Pırıltı korkusu

PIRILTI ve ışık arayan yeni yıl ruh halimin etkisi ile büyüklerimin ellerinden tutarak yürüdüğüm zamanlardan beri gittiğim Tahtakale’ye bu yıl da uğradım.

Çocukluğumun ince cam süsleri çoktan beri yerlerini plastik toplara bırakmışlardı ama bu yıl, vitrinler silme Çin malı. Aralarında gerçekten sanat eseri sayılabilecek malzemelere de rastlanıyor. Yapraklarının uçları toplu iğne büyüklüğündeki ampullerle yıldızcıklar saçan çam ağacı, hemen aklıma geleni.

Gezip görmek bile eğlenceli olan sokak bu yıl biraz durgun. Nedenini sorduğumda ilginç yanıtlar aldım.

Bu yıl, birçok iş yeri, hatta otel yeni yıl için süsleme yapmıyormuş.

Nedeni daha da ilginç. Çünkü yılbaşı süslemesi yaparlarsa esnaf işlerinin bozulmasından korkuyormuş.

Yıllar önce, hükümetin eğilimine göre Sultanahmet’e Cuma namazına gittiğini duyduğumda nasıl şaşırdıysam, bu kez de öyle şaşırdım.

Yılbaşı, bayramlar piyasalar açısından önemli fırsatlar. Üstelik yeni yılı ışık ve renk cümbüşü içinde karşılamak, dünyanın her yerinde laik bir gelenek haline gelmiş durumda. Yani yılbaşının dini yok. Noel Baba da çok uzun zamandan beri sadece Hıristiyan çocukların uykularına girmiyor. O da laikleşti.

Tahtakale’nin müşteri profili hiçbir zaman sadece Hıristiyan vatandaşlarımız olmamıştı.

Yeni yıl için vitrinlerini süsleyenler de Müslüman vatandaşlara "Bu hafta siz alışveriş yapmasanız da olur" demiyorlardı.

Ya oteller? Yeni yıl programları? Bazen kiçe kaçsa da yani cavalacozlaşsa da vazgeçilemeyen geleneksel yeni yıl dekorasyonları?

***

İYİMSER
tahmin yapıp belki de bu yıl biraz gecikiyor desem de, geleneksel olarak yılbaşının kalbinin attığı Beyoğlu bu yıl karanlık.

Esnafın İstiklal Caddesi’nden ağaçların köklenip çıkartılmasını istediğinin söylenmesinin ardından yeni yıl ve Kurban Bayramı öncesi, eski Taşlıtarla yollarına döndürülen Beyoğlu vitrinleri neşesiz. Beyoğlu değil İstanbul’un vitrinleri neşesiz.

***

BÜYÜK
patronlar ve Anadolu sermayesi arasındaki çelişkiden her zaman söz edilir. Ama son zamanlarda Türkiye, Anadolu sermayesi ile büyük sermaye arasındaki değer farklılaşmasını aşmış, ortak hedefler etrafında farklı çıkarların adaletle temsili üzerinde tartışma yoğunlaşmıştı.

AKP’nin, Avrupa Birliği hedefinin bulanıklaşması ile birlikte değerlendirmelerde "bizden olan ve olmayan" ölçütü devreye girdi.

Bu yıl vitrinlerin karanlığı, Anadolu’da başlayan "iktidara yakın durarak belediyelerden Ankara’ya kadar uzanan yolda işini yola sokmak" eğiliminin yeni yıl vitrinlerine kadar uzandığının göstergesi.

Kendisini muhafazakar demokrat olarak tanımlayan AKP’nin, demokrat değerlerinin aşınarak muhafazakar yani "tutucu" değerlerin öne çıkması toplumun görüntüsünü de değiştiriyor.

Yılbaşının ışıklı sokak ve vitrinlerinin yerini karanlık alıyor. Ama daha da kötüsü bizden olan ve olmayan kırılması.
Yazarın Tüm Yazıları