Güncelleme Tarihi:
Bu koşullarda yayımlanan “Peşmergeler hesap ödemedi” haberine siyasi anlamlar yüklenmesi de kaçınılmazdı. Nitekim 31 Ekim’de haberin çıktığı gün hem sosyal medyadan tepkiler geldi hem de okurlardan telefon ve mail yağdı. Eleştiriler daha çok, “doğru olmayan bir haberle Peşmerge’nin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı” yönündeydi. Öğle saatlerinde de Peşmergelerin, Şanlıurfa’da yemek yediği Demirol Tesisleri’nin sahipleri açıklama yaparak haberi yalanladılar. Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı adına kesilmiş 979 liralık faturayı da kanıt olarak gösterdiler. Bu eleştirileri, haberi hazırlayan Ahmet Can’a sordum. “Ne yediler, restoran ne kadarlık bir ciro artışı yaşadı sorularını sormak için tamamen gazetecilik refleksiyle dinlenme tesisini aradım. Yetkili biriyle görüşmek istediğimi söyledim. Karşıma akaryakıt istasyonunun sahibi olduğunu belirten Bekir Demirol çıktı. Bekir Bey, tüm sorularıma yanıt verdi. Hesabı kimin ödediğini sorduğumda ise hesabın ödenmediğini söyledi. Bu kez ‘Kim ödeyecek’ diye sordum, bilmediğini söyledi. Ayrıca ismini yazmamamı da rica etti. İlk gün hesabın ödenmediği haberimi bu görüşmeye istinaden yazdım.
Bu haber ertesi gün sabahtan yoğun tepki aldı. Üstelik sosyal medyada bir fatura dolaşmaya başladı. O faturanın yemeğin parasının ödendiğinin ispatı olduğu, yalan haber yazdığım iddia edildi.
Bekir Bey ile o gün yeniden görüştüm. Bekir Bey, kendisinin restoran bölümüyle ilgilenmediğini, sözlerinin yanlış anlaşıldığını ve Şanlıurfa Valiliği’nin nakit olarak ödeme yaptığını söyledi. Sabahtan itibaren yoğun tepki ile karşılaştıklarını belirterek yardımcı olmamızı talep etti. Bekir Bey bu kez haberde isminin kullanılabileceğini de belirtti.
Bu bilgiyi doğrulatmak için bu kez Şanlıurfa Valiliği Özel Kalem Müdürü Hüseyin Ötegeçeli ve faturanın kesildiği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) Müdürü Mehmet Kızılkanat’ı aradım. Her ikisi de faturanın kendilerine ulaşmadığı ve nakit ödemenin söz konusu olmadığı yanıtını verdiler. İkinci günkü haberimiz de bu demeçlerden oluştu. Ekonomi haberciliği refleksiyle ve demeçlere dayanarak yazdığım haberlerin, siyasi gerilimin etkisiyle bu alana çekilmesine üzüldüğümü belirtmeliyim.”
Ahmet Can’ın bu yanıtının ardından, Şanlıurfa Valiliği ve Bekir Demirol ile görüştüm. Valilik, “Peşmerge’nin gelişinden önce zaten o restorana gideceği belliydi. Biz organize ettik, onlarla birlikte bizim güvenlik güçlerimiz de yemek yedi. Fatura geldikten sonra ödeme yapıldı” bilgisini verdi. Bekir Demirol da bu bilgiyi doğruladı, “Buraya geleceklerini Valilik önceden haber vermişti. Hatta akaryakıtı da bizden alacakları söylenmişti. Valilik, fatura kesildikten sonra da ödemeyi yaptı” dedi. İki tarafın verdiği bilgi birbirini tamamlıyor; belli ki, ödemeyi Valiliğin yapacağı baştan belliymiş, fatura kesildikten sonra da (yani Hürriyet’in haberlerinin ardından) ödeme yapılmış. Yemek bedelini Valiliğin ödemesi çok doğal. Zira Peşmergelerin akaryakıt bedelini de Suruç Kaymakamlığı’nın ödediğini haberlerden biliyoruz. Anlaşılan Peşmergelerin bütün harcamalarını Türkiye Cumhuriyeti devleti karşılamış.
Bu bilgiler ışığında bakarak Hürriyet’te ilk günkü haberindeki “Peşmergelerin hesabı ödemeden ayrıldığı, hesabı kimin ödeyeceğinin belli olmadığı” bilgisinin doğru olmadığını söyleyebilirim.
Peki bu yanlışlık nereden kaynaklandı? Ahmet Can, gerçekten gazetecilik refleksiyle hareket edip, haber yapmak amacıyla İstanbul’dan Ş.Urfa’yı aramış; Demirol Tesisleri sahiplerinden Bekir Demirol ile konuşup haberi yazmış. Ama o konuşmada bir yanlış anlaşılma ya da eksik ve yanlış bilgilenme olmuş.
Bekir Demirol’un sonradan söylediği, “Ben restoran değil akaryakıt tarafındayım. Restoranda olanları tam olarak bilmiyorum” açıklamasının doğru olduğunun ipuçları ilk haberde var. “Peşmerge hesap ödemedi” haberinde, “Tesislerde yemek yiyen bir kişi 13 TL civarında hesap ödüyor. Bu da Peşmergelerin yaklaşık 1040 TL’lik hesabı ödemediklerini gösteriyor” diye yazıyor. Yani net bir rakam değil, tahmini bir hesaptan söz ediliyor. Bekir Demirol, restoran kısmının yöneticisi olsa kesin bir rakam verebilirdi.
Haberdeki bilgi eksikliği ya da yanlışlık o gün fark edilebilir miydi? Emin değilim. Belli ki, Ahmet Can restoranın her şeyini bilen bir yetkili ile konuştuğunu sanıyor o sırada. Organizasyonu Valiliğin yaptığı bilgisi olmadığı için o noktanın üzerine gidemiyor. Ama bu haberin siyasi yanı nedeniyle ‘Yazı İşleri’nde daha fazla titizlenilebilir, bir kez de yerel kaynaklardan araştırılması, oradaki muhabirlere sorulması yoluna gidilebilirdi. Bu da bir eksiklik olmuş.
Keşke restoran sahiplerinin fatura açıklamasının ardından Ş.Urfa Valiliği de bir açıklama yapıp, fatura geldikten sonra ödeme yapacaklarını duyursaydı. Böylece ikinci günkü haberde “Valiliğin ödeme yapıp yapmadığı” karmaşası engellenmiş olur, konuya ilişkin belirsizlikler gecikmeksizin ortadan kalkardı.
Sonuçta nedeni ne olursa olsun “Peşmergeler hesap ödemedi” haberinin doğru olmadığı açık... Şimdi buradan yeni tecrübeler çıkarma zamanı...
Peşmerge’nin yakıt parası
“10 BİN ton yakıtın parası kaymakamlıktan” haberindeki rakamlar, Murat Özbahçeci, Ertuğrul Aksoy, Tuncer Önal ve Mustafa Çoban adlı okurların dikkatini çekmişti:
“Kobani’ye giden Peşmergeler dün araçlarına 5 bin litre mazot 5 bin litre motorin aldı. Bu 10 bin ton yakıtın parasını ise Suruç Kaymakamlığı ödedi” yazmaktaydı. Herkesin bildiği gibi 5+5 bin litre toplanınca 10 bin litre eder. 10 bin ton yapmaz! Bu küçük bir hesap hatası deyip geçiştirilecek bir konu değil.”
Evet, okurlar kesinlikle haklı. 10 bin litre yerine 10 bin ton yazınca epeyce abartılı bir rakam ortaya çıkıyor. Elbette kasıtlı bir hata olamaz ama tam da “Peşmerge hesap ödemedi” haberiyle ilgili tartışmaların üzerine gelince okurların tepkileri de daha sert oluyor.
Okurdan kısa kısa
Murat Bükcüoğlu: 3 ve 4 Kasım tarihli BilBul eklerindeki ilk sayfa Çengel Bulmaca aynı. Okura saygı lütfen.
Mehmet Erbil: İnternette “Talip Apaydın yaşamını yitirdi”, gazetede 1 Ekim’de çıkan “Usta yazara son görev” haberinde ve sonra Radikal Kitap Eki’nde kullanılan Talip Apaydın fotoğrafı benim. Web sayfamdan site adresim silinerek servis edilmiş. Emeğe saygı lütfen.
Orkun Tayan: “Hâkimin, savcının özeli mözeli olmaz” haberinizde “tabi hâkim ilkesi” demişsiniz. İkisi de Arapça kökenli sözcükler. “Tabi”nin anlamı bağımlı, “tabii”nin ise “doğal”dır. “Bağımlı hâkim ilkesi” olamayacağına göre haberde “tabii hâkim ilkesi” yazmanız gerekirdi. İki “i” ile yani...
Alaattin Yaşar Güneş: Son günlerde birinci sayfadaki karikatürler niye küçüldü? Latif Demirci her şeyi kısa yoldan o kadar güzel anlatıyor ki. Lütfen...