ferah, bir Athena, bir Kargo, bir Kurban, kendilerini Türk müzik ortamında ‘‘marjinal’’ kategorisine yerleştirilecek albümler yaptılar. Her birinin müziği kendine aitti. Her biri samimiydi... Ve sektörün pek çok köklü yapımcısının ‘‘satmaz’’ teorisine inat çok sattılar. ‘‘Altın çocukları’’ solladılar ve yepyeni bir kulvar yarattılar... İşte bu zincire eklenen son halkalardan birinin adı da ‘‘Duman’’...
FARKLI BİR ÜSLUP
Geçtiğimiz cuma günü ‘‘Eski Köprünün Altında’’ isimli albümünü piyasaya süren topluluk, İstanbul'da filizlenen, Seattle'da gelişen ve karşımıza rock müziğini farklı bir üslupla ele alan grunge tarzının alaturka ile harmanlanmasından oluşan lezzet yumağı ile çıkıyor.
Duman grubu Kaan Tangöze, Batuhan Mutlugil ve Ari Barokas'dan oluşuyor. 90'ların başında müziğe başlayan grubun kuşkusuz beyin fonksiyonlarından sorumlu ismi Kaan Tangöze. Topluluğun bestelerinin altında bu isim dikkat çekiyor. 90'ların başında kurduğu Mad Madame isimli toplulukla İstanbul'un gözde rock mekanlarında müzik yapan Tangöze, daha sonra yüksek eğitim görmek için Seattle'a gidiyor. Elbette müziğini de beraberinde götürerek...
Çok sevdiği toplulukların doğum kenti olan Seattle müzik ortamını koklama fırsatından yararlanan Kaan Tangöze, ülkesine döndüğünde kararını veriyor. Tangöze, artık farklı bir albüm yapacak ve bu yeni tarzını dünyanın en ilginç müzik sektörüne kabul ettirmeye çalışacaktır.
Tangöze hemen kolları sıvayıp, Ari Barokas ve Batuhan Mutlugil ile grubunu kurar. Tesadüfler zinciri sonucunda, son zamanlarda enterasan albümlerde imzasına rastladığımız Murat Akad da bu grupla buluşur. Sonrası malum... Zaten sıradışılığı desteklemeyi kendine hedef alan Murat Akad, elbette ki grubu destekler ve çocuğun adı konulur, ‘‘Duman’’...
HALİMİZ DUMAN
Grubun ismi büyük bir ihtimalle albümde yer alan ‘‘Halimiz Duman’’ isimli şarkıdan esinlenilmiş, ancak grubun yapısını ve tarzını da iyi anlatıyor. Ortada 90'ların neslini çok iyi anlatan, kendi kişisel konularını, kendi kuşaklarını dile getiren şarkılar var. Duman'ın şarkı dili var. Düzenlemeler basit, abartı yok ve hedefe yönelik...
‘‘Çocuklar istediklerini iyi biliyorlardı ve bize de sadece birkaç düzeltme kalmıştı’’ diye sözlerine başlayan Murat Akad, özellikle Kaan'ın beste, söz yazma yapısına ve yorumuna dikkat çekiyor. ‘‘Söz yazarı ve besteci olarak Kaan'ı beğeniyorum... Eskiden Mad Madame grubuyla Nirvana ve Pearl Jam'in coverlarını söylüyordu. Canlı performansı da çok çok iyi...’’ diye konuşan Akad, ‘‘Kendi dili ve kendi söylemi olan bir müzik var Duman'ın albümünde. Klişeleşmiş yapımlardan sıkıldım. Bu ise alternatif bir rock albümü. Şimdi Duman'ın gözünden İstanbul var. Dönek 1968 kuşağında kominist olup, 80'lerde 90'larda en büyük kapitalist olanlarla dalga geçiyorlar... Albümün prodüktörü olarak genel sound'dan memnunum’’ şeklinde konuşuyor.
Paylaş